Paranoid bozuklukta, düşünce bozuklukları şizofrenideki gibi bizar (çok garip) nitelik taşımaz. Kişilik sağlam kalır. Yıkım belirtileri olsa bile uzun süre içinde en az seviyededir. Bu tabloya paranoya da denir.
Hezeyanlı sistemi karmaşık olabileceği gibi basit de olabilir. Hezeyanlarıyla ilgili ayrıntıcılık izlenebilir. Kendilerine bakımları genellikle normaldir. Hastanın duygulanımı hezeyanlarına uyumludur.
Vakalarda kognitif (bilişsel) bozulma olmaz. Entelektüel kapasitelerde bozulma olmadan psikozu (deliliği) belirten paranoya; zihin bozulması ve bilişsel kusur anlamına gelen bunamanın (demans) tersine, özellikle allak bullak edici olabilir. Çünkü deli olarak belirtilen kişide, 'normal' varsayılan kişiye en azından eşit, kimi zaman ondan daha yüksek düşünce ve mantık melekelerine (yeti) sahip olabilir.
Hastalıklarına karşı iç görüleri yoktur. Genellikle yakınlarının zorlaması veya kanuni yollarla muayeneye gelirler.
Paranoid psikoz, şizofreniden şu belirtilerle ayrılır:
- Her yaşta, her derede, her iki cinste ve her tabakadan insanda görülebilir.
- Düşmanlık (perseküsyon) veya kıskançlık (jelusi) hezeyanları ağırlıktadır.
- İdrar bozukluğu (varsanı) görülmez.
- Hasta hezeyanlarına uygun, sarsılmaz bir inançla davranışlarını sürdürdüğünden bir mantık ve düşünce bozukluğu göstermez.
- Anksiyete ve depresyon halleri görülmez. Kendilerine güvenen, zeki ve kabiliyetli olduklarına inanan kimselerdir.
- Şizofreni daha çok 15-25 yaşlarında başladığı halde paranoid bozukluk 35-40 yaşlarında fark edilir.
Paranoid (hezeyanlı) bozukluk çeşitleri
Erotomanik hezeyanlı bozukluk olan vakalar, özel bir kişinin kendisine âşık olduğuna inanır. Bu kişi genellikle yüksek sosyoekonomik düzeyden biridir. Bir film yıldızı, önemli bir politikacı, üniversitede profesör olabilir. Seksüel çekicilik önem taşımaz. Hasta bu kişi ile mektup, telefon, hediyeler, ziyaretler, gözetleme vb. gibi yollarla veya zor kullanarak iletişim kurmaya çalışır. Bu bireyin bazı davranışları bu aşkın kanıtı olarak algılanır. Aynı anda bu şekilde iletişim kurmaya çalıştığını da ileri sürer.
Vakaların çoğu kadındır. Ancak yasalarla başı derde girenlerin çoğu erkektir.
Büyüklük tipi hezeyanlı bozukluğu olan vakalar, önemli yetenek ve becerileri olduğunu ileri sürerler. Böyle bir kişi zamanının önemli bölümünü büyük amaçlar için harcar. Bu düşüncelerinin insanlığa önemli şeyler katacağına inanır ve söyler.
*Büyüklük hezeyanları dini muhtevalı olabilir. Sözgelimi dini bir grubun lideri olduğunu ileri sürebilir veya kendini mehdi ya da mesih sanabilir.
VAKA: Dizi kahramanı oyuncu kendisinin 'beklenen zat' yani ahir zamanda gelecek olan mehdi (kurtarıcı) olduğunu söylüyordu. Ancak bunu destekleyen hiç bulgu yoktu ve nereden bu düşünceye vardığı belli değildi.
Bir başka vakamız ise mason olduğunu ancak ayrıldığını söylemekteydi. Devamlı masonlardan söz ediyor, masonluk hakkında yazılar ve kitaplar hazırlıyordu. Konuştuğumuzda masonların kendisi ile çok uğraştıklarını, evde olmadığı zaman dairesine girerek evrak çaldıklarını, su tesisatını bozduklarını, üst kattan kirli sıvılar akıttıklarını anlatıyordu. Ayrıntıcı bir şekilde sürekli konuşuyordu. Teşhis olarak hezeyanlı (paranoid) bozukluk düşünüldü.
Paranoyaklarda genellikle kibir, kendini beğenmişlikten bir içeriğinin olmasıyla ve kendini beğenmişlik ise içerikten yoksun olmakla ayırt edilir. Çocukluktan beri en iyisi olmak ve en fazla sevilmek için mücadele vermiştir, ancak başkalarının kendisine tercih edildiği acı gerçeğiyle baş başa kalmıştır ve böyle bir adaletsizliğin sebebini bulmak gerektiğinde kendine toz kondurmaz ve kendisine zulüm yapıldığı kanaatine varır.
