Sayıların hikmeti ve esrarı öteden beri herkesin ilgisini çeken bir konudur. Bu konuda yazılan kitapların haddi hesabı yok. Tüm dinlerde ve inançlarda sayılara dair inanışlar olduğu için insanlar işlerinde güçlerinde sayıların esrarından istifade etmeyi ve yorumlamayı seviyorlar.
Sayıların esrarını ve hikmetini AKTS hesaplarken bile dikkate alındığını görünce artık tamam dedim, bize bir şey olmaz. Böyle sayıların hikmeti ile gündelik bilgiyi buluşturan hem akil hem arif kimseler oldukça evvel Allah sırtımız yere gelmez.
Şimdi siz doğal olarak benim saçmaladığımı düşüneceksiniz. Konuya pattadak girince kim olsa öyle düşünür zaten. Haklısınız. Müsaadenizle izah edeyim.
Efendim, mevzu bir arkadaşımın;
- Uzaktan eğitime geçildi, acaba AKTS'ler nasıl hesaplanacak? Bizde tüm derslerin AKTS'leri yedi. Sence yedi olmasının bir hikmeti var mıdır? Uzaktan eğitimde de 7 olarak devam etmeli mi? Üç, beş ve sekiz de mübarek sayı. Acaba uzaktan diye AKTS sekiz veya on iki olabilir mi?
diye sormasıyla başladı. Benimle dalga geçmediğinden emin olmak için daha açık konuşmasını söyledim. O da derslerin AKTS'leri yok mu, dedi. Evet, dedim.
- İşte onu söylüyorum, acaba nasıl hesap ettiler de yediyi buldular? Yedi mübarek bir sayı. Şimdi uzaktan eğitim olunca AKTS değişebilir. Yine bir başka mübarek sayı yaparlar mı?
B konulardan anlamadığım için her zamanki gibi konuyu bu işleri çok iyi bilen bir arkadaşıma sordum.
- AKTS nedir ve nasıl hesap edilir üstat?
Arkadaşım, önce AKTS'nin tam adını söyledi. Öğrenci iş yüküne dayalı Avrupa Kredi Transfer Sistemi. Amacı da tüm Avrupa üniversitelerinde geçerli bir kredi sistemi kurmak. Erasmus için gidenlerde veya yatay geçişlerde ve diplomaların denkliğinde intibak sorunu yaşanmaması için böyle bir sistem getirilmiş ve biz de imzalamışız, kabul etmişiz.
Bu sistemde AKTS her ders için ayrı ayrı hesaplanıyor ve çıkan sayı öğrencinin o dersteki iş yükünü gösteriyor. Bir öğrencinin mezun olabilmesi için 240 AKTS tamamlaması gerekiyor. Bu da dönem başına 30 AKTS oluyor. Bazı dönemler birkaç az veya fazla olabiliyor. 1 AKTS 25-30 saatlik iş yüküne denk geliyor. 25 kabul edenler de var 30 kabul edenler de. 30 saat olsa bir öğrencinin bir dönemde dersleri için harcayacağı vakit 900 saat, 25 kabul edersek 750.
Ders yükünün hesaplanmasında ise her dersin ders içi ve dışı etkinlikleri düşünülür. Seminer, Bitirme Tezi gibi derslerin süresi 1-2 saat olurken AKTS'si 15 olabilir. Çünkü öğrenci çalışmasının büyük bölümünü kütüphanede veya başka bir yerde çalışmaktadır. Dersin doğası gereği sınıfta olmasına gerek olmaz. Ama öte yandan 2 saatlik bir başka ders için 3 veya 4 AKTS yetebilir. Uygulamalı derslerin AKTS'leri hep daha fazla olur.
Bir dersin AKTS'si 7 ise o ders için öğrencinin bir dönemde harcayacağı süre biz en azını kabul edelim, 175 saattir. Bu da haftalık 12.5 saat eder. Dört ders alıyorsa 50 yapar. Yani bir öğrencinin aldığı tüm dersler için 14 hafta boyunca her gün yaklaşık yedi saat vakit harcaması gerekiyor. Eğer sadece hafta içi çalışacaksa 10 saat çalışması gerekiyor. Tabi bunlar hep teorik, kaç okulda bu şekilde uygulandığını bilmiyorum.
Öğrencinin ders için haftada kaç saat çalışması gerektiğini en iyi dersin hocası bilir. Kısa sınavlar, ödevler, uygulamalar, finaller ve dersin durumuna göre yapılacak işleri dikkate alır ve hesap eder. Bu durumda tüm derslerin AKTS'lerinin aynı olması sisteme ve sistemin felsefesine aykırıdır.
Arkadaşımın bu cevabını soru soran arkadaşa olduğu gibi ilettim. Cevap arkadaşı ikna etmemiş olacak ki AKTS'lerin 7 olmasının başka bir nedenin olması gerektiğini söyledi ve bana ne olabileceğini sordu. Bilmiyorum desem de kurtulamadım. "Siz tasavvufla ve şerhle uğraşıyorsunuz. Bunu da yorumlarsınız." deyince ben de yedi olmasındaki hikmetleri düşündüm ve sıraladım.
- Her şeyden önce yedi sayısı mübarek bir sayıdır. Çünkü tektir ve bir başka sayıya bölünemez.
- Haftanın yedi günü vardır.
- Felekler yedi kattır.
- İnsanın secde eden yedi uzvu vardır. Kafada yedi delik vardır.
- Dünya yediler üzerinde kuruludur ve yedi büyük eren kontrol eder.
- Padişahın huzuruna çıkarken yedi yerden temenna edilir.
- Bir insanın ecdadı ancak yedi göbek sayılırsa belli olur. Sezeryan doğumlarda da bebeğe ulaşmak için yedi kat kesim yapılır.
- Dünya yedi iklimdir. Eski inanışa göre yedi büyük deniz vardır.
- Fatiha yedi ayettir.
- Yusuf peygamber rüyasında yedi başak ve yedi şişman ve yedi zayıf öküz görmüştür. Yedi kıtlık ve yedi bolluk senesi vardır.
- Ashab-ı Kehf yedi kişidir.
- Nefsin yedi mertebesi vardır ve Mantıku't-Tayr'da kuşlar yedi vadiden geçer.
- 28 peygamber vardır ve yedinin dört katıdır.
- Tavaf için yedi defa Kabe'nin çevresinde dönülür. Safa ile Merve arasında yedi kez gidilip gelinir.
- Şeytan yedi defa taşlanır.
- Cahiliyye döneminde Kabe'nin duvarına asılan şiirlerin sayısı yedidir.
- Babiller de çok önem verdikleri için yedi asma bahçe yapmışlar.
- Yahudilere göre yedi tam ve noksansız sayıdır ve yedi büyük meleğe inanırlar ve yedinci gün bir araya gelirler ve çalışmazlar.
- Antik Yunan'da Apollon'ın sayısı yedidir ve ayın bitmesine yedi gün kala ona kurban keserler.
- Romalılar günü yedi farklı periyoda ayırırlar.
- Hintlilerin yedi tanrısı çok ünlüdür.
- Zerdüşlerin de yedi büyük meleği vardır.
- Nuh peygamberin gemisine tüm hayvanlar yedi günde bindi. Yedinci ayın on yedisinde de Ağrı Dağı'na oturdu.
- Prematüre 8 aylık doğanların çoğu yaşamaz ama 7 aylık doğanlar yaşar.
- Nota sayısı yedidir.
- Gökkuşağı yedi renktir.
- Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.
Yeter dedi arkadaşım, anladım. Ama son söylediğin atasözünü anlamadım. Boş ver dedim, yedi geçtiği için aklıma gelmiş olmalı dedim. Uzun bir haaa çektikten sonra, "Ama hocam, sırf bu nedenle AKTS için 7 sayısını seçmiş olamazlar" deyince aklıma gelen padişahın ebleh oğlunun hikayesini anlattım.
Padişahın biraz ebleh bir oğlu varmış. Yetiştirmesi için hocalar tutmuş. Fakat hocası, babasını rezil etmesin diye korur kollarmış. Bir gün aniden babasının meclisine dalmış ve "Bir ok attım, kebap oldu" demiş. Millet ne demek istiyor bu çocuk, diye birbirlerine bakarken hocası hemen imdada yetişmiş:
- Efendim, oğlunuz ava çıktığında havaya ok attığında birkaç kuş vurdu. Daha sonra kuşları ateşte pişirdi. Onu kastetti.
Diyerek zevahiri kurtarmaya çalışmış. Derken oğlan duramamış ve bir cümle daha patlatmış:
- Bir ok attım, aşure oldu?
Tüm gözler hocaya dönmüş yine bu sefer nasıl yorumlayacak diye.
- Efendim insaf buyurunuz, ben nereden bulacağım dağ başında, ormanda o kadar yemişi, şekeri.
Bu fıkradan sonra arkadaşım yanımdan ayrılırken benim AKTS için yedi sayısının seçilmesindeki hikmeti anlamadığımı düşünüyordu muhtemelen. Zaten ben de hala anlamadım.
İsmail Güleç