Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Aralık 23, 2022
Peygamberimizin son sözleri:“Refîk-i A’lâ”…
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bundan önceki yazımızda, Sevgili Peygamberimizin (SAV) hayatı boyunca hep "Bana Allah'ın kulu ve elçisi deyiniz" diye tavsiyede bulunduğunu; Allah'a kul olmanın en önde gelen mertebe olduğunu öğretir tarzda bu kulluğu en güzel şekliyle yaşamaya çalıştığını ve O'na kavuşma anına hazırlıklı olmaya gayret ettiğini; vefatından önceki anlarda da şehadet parmağıyla semaya işarette bulunarak mübarek dilinden "Refik-i A'lâ" kelimesi duyulduğunu ifade etmiş ve sözlerimizi bitirmiştik… Bugün sizlerle Resul-i Ekrem (SAV) Efendimizin son sözlerinden biri olan ve kanaatimizce ümmeti için birtakım mesajlar barındıran "Refik-i A'lâ" konusunu ele almak arzusundayız. Önce cümlemiz içinde geçen kelimeler hakkında birtakım bilgiler vermek isteriz.

"Refîk" ne demektir?

Kelime zenginliği bakımından hatırı sayılır bir lisan olan Arapça'da, "arkadaşlık" kavramına -yerine göre- farklı kelimelerle birtakım karşılıklar verilmiştir. Sözgelimi, doğrudan arkadaş için "sâhib" kelimesi kullanılabilirken; sohbet arkadaşlığı "sahâbî"; yakın arkadaş "sadîk"; iş arkadaşı "zemîl"; sevgisi gönülde yer eden arkadaş ise "halîl" kelimeleriyle ifade edilmektedir. Peki, "refîk" kelimesiyle kast edilen nedir; ve refîk hangi anlamlara gelmektedir?

Sözlükler, refîk kelimesinin kök harflerini taşıyan "rıfk" kelimesinin, "iyi huylu, uyumlu ve nazik olmak; geçinilmesi kolay, yumuşak davranış sahibi olmak; etrafına yararı dokunmak ve yardım etmek" gibi anlamları taşıdığından söz ederler. Buna göre, iyi huylu, nazik, kendisiyle rahat geçinilebilen kişi, etrafındakilere yumuşaklıkla davranan, insanlara yardımı ve faydası dokunan kişidir, refîk… Aynı zamanda bu kelime, "yolculuktaki arkadaş" anlamında da kullanılmaktadır; bu ise onun "yoldaş" olarak da başka bir anlamının olduğunu ortaya koymaktadır.

"Refik" ve "Refika" kelimelerinin kültürümüzde yeri…

Osmanlı kültüründe, ecdadımızın dua ederlerken şu cümleyi çokça telaffuz ettiğini biliyoruz: "Mevlâ, tevfîkini refîk eylesin" yani "Allah'ın yardımı senin yoldaşın olsun!" Öte yandan, onlar refîk ve refîka kelimelerini son derece manidar bir şekilde bir başka maksatla da kullanmışlardır. Şöyle ki, refik ve refika kelimelerine "erkek ve kadın eş", "zevc-zevce" anlamları yüklenmiştir. Kanaatimizce, zarif ve nazik insanlar olan şanlı ecdadımız, hayat yolculuğunda birbirine eşlik eden karı-kocayı, bir yol arkadaşı ve yoldaş olarak kabul etmişler; birbirlerinden bahsederken, erkek için "refîkim"; kadın için de "refîkam" kelimelerini kullanmışlardır. Özellikle İstanbul Türkçesinde, günlük konuşmalarda ve yazışmalarda buna uyulduğunu görmekteyiz. Hatta erkeğin, eşine hitaben yazdığı mektuba "Muhterem refîka-i ebediyyem" denilerek başlanmış, böylece bu dünyadaki beraberliğin ahirette cennet hayatında da devam etmesi temenni edilmiştir. Çünkü refîk kelimesinin "cennet arkadaşlığı"na işaret eden ayrı bir manevi yönü de vardır. Zira bu kelime, bir ayet-i kerimede verilen bilgiye göre cennet arkadaşlarını ifade etmektedir. Şimdi bir nebze de bu konuya değinmek istiyoruz.

Refîk kelimesi Kur'an'da geçer mi?