Bununla birlikte, paranoyak yalnızca zulme maruz kalmakla kalmaz; aynı zamanda kendisi de zulüm uygular ve bunu yapmaya hakkı olduğuna inandığı ölçüde de kolaylıkla yapar. Bu durumda kendine zulmettiğine inandığı kişiye doğrudan doğruya saldıracaktır: Bu belirgin bir kişi olabileceği gibi azınlıklar veya kadınlar, politikacılar, fahişeler gibi bir kategori de olabilmektedir. Bir skandala yol açarak veya sahte adla imzalanmış bir mektupla ya da telefonla kimi zaman gece gündüz tehdit ederek bu kişilerin tehlikeliliği üzerine dikkat çekmekle de yetinebilir.
Kıskançlık tipinde eşinin âşıkları olduğuna inanır. Bununla ilgili olarak da birçok yerde kanıt arar ve bulur. Ev eşyalarının üzerindeki bir izden, konuşmalardan, giyinmeden, yataktaki lekelerden özel anlamalar çıkarırlar. Böyle bir vaka, eşini izleyebilir, evden ayrılmasını engelleyebilir. Bu tür vakalarda saldırganlık eylemleri sık olmasa bile mümkündür.
Vakamız, bir düğünde abisinin eşiyle göz göze geldiğine şahit olduğunu, bunun da aralarında bir ilişkinin varlığı anlamına geldiğini iddia ediyordu. Aile büyüklerinin 'böyle saçma şey olmaz' demelerine rağmen hezeyanını sürdürüyordu.
Perseküsyon tipinde kişi, bir komplonun kurbanı olduğuna inanır. Çünkü paranoyak dürüst ve fedakârdır, haksızlıklara ve yolsuzluklara yüksek sesle ve güçlü bir şekilde karşı çıktığından onunla uğraşılmakta, saldırılmaktadır. Hatta yetenekleri ve meziyetleri nedeniyle kıskanılmakta, onu yok etmeye çalışılmaktadır. O da bunlara, cevap vermektedir. Bu, hezeyanlı bozukluklar içinde en sık görülen tiptir. İzleniyor, telefonları dinleniyor, adı lekelenmek isteniyordur. Kendisine komplo kurulmuştur, aldatılıyordur. Gözetleniyor, izleniyor, iftira ediliyor, taciz ediliyordur. Bazen hezeyanın odak noktası kendisine yapılan haksızlıklar olur. Olgu, gerçek dışı bir biçimde kendisine haksızlık yapıldığını ileri sürer. Hezeyanlarına dayanarak sürekli olarak yasal yollardan hak arar. Bu hastalara dava paranoyası da denilebilir.
Vakamız işyerinde casusluk davası olduğunu söylüyor, bununla ilgili deliller üretiyordu. Mahkemeye neredeyse sayısız defa müracaat etmiş, sonunda mahkemeleri lüzumsuz meşguliyetten dolayı akli dengesinin araştırılmasına karar verilmişti.
Somatik hezeyanları olan vakalar, kötü bir hastalığa yakalandıklarına ve öleceklerine inanırlar. Vücudundan kötü koku yayıldığına inanabilirler. Bu vakalardan bir bölümü böcek veya parazit enfeksiyonuna yakalandıklarını ileri sürerek cilt hastalıkları uzmanına giderler. Bazılarında da vücudunun bazı bölge ve organlarının işlev görmediği şeklinde düşünceler olabilir. Bu kişiler sık olarak psikiyatri dışı hekimlere giderler.
Vakamız, kalbinin çalışmadığını söylüyordu. İkna etmek için söylenen yaklaşımların hiçbiri ona inandırıcı gelmiyordu.
Karışık tipte ise birden fazla hezeyan tipi vardır. Ayrıca önemli bir özellik de bu hezeyanların hiç birinin klinik tabloda önde gelmiyor oluşudur. Bu grupların hiç birine uymayanlar ise belirlenmemiş tip olarak adlandırılırlar.
Hezeyanlı bozukluklar söz edildiği gibi daha çok adli yollardan hekime getirilir. Komşusunu, hiçbir ilgisi olmadığı halde karısının dostu diye öldüren vakalar adli psikiyatride sıktır. Yine somatik hezeyanları olan bir hastamız iç organlarının çürüdüğünü, yakında öleceğini söylüyordu.
Tedavi
Vakalar genel olarak tedavide işbirliği yapmazlar. Bu sebeple güven verici bir ilişki kurulması gerekir. İlaca cevap sınırlıdır. Tedavi olarak, yan etkilerine dikkat edilerek antipsikotikler tavsiye edilir.
Sefa Saygılı