Bugünlerde havalar oldukça sıcak ve bunaltıcı. İnsanlar kapalı mekânlarda bunalıyorlar ve özellikle mesai çıkışı, ikindiden sonra ve akşamları açık havada oturmak, çay içmek, rahatlamak istiyorlar. Pazar günleri yine temiz hava almak, piknik yapmak ve hele Türk insanının özelliği sayılan mangal yakmak bir ihtiyaç halinde.
Bu ihtiyaç sadece temiz hava almak için de değil. Su ve yeşillik görerek gözlerini ve zihinlerini de ferahlatmak arzusundalar. Bu yüzden semtlerin arasına sıkışmış bazı küçük sayılabilecek yeşil parkların insanlarla dolu olduğunu görüyorum. Pazar günü Samatya, Yedikule ve Bakırköy sahillerinin iğne atsan yere düşmeyecek tarzda kalabalık olduğunu gözlemledim.
Gelişmiş ülkeleri gezenler bilirler, orada ağaçların ve yeşilin hâkim olduğu geniş parklar şehir merkezlerinde muhakkak bulunur. Bazı şehirlerde kenti ikiye ayıran akarsuyun etrafı yine park alanı yapılmıştır. Nehir yoksa bakarsınız suni bir göl şehrin merkezine yerleştirilmiş, çevre yine ağaçlarla donatılmıştır. Hatta bazılarında küçük ormanlar vardır.
Gerçekten buralarda ağaçlar sanki şehirlerin taş ve kasvetli havasını yumuşatıyor ve temizliyor, kısmen de olsa şehri doğallaştırıyordu. Üstelik nüfus yoğunluğunu da düşürmek, trafik kalabalığını azaltmak gibi önemli bir misyonu daha vardı.
Tabii ağaç derken yol kenarındakilerden bahsetmiyorum. İnsanların dinleneceği, hava alacağı ağaçlık büyük küçük parklardan söz ediyorum. Ayrıca bu parkların içinde; oturacak kanepeler, yürüyüş ve koşu parkurları, egzersiz aletleri, çay kahve içeceğiniz kafeler, çocuklar için oyun alanları, minyatür top sahaları gibi herkesin yararlanacağı bölümler mevcuttu. Öyle kulak tırmalayıcı müzik ve başka rahatsızlık verici gürültü yoktu. Yaprak hışırtıları kuş sesine karışıyordu buralarda.
Kısacası parklar şehir sakinleri için vazgeçilmez öneme sahiptir ve şarttır. Faydaları saymakla bitmez. İşte yeşil alanların bazı faydaları:
* Ağaçlar ve yeşilin rahatlatıcı, sakinleştirici, stres giderici, sinirliliği ve gerginliği azaltıcı etkisi vardır. Ayrıca enerji verici, uykusuzluğu giderici, hoşgörülü ve anlayışlı olmayı teşvik edici tesirleri mevcuttur.
*Araştırmacılar insan beyninin sakin kalma ve odaklanma yeteneğinin kısıtlı olduğunu ve şehir yaşamının gürültüsü ve yoğun temposu yüzünden köreldiğini uzun süredir söylemekteydi. Bu, beyin yorgunluğu denilen soruna yol açıyordu. Beynimiz yorulunca da dikkatimiz kolayca dağılıyor, unutkan ve aklımız bir karış havada oluyordu. Ancak yapılan yeni araştırmalar, beyin yorgunluğunu yeşillikler içindeki bir parkta kolayca silebileceğimizi gösterdi.
* Bu sahalar, çocuklara ve gençlere olduğu kadar yetişkinlere de hareket ve spor imkânı verir. Böylelikle obezite ve diyabet başta olmak üzere pek çok hastalıktan koruduğu gibi faydalı meşguliyetle zaman geçirmeyi sağlar.
* Zihnen dinlendirir, ailecek veya dost ve arkadaşlarla hoş vakit geçirilir. Şehir hayatının hızlı ve yorucu temposunu düşürerek rahatlık sağlar. Yeşilin sakinleştirici ve iyileştirici özelliği vardır.
* Parklar yerleşim alanları olmadıklarından trafik keşmekeşine ve gürültü kirliliğine karşı da fayda verirler. Ayrıca o mahal binalar ile dolu olmayacağı için şehir yoğunluğunu ve trafiği de rahatlatırlar. Çünkü kalabalık ortam, çevresel stresin önemli sebeplerinden biridir.
