Birkaç gündür Irak Bölgesel Yönetim seçimlerini izlemek üzere Erbil'deyim.
Sadece Erbil'de değil, Irak'ın genelinde siyasi açıdan hareketli günler yaşanıyor. Sebebi de Irak'ı önümüzdeki dönemde yönetecek olan hükümetlerin belirlenecek olması. Hükümet kurma çalışmaları, Irak cumhurbaşkanlığı seçimleri ve bölgesel yönetim seçimleri başlıca gündem maddeleri.
Üç farklı kategori gibi dursa da aslında bu siyasi süreçler iç içe geçmiş durumda ve birinde yaşanan ittifak ya da ayrışma ötekini etkiliyor. Şimdilik bu diğer iki süreci daha sonra tartışmak üzere, bölgesel yönetim seçimlerine dair izlenimlerimi aktarayım.
Seçimler dün gerçekleşti. Son dönemlerde yaşanan en heyecansız seçimlerden birine şahit olduğumu söylesem abartı olmayacaktır. Irak genel seçimlerini de Erbil'de izlemiştim. Bölgeyi daha dolaylı ilgilendirmesine rağmen genel seçimler daha canlı bir atmosferde gerçekleşmişti. Hatta bu bölgedeki katılım Irak'ın genelindeki katılım oranını yukarı çekmişti.
Referanduma katılım % 90, Irak genel seçimlerinde ise % 60 civarında, idi. Pazar günkü seçimlere dair açıklanan katılım rakamları partilerin yüksek mobilizasyon kapasitesine rağmen % 55 civarında kaldı. Aslında sahadaki gözlemimiz bu oranın daha düşük olduğu yönündeydi ama yanıldığımızı varsaysak bile bu oran yine de düşük. Katılım oranının düşük kalmasının temel sebebi de kısmen teknik prosedürlerin oy kullanımını düşürmesi. Fakat bu durumun etkisi % 3'ü geçmez. İnsanların siyasetten yana sahip olduğu beklenti temel sebep olarak ifade edilebilir.
Seçime dair henüz resmi sonuçlar açıklanmamış olsa da ilk göstergeler, bir önceki döneme nazaran dramatik bir değişim yaşanmadığını gösteriyor.
Bu seçim sonucuna dair beklenen oy oranı ve milletvekili sayısı üç aşağı beş yukarı şöyle: KDP % 43 ile 42-44 milletvekili; KYB % 21 ile 20-22 milletvekili; Goran % 12 ile 12-13 milletvekili; Yeni Nesil % 10 ile 8-9 milletvekili. Geri kalan oylar ve sandalyeler ise küçük partiler arasında bölüşülecek.
KDP ve KYB oy oranlarını ve milletvekili sayılarını eşit sayıda yükseltmiş gibi görünüyor. Goran'ın yaşadığı kayıp ise KYB ile Yeni Nesil hareketine kaymış durumda. Burada dikkat çekici olan şey, KYB'den kopmasına rağmen düşme trendine giren Goran'ın tabanının kısmi olarak KYB'ye dönmesidir.
Oluşacak parlamento aritmetiğinde bir partinin tek başına hükümeti kurma gücüne erişmesi beklenmiyor. Yine KDP'nin ağırlıkta olduğu bir koalisyon hükümetinin oluşması kaçınılmaz.
Fakat hükümetin nasıl ve kimler tarafından kurulacağı kadar önemli olan bir başka şey, bölgesel siyaset düzeyinde yeni fay hatlarının oluşmaya başladığına dair işaretler. Bu durumun temel göstergesi iki büyük parti ve silahlı güce sahip KDP ile KYB'nin 2003 sonrasında çeşitli alanlarda oluşan birlikteliklerinin çatlamaya başlaması.
Referandum sonrasında yaşanan tartışmalar bugün somut düzeyde ayrışmaya doğru gidiyor.
Irak cumhurbaşkanlığı seçimleri için her iki partinin aday göstermesi bu açıdan önemli bir gösterge. Pazar günkü oylamanın devam ettiği saatlerde Hero İbrahim Talabani'nin "ortak aday" meselesini dile getirmesine rağmen şimdiye kadar bu doğrultuda bir gelişmenin yaşanmaması her iki parti adaylarının seçime gireceğine işaret ediyor.
Bu da iki parti arasındaki ayrışmanın önümüzdeki dönemlerde daha da sertleşmesi senaryosunu akla getiriyor. IKBY bölgesinin fiili düzeyde olsa da iki idari yapıya bölünmesi akla gelen ilk senaryo.
Önümüzdeki süreçte Irak siyasetini daha hareketli günler bekliyor. Uluslararası aktörlerin açık ya da örtük müdahaleleri ile daha da hareketleneceğini söylemek mümkün.