Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Şubat 27, 2020
Regâib Gecesi… Kutlu zamanlardan biri…
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bugün, gün batımıyla birlikte bizi ertesi günün sabahına ulaştıracak bir "kutlu" geceyi idrak edeceğimiz gündür…

Bugün, "Üç Aylar" olarak bilinen kutlu bir mevsimin ilk ayında, Receb-i Şerif'in ilk Cuma'sına ulaşacağımız geceyi yaşayacağımız zamandır…

Bugün, akşamla birlikte minarelerden yayılan ışıklar gibi gönüllerimizi aydınlatan ibadet kandillerinin mescidlerde ve camilerde, evlerde, odalarda… bir seccade üzerindeki müminin gönül alemini aydınlatacağı geceye ulaştıracak saatlerin yaşandığı gündür…

Bugün, Pazartesi ve Perşembe günlerini oruçlu geçirmeye gayret eden Sevgili Peygamberimizin (sav) sünnet-i seniyyesine uyarak oruca niyetlenenlerin, iftar öncesi dualarıyla hem bütün bir gönül coğrafyamızdaki müminler için hem de ülkemiz, milletimiz için dualarla Rabbine niyaz edeceği gündür…

Kültürümüzde "kutlu" kelimesiyle nitelediğimiz zamanlar, mekanlar, işler… vardır. Bu nitelemeye temel teşkil eden dinî referans ise "bereket/mübarek" kavramlarıdır. Bu iki kavram üzerine söylenecek sözler hem konuyu anlamamıza hem de onlarla alakalı konularda doğru bilgilerle doğru sonuçlara ulaşmamıza imkan sağlar. Bu sebeple önce bu kavramlar üzerinde durmakta fayda vardır.

BEREKET VE MÜBAREK NE DEMEKTİR?

Dilimize yerleşmiş bir kavramdır bereket… Onunla bolluk, zenginlik, çokluk gibi olumlu manada nitelemelerde bulunuruz. Bazen o yıl elde edilen mahsullerdeki bolluğa işaret eder, "Bu yıl mahsüller çok bereketli maşallah" deriz.

Bazen yiyip-içtiklerimizin herkese yetecek kadar çoğalması için "Bereketli olsun" niyazında bulunuruz. Yine alış-verişlerimizde "Allah bereket versin" diyerek Yüce Mevlâ'dan dileriz, harcadığımıza ve kazancımıza bolluk vermesini… Biliriz ki, Peygamber Efendimizin dikkatimizi çektiği üzere "Bereket, Allah'tandır." Bolluğu bereketi veren de yine O'dur…

Sevdiğimiz, değer verdiğimiz kimseler için "Ömrüne bereket!" diye niyaz ederiz Mevlâ'dan; ona uzun bir dünya hayatı nasib etmesi için…

Bazen saniye ve dakikalarla belirlenmiş saatlerin çoğalarak yettiğini, işimizi bitirmeye imkan bulduğumuzu ifade etmek için "sanki zaman bereketlendi" diye aktarırız, yaşadıklarımızı…

Kısacası bereket, hayatımızın birçok alanında ve safhasında bizimle iç içedir ama farkında değiliz belki…

Tıpkı bereket gibi, mübarek kavramını da sık sık anarız bizler… Daha ziyade maneviyatla alakalı hususlarda başvurduğumuz bu kelimeyi en çok zaman ve mekanlar için kullanırız. Mübarek geceler, mübarek mekanlar ve makamları hep bu kelimeyi öne alarak zikrederiz: "Mübarek Regâib Kandilinizi… Mübarek Ramazan Bayramınızı…" diyerek başlarız tebriklerimize… Kutlu mekânlar, Mekke ve Medine; kutlu mabedler Kâbe-i Muazzama, Ravza-i Mutahhara ve Mescid-i Aksâ da birer mübarek mekândırlar. Bu mekânları üzerinde bulunduran topraklar da "mübarek" topraklardır, gönlümüzde ve gözümüzde…

Görüldüğü üzere bereket ve mübarek kavramları, dinî ve kültürel hayatımızda kendilerine âşina olduğumuz kavramlardır.

BEREKET VE MÜBAREK KELİMELERİ KUR'AN'DA GEÇER Mİ?

