Siyasal Hristiyanlığın markası Evanjelizm!
ABD'de Protestan cemaati arasında iki eğilim kapışıyor. Bunlardan birisi Evanjelikler olarak anılan akım. Bunlar Hristiyanlığı politize ediyorlar ya da güncel politikalara kurban veriyor ve alet ediyorlar. Bunu yaparken ahlaki kriterlerden, adaletten sapıyorlar. Bu nedenle de Rev. William J.Barber, "Zaman zaman Evanjelikler hakkında 'sapkın bir fırka' algısına veya duygusuna kapıldığım oluyor." demiştir. Son sıralarda Mesihiyet veya Mehdiyet veya apokaliptik alanda ilahi görevlendirmenin dışında kurguyla hareket edildiğini görebiliyoruz. Bu ise buna kalkışan dini harekete gölge düşürmektedir. Ahir zaman diliminde yaşadığımız algısı doğru olabilir lakin bu alanda vazifeli olmadığımız halde böyle bir algıya kapılmamız durumdan vazife çıkarmak olur. Nitekim, böyle de olmaktadır. Siyonizmin dini ortağı Evanjelizmi politize eden hususların başında apokaliptik alandan vazife çıkarmak gelmektedir. Bu akım dini alanda toplu dua etkinliklerini de politize edebilmektedirler. Nitekim, Reagan'dan beri Cumhuriyetçi liderlerin vazgeçilmez dini figürü ve tele vaiz Billy Graham'ın oğlu Franklin Graham 2 Haziran (2019) tarihinde bir toplu dua çağrısında bulundu ve bunu icra da etti. Bu çağrıya 250 hatta 300'den fazla Evanjelik din adamı onay verdi ve katıldı. Bunlar arasında namlı Evanjelik liderler ve isimler bulunuyor. Bunlardan bir kısmı çılgın din adamı zümresine girmektedir. Jerry Falwell ile bayan tele Evanjelik vaize Paula White-Cain iştirakçi 250 veya 300 Evanjelik liderlerden birkaçı.
TOPLU DUANIN VAKTİ VE NEDENİ!
Bu toplu dua çağrısının yapıldığı günler Trump'ın 2016 yılı seçimleri kazanmasındaki Rus bağlantısını araştıran özel savcı Robert S. Mueller'in raporunu açıklamaya hazırlandığını günlere denk geliyordu. Korkulan pek olmamıştı ama tehlike de henüz geçmemişti. Evanjelik gurular azil sürecinin başlatılacağı korkusuna kapılmışlardı. Bunun için dini makamda bir gövde gösterisine yeltendiler. Tehlikeyi uzaklaştırmak için bir paratoner veya kalkan duasına ihtiyaç vardı (1). Graham'ın toplu dua töreni çağrısıyla alakalı bakış açısı, nokta-i nazarı şu idi: "Başkan Trump'ın düşmanları gemi azıya aldılar, hangi vesile ile hangi yolla olursa olsun onu, ailesini ve idaresini mahvetmek istiyorlar. Öyleyse ona sahip çıkılmalıdır. Ülke tarihinde onun gibi saldırıya maruz kalan pek az lider olmuştur . İnancım o ki, onun ve halkın tek umudu Yüce Tanrıdır."
Elbette bu ifadenin açılımı da var.
Franklin Graham Başkan Trump'ın ana akım sol medya tarafından acımasızca silkelendiğini, köşeye sıkıştırıldığını, eleştirildiğini ve tarihte Başkan Abraham Lincoln'ın bile bu kadar saldırıya maruz kalmadığını ifade etmektedir. Elbette ana akım sol medyadan kasıt CNN International ile Washington Post ve New York Times gibi gazeteler. Trump'ın tercihli yayın organı Fox Tv ise onlarla baş edemiyor ve belki de onları tek başına karşılamaktan aciz kalıyor.
Franklin Graham ülkenin çöküşün eşiğinde olduğuna ve uçurumun kenarına gelen ülkenin önünde kısa bir sürenin kaldığına, vaktin daraldığına inanmaktadır. Geriye tek çare kalmaktadır. Allah'ın hayırlı bir müdahalesini beklemek. Facebook hesabından sözlerini şöyle sürdürmektedir:" Allah'tan dileğimiz, beklediğimiz onu koruması, güçlendirmesi, cesaretlendirmesi ve ona kılavuzluk ve rehberlik etmesidir…" Keza duasında halkın kurucu atalarının veya eslafın dini anlayışına geri dönmesini istemek de yer almaktadır. Graham'a göre Trump Beyaz Saray'da nefes bile alamıyor. Her yönden sıkıştırıyorlar. Başkan Trump yedi düvelle tek başına mücadele ediyor, çarpışıyor. Çin ile ticari problemler, Kanada ve Meksika gibi komşularla da hem ticaret hem de bazen mülteci sorunları yaşıyor. Bunun dışında Venezuela, Kuzey Kore ve İran ile yüzleşiyor.