* Çeşitli kuşlar ve başka canlılarla renklilik ve doğallık sağlarlar.
* Yeşil, gözleri ve kulakları da dinlendirir.
* Mutlulukla da çevre güzelliğinin yakın ilgisi vardır.
* Ayrıca Rabbim korusun deprem gibi bir afet durumunda insanların sığınacağı sahalar yine buralar olacaktır. İstanbul'un büyük problemi bu tür alanların kalmayışı, her tarafın taş yüksek binalarla dolmasıdır. İşte bu tür alanların artması bu açıdan da elzemdir.
Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı millet bahçeleri bu ihtiyacı giderecek, şehirlerimizi daha yaşanılır hale getirecektir. Hele İstanbul'a, Atatürk Havalimanının taşınmasından sonra 11,7 bin dönümlük araziye millet bahçesi yapılması kararı oldukça isabetlidir. Anlaşıldığına göre; bu alandaki pistler yürüyüş parkurlarına dönüştürülecek; mevcut kimi binalar da kongre alanı, müze, sergi salonları için korunacaktır. Parkın ortasına ise büyük bir gölet planlanmaktadır. Ağaçlandırılacak olan bölgenin içinde botanik parkları, çocuk oyun alanları, organik tarım bahçeleri gibi farklı aktivitelerin olacağı bölümler yer alacaktır. Metro ve otoparklar yine millet bahçesine entegre edilecektir. Tamamlandığında dünyanın en büyük üçüncü şehir parkı olacaktır.
Millet bahçesi kararı başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerimiz için çok gerekliydi. Bilim insanları yeşillik içinde geçirilen vaktin kesinlikle kayıp değil kazanç olduğunu söylemektedirler. Onarıcı bir etki yanında dikkat yorgunluğu ve stresten kurtulmaya yardımcıdır. Kalbimizi ve ruhumuzu tamamen doğal bir ortamda besler, iyileştirir. Hastalıklarımızı, ağrılarımızı, her türlü acımızı ve kaybımızı unutturur. İnsanın yaşadığı fiziksel çevre sağlığında ve mutluluğunda oldukça etkilidir. Şehirde ikamet eden insanların, özellikle gelecek nesillerin sağlıklı ve mutlu oluşlarından büyük fayda olur mu?
Bahçeler düzenlenirken nelere dikkat edilmelidir?
Bir bahçeyi gerçek bir terapi bahçesi yapan yani hastalıkların iyileşmesinde yararlı hale getiren birtakım özellikler vardır. Bilim ve Teknik Dergisinin Temmuz 2018 sayısında Dr. Özlem Kılıç Ekici'nin kaleme aldığı yazıdan bu özellikleri aktaralım:
*Bahçelerin % 70'i yeşil alan olmalı.
*İlginç, dikkat çekici ve gerçekçi olmalı. Ama diğer yandan da çok karmaşık olmamalı, huzur verici olmalı.
*Kuş, kelebek, tavşan, sincap gibi hayvanlar barındırmalı, her yaşa ve ihtiyaca hitap etmeli.
*Geniş yürüyüş yolları olmalı, yüksek kaldırımlar olmamalı. Yürüyüş alanlarının yanı sıra farklı tarzda oturma mekânları da tasarlanmalı.
*Bahçeler farklı duyulara hitap edebilmeli. Seçkin bitkilerin yapısına, rengine, yaydığı kokuya, zehirli olup olmadığına dikkat edilmeli. Gözle görülen, dokunulan, koklanan, hissedilen ve duyulan her şey hastaları tatmin etmeli, rahatsız etmemeli. Örneğin kemoterapi gören hastalar da düşünülerek fazla ağır kokular yayan bitkiler tercih edilmemeli.
*Su temalı dekorasyon öğeleri dikkatli kullanmalı.
*Bahçelere erişim kolay ve pratik olmalı.
Terapide en etkili olan bahçelerin etrafında ağaçların sıralandığı, derelerin aktığı, yemyeşil gür çimenlerin, yeşilin her renginin görüldüğü, çalıların ve rengârenk çiçeklerin olduğu bahçeler olduğu görülmüş.
Prof. Dr. Sefa Saygılı