Önce geçen hafta vuku bulan vahşeti medyadan takip edelim:
"Ankara'nın Çankaya ilçesinde bir eğlence mekânında müzisyenlik yapan Onur Şener, istek parçasını farklı tarzda söylediği için darp edildi. Aldığı darbelerle ağır yaralanan Şener, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Müzisyenin ölüm haberinin ardından "Müzisyen Onur Şener kimdir, neden ve nasıl öldü?" soruları gündeme geldi. İşte, Onur Şener'in ölüm nedeni...
Ankara'nın Çankaya ilçesinde bir eğlence mekânında 3 kişi, istekte bulundukları parçayı farklı tarzda söyleyen müzisyen Onur Şener ile mekânda tartıştı. Eğlence mekanına iki kadın arkadaşlarıyla gelen kamu kuruluşlarında çalışan A.G., S.S. ve İ.K., Onur Şener'i mekandan çıktıktan sonra ise darp edip kırdıkları şişelerle yaraladı. Şener, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Eğlence mekânına iki kadın arkadaşlarıyla gelen, kamu kurumlarında çalıştıkları öğrenilen A.G. (36), S.S. (36) ve İ.K. (35), o sırada sahnede olan müzisyen Onur Şener'den (45) istek parçada bulundu.
Edinilen bilgiye göre solist Onur Şener'in şarkıyı kareoke tarzında söylemesi üzerine İ.K., kareoke yapmadan şarkıyı kendisinin istediği biçimde söylemesi için ısrar etti. Bunun üzerine Şener, İ.K.'ye işine karışmamasını söyledi.
Bu diyaloğun ardından da gruptan üç kişi müzisyenle sözlü olarak tartışmaya başladı, tartışma büyüyerek kavgaya dönüştü. Mekân çalışanları ile müşterilerinin araya girmeyi kavga sonlandırıldı.
Eğlence mekânının kapanmasına yakın saatlerde aynı grup, evine gitmek üzere işyerinden çıkan Onur Şener'e saldırdı. 3 kişi ellerindeki cam şişelerle Şener'i darp etti.
Olayı gören vatandaşların ihbarı üzerine gelen polis ekipleri kavgayı ayırdı. Boğazından ve yüzünden cam parçalarıyla ağır yaralanan ve hastaneye sevk edilen Şener, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti."
Bu haberi okuduğunuz zaman cinayetin sıradan bir olay yüzünden olduğu zannedilir. Hâlbuki işin içinde gizlenen korkunç bir fail var. Bu konuda uyarıyı tecrübeli gazeteci ve tarihçi Murat Bardakçı Beyefendi, 'Onur Şener'in katillerini lânetlemek yetmez, heriflerin cinayetten önce zıkkımlandıklarına da verip veriştirmek gerekir!' başlıklı yazısında yazdı (6.10.2022, Habertürk):
"Aklımızı fikrimizi ve dengemizi gün geçtikçe kaybeder hâle gelmememizin ve bazılarının da insanlıktan çıkmalarının son kurbanı Onur Şener oldu.
Ankara'daki vahşet hakkında çok şey yazılıp söylendi, bin bir çeşit yorum yapıldı, hattâ katillerden ikisinin devlet memuru olmalarından hareketle cinayeti siyasî boyuta taşıyanlar bile çıktı. Ama, çok önemli bir hususun üzerinde de pek durulmadı: Katillerin cinayeti ayık iken değil; kafaları dumanlı, hem de hayli dumanlı iken işlediklerinin, yani içkinin vahşetteki rolünün üzerinde...
Magazin tarihimizde 19. Asırdan, özellikle de Kantocu Peruz Hanım'ın şaşaalı günlerinden buyana işlenmiş bir hayli sahne cinayeti vardır. Bunların bir kısmı aşk yüzündendir, bazısının sebebi mafya hesaplaşmasıdır veya Bülent Ersoy'un 1989'da vurulup bir böbreğinden olması yahut Onur Şener'in katledilmesi hadiselerindeki gibi istenen şarkının okunmamasından çıkmışlardır ama ekserisinin gerisinde mutlaka içki, uyuşturucu, vesaire bulunur; yani insan gibi içmeyi beceremeyenler insanlıktan çıkıp can almışlardır."
"Onur Şener'in katlinin ardından da çok şey söylendi, hâlâ da söyleniyor ama içkinin cinayetteki rolünü tartışmak nedense hatırlara gelmiyor!
Hadisenin ayrıntıları, vahşetin gerisinde aşırı alkolün bulunduğunu apaçık gösteriyor: Katiller önce bir başka yerde oturup hayli içmişler ama içtikleri kâfi gelmemiş olacak ki Casetta isimli mekâna gidip zıkkımlanmaya orada devam etmiş; ekmek parasını ve evinin nafakasını gecenin geç saatlerine kadar böylelerine hoşca vakit geçirterek çıkartmaya mecbur olan Onur Şener'i katletmişler!
"İçki bütün kötülüklerin anasıdır" hadîsindeki kerameti şimdi bilmem daha iyi idrak edebiliyor musunuz?"
"Önceki benzer hadiselerde olduğu gibi Onur Şener'in katilleri de mahkemede büyük ihtimalle "Serhoştuk hâkim bey, ne yaptığımızı hatırlamıyoruz" gibisinden bahaneler geveleyeceklerdir...
Kanunlarda caydırıcı bir değişiklik yapılıp serhoşluk cezayı ciddî oranda arttırıcı bir unsur hâline getirilmediği takdirde, gelecekte Onur Şener gibi daha bir hayli masumun hayatından olacağı kesindir!"
Üstat Murat Bardakçı'ya haklı ikazından dolayı teşekkür ediyoruz. Çünkü alkollü içkilerin zararları saymakla bitmez. Bazılarını sıralayalım:
*Alkol güçlü bir toksik madde yani zehirdir; 500 mg saf alkol bir insanı kolaylıkla öldürebilir.
*Alkol anestetik bir maddedir. Yani duyguları ve heyecanı öldürür. Hakiki keyif vermez.
*Yüksek derecede bağımlılık yapan bir uyuşturucudur. Bağımlı olan ömürlerini içmeyi bekleyerek geçirirler. Alkol kullanmamak özgürlük ve mutluluk demektir.
*Kullanan kişinin mali durumunu bozan ve ekonomisini alt üst eden pahalı bir tüketim unsurudur.
*Muhakeme gücünü ve konsantrasyonu engeller.
*Hastalıklara karşı koruyucu fonksiyonu olan bağışıklık sistemimizi zayıflatır.
*Sinir sistemimizi yıpratır. İçmeye devam ettikçe fiziksel ve zihinsel sağlığımız sürekli olarak bozulacaktır.
*İçki içmek stresi gidermez aksine strese ve korkuya sebep olur, sosyal becerileri bozar.
*Üstelik tadı da berbattır.
*Alkol aynı zamanda idrar söktürücüdür ve bu yüzden bedende su yoksunluğuna yol açar.
Kısacası alkol içene kesinlikle hiçbir fayda vermez; aksine her şekilde zarar verir.
Alkolün zararlarından ve sebep olduğu felaketlerden kurtulmanın tek yolu da hiç kullanmamaktan geçmektedir.
Prof. Dr. Sefa Saygılı