Fakir Meksikalılar ABD'ye giderken Trump gibi nobran idarelerden hoşlanmayan Amerikalılar da kapağı Kanada'ya atıyorlar.
MÜKEMMEL BİRİSİ DEĞİL AMA!
Trump için çaresizlik veya ızdirarı bir makamda dua ederken kırdığı cevizlerden ve devirdiği çamlardan dolayı onu savunmanın sınırlarının da bilincinde, farkında. Bu nedenle mazeret makamında bazı gerekçeler sıralıyor. Trump'ın mükemmel birisi olmadığını elbette sıradan bir kişi ve pür kusur vaziyette kendilerinden biri olduğunu söylüyor. Graham bu yöndeki sözlerini şöyle sürdürüyor:" Şüphesiz birçok yanlışa imza attı bununla birlikte o milletin lideridir. Bizi bekleyen veya yüzleşmemiz gereken birçok büyük problem ile karşı karşıya bulunuyoruz. İlgisiz ve uydurma suçlamalarla başkan yolundan alı konulmamalı. Ne pahasına olursa olsun onu yıkmak ve ona ve ulusumuza diz çöktürmek ve bizi yolumuzdan saptırmak istiyorlar. Her konuda olmasa bile bazı konularda onu onaylamıyorum. Bunun açık olduğunu sanıyorum. Bununla birlikte yaşamı kolaylaştırma açısından izlediği politikalar birçok başkanın izlediğinden daha ileri düzeydedir. Keza hem içeride hem de küresel anlamda dini özgürlüklerin önünü açıyor. Modern tarihte Trump en yoğun çalışma temposunu tutturan liderler arasında yerini almaktadır. Ona dua etmem her yaptığını onaylamam anlamına gelmez. Bununla birlikte daha iyi yapması ve daha iyi kararlar alması için Allah'tan ona ilham, hikmet ve vizyon bahşetmesini niyaz ediyorum. Hepimiz adına hayırlı kararlar almaya sevk etsin. İyi kararlar alırsa hepimiz için iyi kötü kararlar alırsa hepimiz için kötü olacaktır. İster Cumhuriyetçi ister Demokrat isterse bağımsız düşünceli olalım hakkında iyi dileklerde bulunmamız gerekir. Hayatımıza akisleri ve etkileri olan kararlarda Allah'tan ona iyi kılavuzluk dilemek vazifemizdir."
Onaylamadığı yönler bulunsa da yine de Graham, Trump'ın büyük lider olarak tarihe geçeceğini ummaktadır. Belki Rusların Büyük Petro Osmanlıların da Deli Petro dedikleri gibi Trump da kimilerine göre deli olsa da Evanjielik gurular nazarında o bir vizyoner ve büyük bir lider olma potansiyelini taşıyor!
Graham toplu dua için hem din adamlarına hem de din adamları ağı dışında kalan sıradan (laypersons) insanlara da çağrı göndermiştir.
Graham, Trump karşıtlarını 'demonic' yani şeytanımsılar olarak kayda geçiniyor. Ülkenin yolların ayrılış noktasında ve uçurumun kenarında seyrettiğini ve tökezlemesi halinde toparlanmasının yılları alacağını öngörüyor .
Uyarısını final cümle ile tamamlıyor: "Maazallah hangi sebeple olursa olsun Trump düşürülecek olursa ülke iç savaşa gömülecek, sürüklenecektir… Trump'a oy verenler kriz halinde ve ayrışmada onun arkasında kenetleneceklerdir. Kalabalıklar öfkelenecek ve çılgınlaşacaktır. Biz zor bir coğrafyada yaşıyoruz, Allah yardımcımız olsun."