Allah Teâlâ'nın yüceliğini, kullarına ikram ve ihsanını, tüm varlıkları yaratmasındaki engin kudret ve yüceliğini, rahmetini, rızasını-hoşnudluğunu, lütuf ve ihsanını ifade eden "Tebâreke" kelimesi Kur'an'da 9 yerde; "Bereket" ve bu kelimeyle alakalı farklı ifadeler 11 yerde geçerken; "Mübarek" kelimesi ve onunla ilişkili kelimeler ise 12 yerde geçmektedir. Denilebilir ki, Kur'an-ı Kerim 32 ayrı ayette, hem Yüce Rabbimizin kullarına ikram ve ihsanından hem de bu rahmetinin, ikram ve ihsanının tecellisi olarak lütfettiği bereketinden ve bereketinin tecelli ettiği zaman, mekân ve eşyanın mübarek oluşundan bahsetmektedir.

Kur'an-ı Kerim'deki bu zengin bakış, ilgili kavram ve kelimeler üzerinde müstakil olarak durmamızı gerektiriyor elbette… İnşaallah bir başka yazımızda sizinle bu konuyu tekrar ele alacağımızı ifade ederek, "hayatı Kur'an'dan ibaret olan" Resul-i Ekrem (sav) Efendimizin hadislerinde "Bereket" kelimesinin nasıl ve ne şekilde yer aldığına kısaca değinerek konumuzu toparlamaya çalışalım…

HADİSLERDE BEREKET…

Son Nebi Hz. Muhammed (sav) ayetleri hem tebliğ hem de tebyîn eden bir görevle gönderilmişti. Allah'ın emir ve yasaklarını "bildiren" ve "açıklayan" Peygamberimizin sözleri, Kur'an ayetlerini anlamamız hususunda en değerli yardımcımızdır. Bereket kavramının geçtiği ayetler de dahil olmak üzere kültür ve gelenekler içinde yaşayan bir kavram olan "bereket"i, insanlar yine Peygamberimiz sayesinde anlayıp içselleştirmiş ve hayatlarına aktarmışlardır.

Bir hadisinde yağmur için "gökten inen bereket" nitelemesinde bulunmuş, bir başkasında ise seher vakti yenilen yemeğin özel adı olan "sahur"u önemsememizi istemiş ve "Sahura kalkın, çünkü onda bereket vardır" buyurmuştur. Bir diğer hadisinde ise "selâm vermenin berekete vesile olacağını" bildirmiştir. Tüm bu tavsiyelerde bereket kelimesinin, yağmur için "gökten inen bolluk vesilesi", müminin, gecenin bir vaktinde kalkıp başında toplandığı sahur sofrasında "Allah'ın rızası ve meleklerin duasına mazhar olmak", mümin kardeşine verdiği selamın ise "en güzel mutluluk ve esenlik dileyiş olduğunu" ifade etmiştir. Kısaca bereket, bunların hepsini içinde barındıran müstesna bir kelimedir vesselam…

İşte bu akşam da Allah Teâlâ'nın, kullarına ilgi gösterip rağbet ettiği, onların dualarına icabet ederek kabul buyurduğu; ilahi ikram ve ihsan, lütuf ve bağış anlamına gelen rağîbe kelimesinin çoğulu olarak Reğaîb ile ifade edildiği üzere, kullarını affı, merhameti, sevgisi ve ilgisiyle karşılayıp yine katından manevi hediyelerle uğurladığı bir müstesna zaman dilimidir… Mübarek kılınan üç ayların, mübarek bir Cuma gecesi olarak ayrıca değerli ve kıymetlidir.

Rabbimiz Teâlâ'dan, Ümmet-i Muhammed'ın sıkıntılarına selamet, dertlerine deva, hastalarına şifa, mazlum ve mağdurlarına bir çıkış kapısı lütfetmesini dileyeceğimiz; memleketimizin, ülkemizin, gönül coğrafyamızın ve tüm dünyanın, yer ve gökten gelebilecek tüm belâ ve musibetlerden, güç yetiremeyeceğimiz âfet ve felaketlerden muhafazasını niyaz edeceğimiz bir gecedir, bu gece…

Mübarek Regâib kandilinizin, amellerinizin makbul, dualarınızın müstecab ve kabulüne vesile olmasına dileğiyle…

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN