Bilindiği gibi Nazilerin Yahudileri kırmakta İttihatçılardan ilham ve örnek aldıkları ve İttihatçıların Ermenilere yönelik 'tenkil ve tehcir' siyasetini taklit ettikleri ileri sürülmüştür. Bu tezin hala da alıcıları bulunmaktadır. Burada bir taşla iki kuş vuruluyor. Hem tarih önünde Almanlar boynu eğik ve bükük hale getiriliyor hem de Türkler suçluluk psikolojisine itiliyor. Böylece Asya ile Avrupa'nın iki cihangiri iğdiş ediliyor ve tutuk hale getiriliyor. Enerjileri içe dönük ve sönük hale getiriliyor. Kronolojik akış açısından Alman tarihi ile Türk tarihi arasında simetriler ve senkronik izdüşümler dikkat çekiyor. Birinci Dünya Savaşının ardından Osmanlıların yıkılmasıyla Türkler tarih sahnesinden çekiliyor. Adeta uyumaya terk ediliyor. Masonluktaki 'uyutulma' tabirinde olduğu gibi Türkler adeta uyutuluyorlar. İkinci Dünya Savaşı sonrasında da Almanlar için benzeri bir süreç başlıyor. Lakin onlara yumuşak güç olma izni veriliyor. Hatta bunun için yardım ediliyor. Türkler ise yüz üstü bırakılıyor.
Bugünlerde Hitler'e başarısız suikast girişiminin yıl dönümünü anma etkinlikleriyle birlikte bu benzerlikler yeniden gündeme geldi. Ermeni bombacının veya suikastçının başarısız eylemi 21 Temmuz 1905 tarihine denk geliyor. Bu başarısız suikast üzerine Tevfik Fikret çok efkarlanıyor ve şiiriyle duygularına tercüman oluyor, duygularını şiiriyle dışa vuruyor. 'Bir lahza-i taahhur' şiiri ile teessüflerini dile getiriyor. Bir anlık gecikme şiirinde İkinci Abdulhamid'in selametle suikastı atlatmasını hayıfla ve teessürle yad ediyor.
Ey şanlı avcı, dâmını beyhude kurmadın!
Attın… fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın!
Dursaydı bir dakikacağız devrî bî-sükûn,
Yâhud o durmasaydı, o iklil-i ser-nikûn.
II. Abdülhamid'e karşı padişahlığı süresince de padişahlıktan indirildiğinden sonra da büyük bir antipati, hatta kin duyan Tevfik Fikret'in, bu padişah üzerine özellikle yazdığı, iki manzumesi çok ünlüdür. Bunlardan biri «Bir Lâhza-i Teahhur»dur. Burada, 1905 yılında ona karşı düzenlenen bir suikastın başarısızlıkla sonuçlanmış olmasından yakınır. Fikret'in Abdülhamid için yazdığı şiirlerin İkincisi «Revzen-i Mahlû/Devriğin Penceresi» adını taşır. Eski padişah Beylerbeyi Sarayı'nda mahpustur. Fikret Âşiyân'ından, karşı kıyıdaki o sarayın pencerelerini görmektedir. Ülkenin karışıklığa doğru gittiğini sezen şair «Aman durumumuz daha kötüye gitmesin de bu adam o pencerelerden bakıp sevinmesin» dileğiyle bu eseri meydana getirmiştir.
Gün itibarıyla yine Temmuz ayında lakin İkinci Abdulhamid'e yönelik suikasttan bir gün evvel Hitler de bir suikast girişimi atlatıyor. Bu suikast girişimi 20 Temmuz 1944 yani savaşın bitmesinden bir yıl öncesine denk geliyor. Gün itibarıyla Hitler ile İkinci Abdulhamid'e yapılan suikastlar bir günlük bir fasıla ve kayma payı taşıyor. İkinci Abdulhamid 21 Temmuz 1905 tarihinde Ermeni çetelerin suikastını atlatırken Hitler de ordu içindeki memnuniyetsiz kesimler tarafından 20 Temmuz 1944 tarihinde öldürülmek isteniyor. Netice itibarıyla iki suikastta başarısız kalıyor.
Hitler suikastına dair duygularında Almanya Başbakanı Merkel Tevfik Fikret'in rolüne bürünüyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Adolf Hitler'e düzenlenen suikast girişiminin 75. yıl dönümü yaklaşırken yaptığı açıklamada, aşırı sağcılıkla kararlı bir biçimde mücadele edilmesi çağrısında bulundu. Yayımladığı video mesajda, 20 Temmuz tarihinde, Nasyonal Sosyalizm iktidarına karşı duran herkesi andıklarını belirten Merkel, "Bugün de demokrasiyi yıkmak isteyen tüm eğilimlere karşı durmakla yükümlüyüz." mealinde konuştu. Nazi Almanyası'nda 20 Temmuz 1944 tarihinde Albay Claus von Stauffenberg öncülüğünde bir grup subay, Adolf Hitler'i bir bombalı saldırı ile öldürmeye çalışmış, ancak suikast girişimi başarısız olmuş ve Hitler hafif yaralı olarak kurtulmuştu. Stauffenberg ve suikast girişiminin arkasında bulunan 200'e yakın isim idam edilmişti.
Merkel, 20 Temmuz suikast girişiminde bulunanları "örnek" olarak nitelendirdi. "Vicdanlarının sesini dinleyerek, Nasyonal Sosyalizm karanlığına gömülmüş olan Almanya'nın tarihine damga vurdular" diyen Merkel, bu kişilere teşekkür borçlu olduklarını belirtti ve "Bu tür eylemler olmasaydı belki de anayasamız bugünkü haliyle ortaya çıkmayacaktı. Bugünümüzü bu insanların cesareti üzerine inşa edebiliriz. Tarihimizin bu sayfası olduğu için mutluyuz." şeklinde konuştu.
Merkel hassasiyetinde haklı belki suikast tarz olarak savunulamasa da başarılı olsaydı Rusya'da 1917 yılında Romanovlar'ın devrilmesindeki gibi savaş daha az hasarla daha erken sona erdirilebilirdi. Bununla birlikte Hitler suikast girişimini atlatmıştır.
Esasında temel yanlış 20 Temmuz 1944 suikastının başarısızlığı olmayıp bilakis Hitler'in sandık üzerinden 1933 yılından itibaren önlenemez yükselişidir. Burada kitlelerin de kabahati göz ardı edilemez. Burada Hitler'i günah keçisi yapmak da çok isabetli değil. Tarihi ve çevresel faktörleri de hesaba katmak gerekir.
İkinci Abdulhamid'e gelince: 1909 yılında devrilmeseydi Birinci Dünya Savaşına girmemek için her yolu dener, imkanlarını seferber ederdi. Muvaffak olur muydu, Allah bilir…
İkinci Abdulhamid'e rağmen Mithat Paşa 1977-1878 Osmanlı-Rus harbini tetiklemeye muvaffak olmuştu.