Esasen Franklin Graham gibiler Trump'ın dini alandaki sözcüleri. Zira Trump da azledilmesi veya kendisin oy verilmemesi halinde ülkeyi iç savaşla tehdit etmiştir. "Azledilirsem iç savaş çıkar" diyen ABD Başkanı Donald Trump'ın o lafının aslında tehdit değil gün yüzüne çıkmayı bekleyen bir gerçek olduğu anlaşıldı.
Bir yıl kadar önce bir anket düzenlenmişti. Ankete katılanların 3'te 1'i "5 yıl içerisinde Amerika'da bir iç savaş çıkacağı" tahmininde bulunmuştu. Avukatı Rudy Giulani de efendisi gibi pervasızca Trump'ın azledilmesi halinde sokaklarda ayaklanma başlayacağını kan gövdeyi götüreceğini söylemiştir. Avukatı Michael Cohen'in itirafçı olmasıyla başlayan 'görevden azledilme' tartışmalarında ülke ekonomisinin çökeceğini iddia eden Donald Trump, bu kez rahiplerden vaazlarında seçmeni kendisine oy vermeleri konusunda ikna etmelerini isteyerek; 6 Kasım'daki (2018) ara seçimlerde Cumhuriyetçilerin Kongre'de kontrolü kaybetmesi durumunda ülkede şiddet dalgasının başlayabileceği tehdidinde bulunmuştu. Trump hem ara seçimleri hem de Mueller raporunu ufak tefek sıyrıklarla ve ucuz atlatmıştır.
Trump'ın ülkesinin sinir uçlarına dokunduğu şüphe götürmez bir gerçek. Bununla birlikte Evanjelik liderler onda bir beis, kusur görmüyorlar. Franklin Graham ülkenin kaynama halinde ve 'dağınık' vaziyette olduğunu bunu stabil hale getirmenin Allah'ın inayetine kaldığını ifade etmektedir. Kısaca Trump Amerikan kurumlarını tehdit ediyor ve Mümtaz Soysal'ın bir yazısında başlığa çıkardığı gibi vuruşa vuruşa çekileceklerini ima ediyor!
EVANJELİK LİDERLERİN ÇİFTE STANDARDI
Trump şüphesiz uçkur skandallarıyla anılıyor. Evanjelik liderler bu meseleyi örtük bir vaziyette geçiştiriyorlar. Hatta hiç değinmiyorlar. Halbuki Franklin Graham, Clinton'ın uçkurunu sorgulamış, meseleyi didik didik etmiş ve ahlaki yetersizliğini gündeme getirmiştir. Trump'ın uçkur skandalları Clinton'ın skandalını üçe beşe katlar vaziyettedir. Lakin Graham, Trump'ın masum olmadığını söyleyerek bu işin üzerine örtüyor! Demek ki gerçekleri değil gönlünü dinliyor. Gönlü de Clinton yerine Trump'a kaymış vaziyette. Buna İslam literatüründe heva denilmektedir.
Obama döneminde Franklin Graham'ın bir komplo tutkunu olduğu hatırlanıyor. Kaddafi gibi Franklin Graham da Barak Obama'nın Hristiyanlığını sorgulamıştır. Aynı Graham Trump'ın kazandığı 2016 seçimlerini Tanrı'nın zuhuru ve görünüşü olarak tanımlamıştır (God showed up).
TÖVBEYE GEL TÖVBEYE!
Graham dışında tek standartla düşünenler ise Trump'ın sütten çıkmış ak kaşık olmadığını ve tövbeye muhtaç olduğunu düşünüyorlar. Graham gibi düşünenler, 'bu kadar kusur kadı kızında da bulunur' derken öteki kesim, 'hayır, suçları bu kadar hafife almayın' diyorlar. Ötekiler ahlaksız davranışlarından dolayı Trump'ın tövbe etmesi gerektiğini söylüyor ve devlet adamına veya otorite sahiplerine duamın ise umumi olması ve şahsa tahsis edilmemesi gerektiğini söylüyorlar. İncil veya Kitab-ı Mukaddes'in talimatlarında Hristiyanlara iktidar sahiplerine ayrım yapmadan dua etmeleri öğütlenmektedir(2). Graham buna da kulp bulmakta ve isteyen istediği gibi dua edebileceğini ama kendi duasını Başkana tahsis ettiğini ifade etmektedir.
GRAHAM'A KARŞI BARBER
Graham karşısında başka bir blok, akım veya cephe daha var. Bunlar sadece Protestan temsilcileri. Siyasallaştırılmış dua yerine ahlaki normların veya değerlerin öne çıkarılması gerektiğini savunuyorlar. Bu cephenin başını çeken ise zenci din adamı William J. Barber ile Brian McLaren. Son sıralarda Evanjelik akıma karşı çıkışıyla Martin Luther King Jr'a benzetilen Barber Trump'ın beyaz ırkçılığı yaptığını ve Mesih'in talimatlarının aksine Evanjelik guruların da bu ırkçılığa arka çıktıklarını hatırlatmaktadır. Trump'a destek veren din adamları genellikle beyazlar arasından çıkmaktadır. İncil, inananlara fakir, miskin, hasta ve susuz, yabancı/göçmenlere ayrım gözetmeden sahip çıkmalarını öğütlerken Trump yönetimi aksini yapmaktadır. Mesih neye öncelik vermişse neyi tavsiye etmişse Trump yönetimi bunun aksini yapmaktadır. Barber'e göre Trump bir kişi değildir, o bir zihniyettir ve her yanda taraftarları vardır. İhlal Tamircileri veya Ahlaki Füzyon Hareketi gibi girişimlere imza atan Barber dini milliyetçiliğin yanlış bir referansa ve yanlış bir dini tasvire dayandığını ifade etmektedir. 'Hayır' Franklin Graham, "Trump'ın duaya değil protestoya ihtiyacı var.' diyen Rv. William J. Barber Başkan'ın ülkeyi acıya gark ettiğini, boğduğunu sağa ve sola veya Demokrat veya Cumhuriyetçi etiketlere bakmadan, kilitlenmeden veya hapsolmadan bu çığıra etkin ve aktif bir cevap verilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Barber yeni bir sınıflandırma gidiyor; sağ ile sol ayrımı yerine ahlaki merkezde doğru ya da yanlış ayrımına gitmek gerektiğini ifade etmektedir. Şahısların veya siyasetçilerin yerine değerlerin konulması gerektiğini ifade etmektedir. İhlal Tamircileri grubu tarafından hazırlanan bir bildirgeye beş binden fazla kimse imza atarak Trump yönetimini suçlarından dolayı tövbeye davet etti. Barber, Trump gibi aşırı liderlerin ırkçılık sembolleri tarafından yönlendirildiğini ve hırs ile gücün sözleşmeyi/ahdi/covenantı kırdığını ve yıktığını ifade etmektedir. Barber ve arkasındakiler Trump'ın hem anayasayı ihlal ettiğini hem de dini sözleşme ve ahdi bozduğunu savunmaktadır. Graham Trump'a dua için İncil'in Timothy bölümünden (2:2-3) istidlalde bulunmaktadır: Her şeyden önce şunu öğütlerim: Tanrı yoluna tam bir bağlılık ve ağırbaşlılık içinde sakin ve huzurlu bir yaşam sürelim diye, krallarla bütün üst yöneticiler dahil, bütün insanlar için dilekler, dualar, yakarışlar ve şükürler sunulsun.
Buna mukabil William J. Barber İncil'den başka bir bölümle Graham'ın karşısına çıkmakta ve mukabele etmektedir.
(Yeşaya 58:1-11): "Avaz avaz bağırın, çekinmeyin, Sesinizi boru sesi gibi yükseltin; Halkıma isyanlarını, Yakup soyuna günahlarını bildirin."
Tanrı'nın mesajı açıktır: "Adalete kulak ver. İnsanlar arasında eşitliği gözet. Kurbanları istismarcıların elinden kurtar. Evsizlerden, yabancılardan , garip ve miskinlerden, yetimlerden ve dullardan yararlanma. Onların hakkını gözet. Cinayetleri durdur. Bunları yaparsan Davud'un tahtına oturmaya hak kazanırsın. "
2 Haziran tarihli Franklin Graham'ın toplu dua törenine karşı Barber kendisini takip edenleri 12 Haziran tarihinde Beyaz Saray'ın önünde kontra bir protesto mitingine davet etmiştir. İlerlemeci Hristiyan yazar ve konuşmacı unvanını taşıyan Brian McLaren, HuffPost'a yaptığı değerlendirmede Graham ve benzerlerinin saray vaizleri olarak asırlar boyu zenginliğin ve gücün yanında yer aldığını ve müflis karakter ve zihniyetlere ve anti demokratik gündemlere karşı gözlerini yumduklarını belirtiyor. McLaren de Trump'a dua ettiğini ama bunun başka bir makamda olduğunu ifade ediyor. Yalanlarından tövbe etmesini, nobran ve düşmanca tutumlarından vazgeçmesini dilediğini ifade ediyor. İklim değişiklikleri karşısında duyarsız kalmamasını ve işlediği yolsuzluklardan dolayı hesap vermesini ve sorgulanmasını arzu ediyor. Ya mümkün olduğu kadar kısa zaman diliminde azil sürecinin başlamasını ya da en azından 2020 seçimlerinde köşesine çekildiğini görmek istiyor. Sözlerini şöyle noktalıyor: "Bu hem ülkemiz hem de dünya için hayırlı olacaktır (3)."
