Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Aralık 31, 2021
Hayatının son anına kadar insana düşman varlık: Şeytan

Birkaç yazıdır, meleklerin ahiret yurduna uğurladığı müminleri ve onların en belirgin özelliklerini, Fussilet suresinin 30-35. ayetlerinin açtığı yoldan yürüyerek incelemeye çalıştık.

Buraya kadar ele aldığımız ayetler, böylesi bir bahtiyarlığa nail olmak için müminlerin "Rabbimiz Allah'tır" dedikten sonra dosdoğru çizgide yürümeleri, Allah yolunun davetçileri olmaları, güzel ve yararlı işler yapmaları, Allah'a teslim olup Müslüman olmayı en yüce değer olarak bilmeleri, kötülüğe iyilikle karşılık vererek insanlarla aralarında sıcak dostluk ve kardeşlik ilişkileri kurmaları ve bunu başarmak için başta sabır olmak üzere yüce erdemlerle bezenmeleri gerektiğini ortaya koymaktaydı. Ancak bütün bunların, özellikle de kötülüğe iyilikle karşılık vermenin kolay bir şey olmadığını, buna ancak Allah'ın kendilerine sabır başta olmak üzere üstün ahlakî özellikler ve erdemlerin bahşedildiği kulların muvaffak olabileceğini son ayette anlamış olduk.

Bu yazıda ele alacağımız ve konuya dair en son ayette ise Allah Teâlâ, Resul-i Ekrem (SAV) Efendimizin şahsında tüm müminlere, Allah'ın razı olduğu bir hayat yaşamayı ve bu hayatı ibadetlerle imar ederek onu güzel bir ömre dönüştürmeyi ve ömrünün sonunda meleklerin kendisini ahiret yurduna uğurladığı kimselerden olmayı bir yüce ideal haline getirip benimseyenlere, dikkat etmeleri gereken önemli bir hususu nazarlara vermektedir. İşte bu önemli husus, Fussilet suresinin 36. ayetinde yer almaktadır:

"Eğer sana şeytandan kötü bir dürtü gelirse hemen Allah'a sığın! Şüphesiz Allah, en iyi işitendir, en iyi bilendir."

Burada, Allah'a güzel kulluk yolunda en büyük engelin, şeytanın içimize attığı olumsuz duygular ve dürtüler olduğuna dikkat çekilmektedir. Çünkü şeytan, tâ ezelden beridir insanın en büyük düşmanıdır ve onun içinde kin ve öfke duygularını alevlendiren, günah ve isyan eğilimlerini güçlendiren; sonuçta kişiyi Kur'an'ın öğütlediği üstün ahlâktan uzaklaştırmak isteyen bir varlıktır. Ayet-i kerime ise bu büyük ve tehlikeli engeli aşmanın en güvenli çaresini göstermektedir: Allah'a sığınmak ve O'nun yardımını, desteğini istemek...

Müfessirler, Allah'a sığınma buyruğunun aynı zamanda şeytana boyun eğmeme iradesini ve çabasını da içerdiğini ifade ederler. Âyette Allah Teâlâ'nın, kendisine sığınanın yardım talebini işittiğine, şeytan tarafından onun içine atılan dürtüleri bildiğine işaret edilmektedir. Elbette ki Allah, "Bizim uğrumuzda elinden gelen çabayı sarf edenlere gelince, onları bize ulaşan yollara mutlaka yöneltiriz. Kuşkusuz Allah iyilik yapanların yanındadır." (Ankebut, 69) âyetinde söz verdiği üzere, kendisine sığınan kulundan yardımını esirgemeyecek, onun ruhunu bu olumsuz etkilerden arındıracaktır. Bu ayet aynı zamanda anlamlı bir müjdedir. Zira Allah, gerek şeytan ve gerekse şeytanlaşmış insanların telkinleri ve baskıları karşısında sabır ve metanetle inançlarını koruyan, dosdoğru kulluk çizgilerinden sapmayan müminleri mutlaka başarıya ulaştıracağını, çünkü kendisinin daima iyilerin ve iyilik yapanların yanında olduğunu bildirmektedir.

