Hat San'atının Büyük İsimleri-94
Hayatını Edirne'de sürdürüp eser bırakan hattatların önde bulunanlarındandır. Dünyaya 1684 yılında bu şehirde gelmiş ve 1741'de de gitmiştir. Babası Ahmed Efendi, eskiden haffaf (kavaf) denilen kunduracı esnafındandı. Fakat oğlu, bu meslek yerine hattatlığı seçmiş ve çok da muvaffak olmuştur. Hüseyin Efendi'nin sülüs-nesih yazılarındaki hocası yine Edirneli üstadlardan Çelebi İmam Hâfız Mustafa Efendi (1650 – 1719) olup kendisinden hicrî 1120 (1708) yılında icâzet almıştır.
Aynı zamanda bir mûsıkî üstâdı olan Haffafzâde'nin hüsn-i hatda 23 talebesini tesbît edebilmişizdir. Bunlar arasında en mühimleri Yesârîzâde İsmail (1708 – 1765) ve Şeyhzâde İbrahim (1699 – 1747) efendilerdir.
Haffafzâde, Edirne'nin Murâdiye semtinde ikamet ederdi ve bu şehrin Halebiye isimli câmiinde cuma hatîbi idi; ayrıca Gülşenî tarîkatına intisâbı vardı. San'at hayâtı müddetince 23 mushaf, 100 Delâil, 30 kadar En'âm, 2 Hizb-i Â'zam, birçok kıt'a ve murakkaa yazmışdır. Vefâtına, hattat hemşehrisi Ahmed Müsellem şu manzûmesinde çifte târih düşürmüştür:
"Nîçe mushaf yazıp ermişdi bekā hattına hem,
Birinin dâhi tamâmında iken leyl ü nehâr.
'İrci'î'ye gelip oldu rakam-ı ömrü şikest
Fevtine etdi Müsellem, iki târîhi şümâr:
Cân-ı hattāta olup levh u kalem vakfe-i tay 1154
Evc-i Mevlâ'da makām üzre Hüseyn îde karar 1154"
Bu târih mısrâlarından birincisinde onun hattatlığına, ikincisinde de mûsıkîşinâslığına işaret olunmaktadır.
Haffafzâde'nin Edirne'de hangi kabristana defnedildiği belirsizdir. Esâsen, bilinse de 1930'lu yıllarda büyük bir târihî mezarlık kıyımına uğratılan Edirne'de, onun kabrinin zamânımıza kadar kaldığını düşünmek safdillik olur.
Osmanlılarda sülüs – nesih yazıları meşk edilirken sıra mürekkebâta geldiğinde tercîh edilen kasîde olarak ilk hatırlanacak eser Kasîde-i Bürde'dir. Mısırlı sûfîlerden İmam Bûsırî'nin (ö. 1296?) bütün İslam âlemince bilinen ve baş tâcı edilen Bürde (Bür'e) kasîdesini birçok hattat da yazmaktan haz duymuştur. Felç geçiren şâirinin rüyâda Hz. Peygamber'i görmesi ve kendisine yazdığı kasîdeyi okuması üzerine İslam peygamberinin de hırkasını kendisine hediye etmesi, bedeninin meflûc kısmını da okşaması üzerine âfiyete kavuştuğu rivâyet edilmektedir.
Hattatlarımız da bu mânevî feyizden nasibdâr olabilmek için, anılan kasîdeyi hüsn-i hat ile gündemde tutmayı kendilerine şiâr edinmişlerdir. Haffafzâde de her sahîfedeki 4 sülüs satırın arasına 3 x 2 nesih satırını yerleştirerek kasîdenin tamamını hicrî 1150 (1737) tarihinde ikmâl etmiş, sonundaki müselles sâhaya da imzâsını koymuştur. Eserin bezenmesi de zamânına âiddir, muhtemelen Edirne'de işlenmiştir. Hâlen Süleymaniye Kütübhânesi, Hamidiye, Murakkaat 4'te muhâfaza edilmektedir.
Haffafzâde Hüseyin Efendi'nin sülüs-nesih ile yazdığı Kasîde-i Bürde'nin baş kısmı.
Aynı eserin ferağ kaydı.
Prof. Uğur Derman