MESELENİN İSLAM TARİHİNDEKİ AKİSLERİ VE İZDÜŞÜMLERİ
Şahısları ölçü mü almalı yoksa onları ölçüye mi vurmalı?
Bu önemli bir sorudur ve tarih boyunca tartışılmış, sorulmuştur. Peygamberler gibi masumiyet karinesi taşıyan kimseler müstesna hiç kimse kural değildir belki kurala tabidir. Kral kural değildir ama keyfi kural koyar ve uygular. 'Zaman ve insanlar' kural olamazlar belki kurala uyarlar. Bu nedenle İslam tarihi boyunca iki ifade yankılanmıştır. Bunlardan birisi şudur: Dur haysu dare'l hak la tedur haysü dare'z zaman. Hakla birlikte deveran et ama zamanla birlikte deveran etme!
İkinci ifade ise Ahmet Bin Hanbel'e atfedilen bir ifadedir. A'rif er ricale bilhakkı la tarif el hakka birricali. İnsanları hakla tanı, hakkı insanlarla tanıma! Bazıları hakka ulaşmama şu adam vesile oldu dolayısıyla 'onun gölgesinden ayrılmamalıyım, onu çiğneyemem' tarzında sözler ediyor. Bu yanlıştır. Esas olan kişilerin değil hakkın yörüngesinde seyretmektir. Söz gelimi Adnan Oktar ile hidayet bulan yine onunla hidayetini karartabilir!
Elbette devlet adamlarına dua edilir. Fudayl Bin İyaz, ' saklı bir müstecap duam olsa onu devlet adamı için kullanırdım' demiştir. Zira balık baştan kokar ve başın düzelmesiyle gövdenin düzelmesi umulur. Bununla birlikte sağlıklı baş sağlıklı vücutta bulunur demişlerdir. Yani bazen baş gövdeye bazen de gövde başa yardımcı olur .
İstibdat ile fitne arasında
Tarih boyunca devlet ile alimler ve aydınlar arasında ilişkiler inişli çıkışlı, netameli olmuştur. Elbette devlet adamlarının zulümden kaçınması ve kendilerini istibdada kaptırmamaları gerekir. Devlet başkanının istibdat eğilimlerinin törpülenmesi aydınlara ve alimlere düşer. Bununla birlikte bunun yöntemi kırmadan yıkmadan, taşırmadan olmalıdır. Toplumsal kargaşaya yani fitneye mahal vermeden, gerekirse hakkı idarecinin yüzüne vurmak suretiyle görev icra edilmelidir. Bununla birlikte eski ulema devlet katına veya kapısına gidilmesini kerih görmüştür. Aksi halde tabasbus, dalkavukluk, dengeli ilişkilerin yerini alır ve alimler kapı kulu haline gelir. Ulu'l emr mefhumu alimleri de kapsamaktadır ve dolayısıyla devlet katında çarpıklığı gidermek onların görevidir. Topluma yön gösterir devlete de nasihat ederler.
Tarihte bazen olumsuz bir biçimde din siyasetin aracı haline getirilmiştir. Bunlardan birisi Haçlılar döneminde olmuş ve Hristiyanlık Haçlı yayılmacı siyasetine alet edilmiştir. Sonrasında emperyalizm de öyledir. Günümüzde Nazizm de Hristiyanlık adına yapılan siyasi bir istismar hareketidir. Siyonizm de Yahudiliğin tahrifatı ve onun ötesinde siyasete malzeme yapılmasıdır. Evanjelizm akımı da Protestanlık içinde siyasi bir akımdır ve adaletin ve iyiliğin değil gücün ve hırsın peşine takılmıştır. Değerlerin yerine taşkınlığı ikame etmiştir.
1- Franklin Graham Calls For 'Day Of Prayer To Shield Trump From Enemies