Bugün Zilhicce'nin dördüncü günü… İçinde üzerine yemin edilen "On gece" ve bir yılın en faziletli günü olarak bildirilen "Arefe günü" yanında her bir günü, İslam'ın Müslümanlara farz kıldığı ibadetlerden biri olan Hac ibadetinin gereklerinin –ki bunlara Menâsik diyoruz- yerine getirildiği günlere ve gecelere sahne olan mukaddes ve mübarek bir mevsimin içindeyiz… İslam âlimlerinin "İkinci Ramazan" olarak niteledikleri bir farklı zaman dilimindeyiz aslında…
BUGÜN, ASR-I SAADET'TEN BİR GÜNÜN HATIRASINI YAŞIYORUZ…
Asırlar önce yine böyle bir Zilhicce günüydü… Lâkin bugün gibi Zilhicce'nin tam da dördüncü günüydü… Bir yıl önce; Hicri 9. Yılda Hz. Ebu Bekr'i (ra) "Hac, bilinen aylardadır" (Bakara, 197) ayet-i kerimesinin ne ifade ettiğini anlatmak ve "Haccın Menasiki" konularında bilgiler verip müminleri belli bir eğitim-öğretim sürecine tâbi tutmak amacıyla Hac Emiri tayin ederek, Mekke'ye göndermişti, Son Nebi, Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem…
Şimdi, insanlara bir kez daha ve fakat bizzat kendisi uygulayarak ve göstererek öğretecekti bu önemli ibadeti, Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem…
Ramazan-ı Şerif'ten sonra Şevval ve Zilkade ayından sonra gelen Zilhiccenin on günü toplam iki ay on günlük bir zaman dilimi, hacca hazırlık dönemini ve birtakım şartlarına riayet ederek bu değerli ibadetin ifa edildiği ayları kapsamaktaydı… Zira hac ibadeti önce niyet, sonra teşebbüs ve ardından birtakım hazırlıklar gerektiren bir ibadetti…
İşte hicretin 10 yılında Hz. Habibullah (sav) o yılın Zilkade ayının 25'inde –ki miladi takvimler o günü 22 Şubat 632 olarak göstermekteydi- Medine'den hareket ederek kutlu seferine başlamış, dokuz günlük yolculuk sonunda sayıları 100.000'e ulaşan büyük bir müslüman kitleyle birlikte tam bugün; Zilhicce'nin dördüncü gününde Mekke'ye ulaşmıştı. Bugün, işte o günün hatırasını yâd etmek adına bir gündür, bizim için…
Sevgili Peygamberimiz (sav) yanındaki bütün Müslümanlarla birlikte Kâbe-i Muazzama'ya giderek Kudüm Tavafı yaptılar, Zemzem kuyusundan su içtiler, Makam-ı İbrahim'de iki rek'atlik namaz kıldılar, Safa ve Merve arasında sa'y vazifesini gerçekleştirdiler… Zilhicce'nin beş, altı ve yedinci günlerini Mekke'de geçiren Peygamberimiz (sav) hac vazifesine dair ashabının sorularını cevapladı, sözlü ve fiilî olarak bu önemli ibadete ait aktararak hem o günkü hem de sonradan gelecek ümmetine örneklik teşkil etti. Bu aynı zamanda Nebiyy-i Muhterem Efendimizin (sav) ilk ve son kez ifâ ettiği haccıydı; ve bu buluşma böylesine büyük bir kitleyle hitab edeceği son buluşmasıydı, o sebeple de bu haccın bir diğer adı da Vedâ Haccı'ydı…
İşte bugün, o günlerden hatıralar taşır ve taşımalıdır, her bir müminin gönlünde… Dünyayı saran salgın hastalık sebebiyle geçen yıl olduğu gibi bu yıl da hasret çekmeye devam eden milyonlarca Müslümanın gidemediği mübarek topraklar, ziyaret edemediği mukaddes mekanlar da mahzun şimdi…
Oysa geçen zamanlar içinde dünyanın dört bir yanından derilip gelen Müslümanlar içinde "güzel kulluk" adına güzellikleri de beraberlerinde getiren Hak ve Peygamber âşığı nice sevgili kullar, nice Allah dostları da gelirdi her yıl hac mevsiminde…
Nice peygamberlerin, nice velilerin ruhaniyetleriyle hazır oldukları Arafat vadisi, her bir karış toprağı, dünyanın dört bir yanından gelip buluştukları Mahşer Meydanı olurdu müminler için… Vakfelerde dualar semaya yükselirken gözlerden süzülen yaşlar, günahların gönüllerdeki kirini-pasını da siler-temizlerdi o gün…
İşte bugün, bizler için hem Zilhicce'nin dördüncü gününü yâd etme günüdür; hem de o günlerde yapılması emredilenlerden yola çıkarak bugünlerde yapmamız gerekenleri düşüneceğimiz gündür…
Bugünler, sağlığı ve çalışma şartları müsait olanların nafile oruçlar tutabileceği en faziletli günlerdir.
Bugünler, gecelerini Kur'an kıraati, tevbe ve istiğfar ile geçirip nafile namazların kılındığı, teheccüd vakitlerinde uyanık olunması gereken günlerdir.
Bugünler, kendimiz, yakınlarımız, ülkemiz, milletimiz ve memleketimiz için sağlık ve afiyet dileyeceğimiz, dualar edeceğimiz günlerdir.
Bugünler, salgın afetinin üzerimizden, Haremeyn-i Şerifeyn'den, İslam âleminden ve tüm dünyadan kaldırılması için Rabbimize çokça yalvarıp, yakaracağımız günlerdir.
Hâsılı, "Bilinen günlerde Allah'ı çokça zikredin" (Hac, 28) ayetinde ifade buyurulduğu gibi zikir ve tesbihat ile hamd ü senalarla ve tekbirlerle Allah Teâlâ'yı anacağımız günler içindeyiz vesselâm…
Bugününüz ve günleriniz mübarek olsun efendim…
Prof. Dr. Mehmet Emin Ay