MÜMİNE DÜŞEN GÖREV: ŞEYTANIN DÜŞMAN OLDUĞUNU FARKINDA OLMAK

İnsan, çoğunlukla önemsemediği rakibinin elinden mağlubiyeti tatmakta, hesaba katmadığı ve farkında olmadığı düşmandan zarar görmektedir. Kur'an'da pek çok ayette Allah Teâlâ'nın, insanoğlunun ezeli düşmanı Şeytan'dan bahsettiğini görmekteyiz. Aslında bütün ilahi dinlerde, "kötülük kaynağı" oluşu sebebiyle İblis, "Şeytan/Satan" olarak adlandırılmış ve bu kelime ile özdeşleşmiştir. İslam dini, ayet ve hadislerde İblis'ten, onun düşünce ve amaçlarından, her devirde var olan temsilcilerinden bahsetmekte; insanlardan ve cinlerden de "şeytanların" olduğunu bildirmektedir. Sözgelimi En'am suresinin 112. ayetinde "Şeyâtîne'l-İnsi ve'l-Cinn" ifadesiyle "insanlardan ve cinlerden" olan şeytanların varlığından bahsedilir. Öte yandan, Muavvizetân yani "iki koruyucu sûre"den biri olan en-Nâs suresinde geçen "mine'l-cinneti ve'n nas" ifadesiyle de hem cinlerden hem de insanlardan şeytanlar olduğuna işaret edilerek insanlara vesvese veren şeytanın, hem gözle görülemeyen cinlerden, hem de gözle görülebilen insanlardan olduğuna dikkat çekilir... Görüldüğü üzere insan kılıklı ve fakat şeytan karakterli varlıkların mevcudiyetinden asırlar önce bahsediliyor mukaddes kitabımızda.

Konuya dair Peygamberimizin sözlerini ise Ebu Zerr isimli sahabi şöyle anlatıyor: Resûlullah'ın (sav) mescidde bulunduğu bir sırada içeri girdim ve varıp yanına oturdum. Resûl-i Ekrem bana dönerek: "Ey Ebû Zerr, cin ve insan şeytanlarının şerrinden Allah'a sığın!" buyurunca, ben: "Yâ Resûlallah! İnsan şeytanları da mı var?" diye sordum. "Evet!" buyurdu.

Sözlerimizin sonunda bir hususa daha dikkat çekmek istiyoruz. Çünkü, etrafımızda zaman zaman rastladığımız bazı kişilerin akla hayale gelmeyecek iddialarla ithamlarda bulunan ve ipe sapa gelmeyen fikirlerle zihinleri bulandıran söylemlerinin kaynağının da bu şeytani telkinler olduğunu ifade etmeliyiz. Bu gibi kimseleri de yine Kur'an-ı Kerim tanıtıyor bizlere…

"Allah'ın mesajını görmezden gelen kimseye bir şeytan tahsis ederiz; artık bu onun arkadaşıdır. Kendilerini doğru yolda zannederken bu şeytanlar onları yoldan saptırıp dururlar. Sonunda o kişi bize gelince -şeytana hitaben- "Keşke seninle aramız doğu ile batı kadar uzak olsaydı!" der. Ne kötü arkadaş!" (Zuhruf, 36-38)

Son zamanlarda ekranlarda boy gösteren "ekonomist" ünvanlı kişilerin toplumu korkutan ve ümitsizliğe düşüren söylemlerinin, siyasi kimlikli birtakım kimselerin felaket tellallığı yapmalarının, sizce "Şeytan sizi yoksullukla korkutur ve size kötülüğü emreder." (Bakara, 2/268) ayetiyle bir alakası yok mudur? Bizce var, hem de çok!..

2021 yılının son gününü yaşadığımız şu saatlerde, Cuma gününün feyiz ve bereketinin bir sonraki yılın ilk gününe de sirayet etmesini, önümüzdeki yılın ve yıllarımızın, geçmiş yıllarımızdan daha güzel, daha hayırlı ve daha verimli bir kulluk hayatımıza vesile olmasını; nihayet bizi de ömrünün son demlerinde meleklerden müjdeler alan bahtiyarlardan kılmasını, Yüce Mevlâmızdan niyaz ederim. Her dem sağlık ve esenlik dileklerimle…

Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN