Hat san'atının büyük isimleri - 89
O zamanlar Osmanlı toprağı olan Girid adasından tahsîsen hüsn-i hat tahsîli için İstanbul'a gelerek aklâm-ı sitteyi Hâfız Osman Efendi'den (ö. 1642 - 1698) öğrenmiş, Ağakapılı İsmail Efendi'yle de hat müzâkerelerinde bulunmuştur. Aslında, kendisi Süleymaniye'deki Ağakapısı'nda müezzin olarak vazîfeliydi. Devha, eski üstadları taklîd ederek ta'lîk hattında da mahâret gösterdiğini belirtiyorsa da, biz böyle bir eserine henüz rastlamadık. Girîdî Mehmed Efendi 1752'de vefat etdiğinde, Edirnekapı – Topkapı arası, yol kenarındaki mezarlığa defnolundu. Fakat anılan kabristan şimdilerde yoktur.
Bu Giridli hattatımızın İstanbul'a gelip de hat san'atına kazandırdığı isimler arasında ilk sırayı almağa lâyık olan Usturacızâde Mehmed Şehrî (ö. 1153 / 1740) sayılabilir.
Sakıp Sabancı Müzesi-129'da kayıtlı olan kıt'ası hicrî 1146 (1733) tarihlidir. Sülüsle Besmele ve 4 satır hâlinde nesihle hadîs metinlerinin yer aldığı bu eserinden, Girîdî'nin hüsn-i hattı son derecede sür'atli yazdığı gözlenmektedir. Kıt'anın tezyînâtı bulunmaksızın zamânımıza gelmiş olduğu, Besmele üstü ve koltuk tezhîblerinin İsmail Hakkı Altunbezer (1873 –1946) eliyle işlenmesinden, kenarsuyunun da Necmeddin Okyay'a (1883-1976) âid ebrûlarla bezenmesinden anlaşılıyor.
Resim 1: Hattat Mehmed Girîdî'nin sülüs-nesih bir kıt'ası.
Prof. Uğur Derman