Evet, ama öylesine muazzam bir müjdeyle geçer ki, aşıkların derdine derman olacak güzellikte bir müjdeyle… Dilerseniz önce ayet-i kerimeyi sonra da nüzul sebebini aktaralım…

"Kim Allah'a ve Peygamber'e itaat ederse, işte onlar Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberler, sıddîklar, şehitler ve sâlihlerle beraberdirler. Bunlar ne güzel arkadaştır! Bu, Allah'ın bahşettiği çok büyük bir lütuftur. Ona kimlerin lâyık olduğunu Allah'ın bilmesi kâfidir!" (Nisa, 69-70)

Kaynaklarımızda Medine'nin yerlisi olan ensardan birinin; hatta Hz. Sevbân (RA) isimli bir sahâbinin, Peygamberimize olan derin sevgisinin ve bu sevgiyle sevdiği Hz. Habibullah'ı (SAV) ahiret hayatında görememe endişesine karşılık, Allah Teâlâ'nın onu ve onun gibileri, indirdiği bu ayet ile ferahlattığı aktarılmaktadır. İslam âlimlerinden Şevkânî ve Vâhidî, eserlerinde bu ayetlerin nüzul sebebi olarak şu olayı aktarmaktadırlar:

Resûl-i Ekrem (SAV) Efendimiz bir sohbetinde Hz. Sevbân'ın (RA) kendisine derin ve dalgın bir şekilde baktığını fark edince şefkatle sordu:

"Yâ Sevbân! Nedir bu hâlin?"

Hz. Sevbân, halinden anlayan Efendimiz'e (SAV) şöyle dedi:

"Anam, babam ve bu cânım sana fedâ olsun yâ Resûlallah! Evde kaldığım ve seni göremediğim saatlerde, sana olan hasretim beni adeta yakıyor, senden ayrı geçirdiğim her an bana ayrı bir hicran olmakta... Dünyada iken böyle olunca âhirette hâlim nice olur diye dertleniyorum. Orada sen peygamberlerle beraber olacaksınız. Benim ise, ne olacağım ve nerede bulunacağım belli değil! Üstelik cennete giremezsem, seni görmekten tamamen mahrum kalacağım! Bu hâl beni yakıp kavuruyor yâ Resulallah!"

Kısa bir süre geçmeden Hz. Cebrail (AS) işte bu ayetleri indirdi. Nebiyy-i Muhterem (SAV) Efendimiz de Hz. Sevban'a ve onun gibi olanlara bu büyük müjdeyi bildirdi ve bunu teyid için şu hadis-i şerifini de irad etti: "Kişi, sevdiği ile beraberdir..."

"Refîk-i A'lâ" ne demektir?

Yukarıda aktardığımız bu bilgilerden sonra son olarak Sevgili Peygamberimiz'in (SAV) vefatından önceki dakikalarda dilinde olan "Refik-i A'lâ"dan bahsetmek istiyoruz.

Hadis ve Siyer kaynaklarında yer alan bilgilere göre Resûlullah (SAV) Efendimiz, Hz. Âişe'nin (RANHA) kucağında son nefesini vermeden önceki dakikalarda "ilâ er-refîki'l-a'lâ" cümlesini tekrarlamış, böylece "Şimdi yolculuk, Yüceler yücesi Dost'a" demek istemişti adeta… Buhari ve Müslim gibi muteber kaynaklarda aktarılan bilgiye göre son sözü "Allahümme! Refîka'l-A'lâ" olmuştu…

Altmış üç yıllık hayatında gönlünde sadece Allah; sadece O'nun sevgisi ve O'nun rızası, O'na kulluğun lezzeti ve O'na olan hasretin hüznüyle yaşayan Son Nebi (SAV) Efendimiz, kulu olmaktan memnun olduğu Rabbine kavuşmaktan mesrur bir şekilde, adetâ "Allah'ım! Ey yüceler yücesi Rabbim! En yüce Dost olan senin katına geliyorum." diyerek son nefesini vermişti…

Binlerce salât ve selam olsun, Alemlerin Rabbinin Halîl'ine ve Habîbi'ne; onun ehl-beytine ve ashabına…

Cuma gününün feyiz ve bereketi üzerinize olsun efendim…

Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN