Birkaç günden beri askeri güç bakımından birbirine denk olmayan Filistin ile İsrail arasındaki savaşı elinden dua etmekten başka bir şey gelmemenin verdiği acizlik içinde büyük bir üzüntü ile izliyoruz. Türklerin çekilmesinden sonra bir türlü huzur ve sükunun gelmediği topraklarda savaşın uzun bir süre daha süreceği tahmin ediliyor.
İsrail'in hemen kuzeyinde iç savaşın bitirdiği bir ülke daha var: Lübnan. Zahide Tuba Kor'un Ortadoğu'nun Aynası Lübnan isimli kitabını okurken aklıma bölgenin bu kadar çatışma ve kavga içinde olması ile cebelleşme arasında bir ilgi geldi. Müsadenizle izah edeyim.
Sözlükler cebelleşmeyi hep cedel kelimesinden yola çıkarak izah etmiş. Cedel kelimesi ise TDK sözlüğünde "Karşısındakini susturmak için yapılan tartışma", cedelleşme ise "Karşısındakini susturmak amacıyla tartışmak; becelleşmek, cebelleşmek" ve "Uğraşmak, çabalamak, mücadele etmek; becelleşmek, cebelleşmek" şeklinde karşılık verilerek açıklanmış.
Kelime bir diğer önemli sözlük Kubbealtı Lügati'nde "Tartışma, münâkaşa, ağız dalaşı, mantık terimi" ve "Karşılıklı konuşma ve tartışma sanatı, diyalektik, eytişim" olarak açıklanmış. Cedelleşmek ise "Çekişmek, tartışmak, münâkaşa etmek [Halk ağzında becelleşmek, cebelleşmek, mecelleşmek şekillerinde de kullanılır]." olarak açıklanmış.
Tietze'nin meşhur etimoloji sözlüğünde cedelleşme/cebelleşme/becelleşme madde başı olarak alınmış "Çekişmek, münakaşa etmek" anlamı verilmiş. Cedel kelimesinden türediği de eklenmiş.
Nişanyan'ın "Etimoloji Sözlüğü"nde şöyle kelimeye şöyle karşılık verilmiş: Arapça cdl kökünden gelen cadal جدل "kavga, niza, (ilimde) münazara, (mantıkta) diyalektik" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça cadala جدل "burdu, doladı, katıştırdı" fiilinin faˁal veznidir. Bu fiil Aramice/Süryanice gdl kökünden gelen gədal גְדַל "burmak, ip örmek, sarmaştırmak, dolamak" fiili ile eş kökenlidir. Cedelleşme ise "Türkiye Türkçesi cedelleş- fiilinden evrilmiştir. Bu fiil Arapça cadal جدل "tartışma, çekişme, niza" sözcüğünden +lAş- ekiyle türetilmiştir."Daha fazla bilgi için cedel maddesine bakınız."
Bu açıklamalardan sonra cedelleşme için Halide Edip'in eserlerinden, cebelleşme için ise gazetelerden örnek verilmiş.
Burada daha fazla sözlükten örnek getirmeye gerek sanırım. Mesele çok açık ve net. Cebelleşme, cedelden geliyor ve cedelleşmenin halk ağzında dönüşmüş halinden başka bir şey değil. Ancak ben cebelleşmenin zaman için cedelleşmeden farklı olarak yeni bir anlam kazandığını da anlıyorum. Cedelleşme iki insan arasında kullanılırken cebelleşme bir iş ve eşya ile uğraşmanın zorluğu karşısında içinde bulunulan hali tarif için de kullanıldığını görüyorum. Bir işle cebelleşmek o işi bitirmek için zorlanmak demek. Cebelleşme şimdilik burada dursun, ben diğer konuya geçiyorum.
Cebel-i Lübnan
Cebel malum dağ demek. Lübnan bir dağ eteğinde bulunduğu için bölge Cebel-i Lübnan olarak da isimlendiriliyor. Cebel-i Lübnan ülkenin kuzeyinden güneyine baştan sona kaplayan 160 km uzunluğunda bir dağ silsilesi. Toplam yüzölçümünün de yarısı. Dağın doğu tarafı ise dik yamaçlarla kaplı ve ulaşım oldukça meşakkatli. Dolayısıyla dağda yaşayanların hayatı dağın zorlukları ile boğuşarak yani cebelleşerek geçmekte.
Cebel-i Lübnan'ın bir diğer özelliği Osmanlı coğrafyasında en fazla farklı mezhepten insanların bir arada olduğu bölge olmasıdır. Uluslararası ilişkilerde devamlı çatışma halini ifade eden bir terim olarak kullanılan 'Balkanlaşma' neyse farklı mezheplerden yaşayan insanların devamlı çatışma halinde oldukları hali tarif için Cebel-i Lübnan'ın kısaltmasından yola çıkarak 'cebelleşme' yani Lübnanlaşma terimi kullanılması meseleyi kısaca tarif etmek için yeter.
Lübnan dinî ve etnik bakımdan çok karışık bir ülke. Tam on sekiz farklı din ve mezhebin hukuku var. Müslümanlar, Sünni, Şii ve Dürzî, Hristiyanlar Katolik Maruniler, Katolik ve Ortodoks Ermeniler, Katolik ve Ortodoks Rumlar, Keldaniler, Süryaniler, Yakubiler ve daha birçok küçük mezhepten insan yaşıyor Lübnan'da. Coğrafya vadileri birinden diğerine geçilmesi güç geçitlerle böldüğünden dolayı bu on sekiz farklı grup birbirine karışmadan ayrı ayrı yaşar.
Başlıkta sorduğum soruya tekrar dönelim. Cebelleşmenin iki farklı anlamı var. Biri bir iş karşısında çekilen zahmet ve sıkıntıyı, zorlanmayı ifade etmek. Diğeri ise kavga, dövüş, uğraşmak anlamında. Lübnan dağlarında bu iki halin ikisi birden var. Dağın zor şartları ile sıkıntı ve mahrumiyet içinde mücadele etmek ve birbirinden farklı Müslüman ve Hristiyan mezheplerinin hem kendi içlerinde hem de birbirlerine karşı devamlı mücadele ve çatışma hali içinde olması.
Cebelleşmenin cedelleşmeden bağımsız cebel ile yani dağı düşünerek açıklamak sizce de makul değil mi?
İsmail Güleç