Ekranda 87 yaşanda olduğu belirtilen bir amca ile alakalı olarak hem bir görüntü dolaşıyor hem de haberi veriliyordu. Merak ettim, mısır koçanları arasında daracık yolda ilerleyen yaşlı bir amcayı ekrana yansıttılar. Ardından ayakkabılarını çıkarmış bir halde çoraplarıyla birlikte bir kooperatif dükkanının içinde mahcup vaziyette ayakta duruyordu. Meğer tarlasında, çiftinde çubuğunda olan bu amca çamurlu ökçeleri ve ayakkabılarıyla Mudurnu'da zararlı böceklere karşı ilaç satan bir kooperatife uğramış. Tarladaki haliyle içeriye girmeye utanmış, çekinmiş, vicdanı el vermemiş. O da ayakkabılarını dışarıda bırakmış, içeriye öylece girivermiş. Kutsal Vadi Tuva'da Musa Aleyhisselamın mikatta / buluşmada pabuçlarını çıkardığı gibi. Mahcubiyetinden ve mekanı ayakkabılarındaki çamur ile kirletmemek için ayakkabılarını dışarıda çıkarmış ve çoraplarıyla birlikte içeri girmiş.
Olay şöyle gelişiyor;
Bolu'nun Mudurnu İlçesinin Kaygana Mahallesi'nde yaşayan 87 yaşındaki Rafet Burukoğlu, bahçesindeki fasulyelerinin üzerinde bulunan böcekleri defetmek için kullandığı ilacın bittiğini fark etmesi üzerine evinin yakınındaki Pancar Kooperatifi Satış Mağazası'na damlıyor.
Mağaza önüne geldiğinde ayakkabılarındaki hayvan pisliğini fark ettiğini anlatan Burukoğlu, "Ayakkabıları çıkardım içeri öyle girdim. Hayvan pisliği vardı ama 'çamur var' dedim. Müdür bunu görünce çalışanını kapıya göndererek 'çabuk hacı amcamın ayakkabılarını al gel' diye talimat veriyor. Burukoğlu, iş yerine gitmeden önce hayvanlarına ot verdiğini, bu sırada ayakkabılarının pislendiğini dile getirerek, çorapla dolaştığının fark edilmesi üzerine iş yeri çalışanlarının kapı önünde bulunan ayakkabılarını içeri getirerek geri giymesini sağladıklarını anlatıyor.
Köy kökenli bu amcadan beklenmedik bir biçimde çok zarif ve ince bir davranış sadır oluyor! Bu davranışın kaynağı ne olabilir? Ona bu terbiyeyi kim vermiş?
Burada ibretlik bir tablo var. Bu tabloyu analiz ettiğimizde Mudurnulu Rafet Amcanın ariflere yakışır biçimde fıtri bir davranış gösterdiğini seziyor ve gözlemliyoruz. Meseleyi biraz daha açacak olursak, burada yapıcı iki haslet var. Bu hasletleri içindeki sinesi ve imanı besliyor, suluyor. Bunlardan birisi başkalarına zarar vermeme kuralıdır. İkincisi de zararı ortadan kaldırmaktır. Duru ve berrak kalplerden kaynaklanan bir tasarruf ve uygulamadır. Hadislerde ifade edildiği gibi iptidaen yani başlangıçta başkalarına zarar vermek yoktur ve bu imani ve İslami kurallardan birisidir. İkincisi de zarara karşı zarar vermeme kuralı vardır. Bu yapıcı davranışın zirvesidir. Vicdana bürünmüş fıtrat insana daima iyiliği emreder.
Nitekim Beyhaki'nin Şuebü'l İman adlı eserinde ve başka eserlerde de yer aldığı gibi İlgili hadis şöyledir: "İman yetmiş küsur bölümdür; en üstte 'Allah'tan başka ilâh yoktur' şiarını kabul etmek yer almaktadır ve en altta ise 'İnsanlara sıkıntı veren bir nesneyi yoldan çekme / kaldırma kuralı vardır.' Haya da imanın bir parçasıdır." (Buharı, İmân 3).
Bir başka hadis bizi bu yöndeki öteki detaylara götürüyor: "İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir. İki kişi arasında adâletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmek isteyene yardım ederek bindirmen yahut yükünü bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz sadakadır…" (Buhârî, Sulh 11, Cihâd 72, 128; Müslim, Zekât 56) Hadiste imanın şubeleriyle ilgili sayı kesret ifade eder yoksa sınır ve tahdit ifade etmez. Bu gibi davranışlar hadiste doğrudan zikredilmese bile tümü imanın şubeleri kapsamına girer.
Bu davranışta başkalarının yerini kirletmekten hicap duymak vardır. Haya da imandan olduğuna göre Mudurnulu Rafet Amca imanının telkinlerine kulak kabartmış, vermiş ve çamurlu ve kirli ayakkabılarını dışarıda bırakmıştır. Şimdi günümüzde bu fıtri ve imani davranışlar giderek azalıyor, ender hale geliyor. Son örneklerini Rafet Amca veya emsalinde görebiliyoruz. Yeniden iyilik dalgası estirmek ve bu gibi kayıp hasletleri eşelemek ve kaybolduğu derinliklerden çıkarmak zorundayız. Yoksa Rafet Amca ile birlikte yarınlarımızı da kaybedeceğiz. Şükür olsun ki, Anadolu'nun böğründe ve derinlerinde bu imanı hasletleri yaşayan ve yaşatan insanlarımız hala var.
Benim açımdan hem olay, hem de özelde olayın kahramanı Rafet Amca ilgi çekici birisi. Rafet Amca hemşerim oluyor, kopup geldiğim, süzüldüğüm diyardan yani Mudurnu'dan. Mudurnu Türkiye'nin saklı köşelerinden bir yer. Tarihi derinliği kadar ustalığıyla da ünlü. Anadolu'nun önemli köşelerinden birisi. Köpük helva gibi kendisine has ürünleri var.
Mudurnu'da Ahi gelenekleri hala yaşatılıyor ve esnaf Cuma günleri alışverişe toplu dua ile çıkıyor. Bu kasabada 7 asırdır toplu esnaf duası geleneği icra edilmektedir. Çocukluğumda aklımda kalan sahnelerden birisi renkli panayırları olmuştur. Güzel günler belki geride kaldı ama güzel davranışlarla birlikte o güzel günleri yeniden geri getirebiliriz.
Bitirirken; hassaten Mudurnulu hemşerim Rafet Amcanın, genel olarak da bütün Müslümanların kurban bayramlarını tebrik ederim. İnşaallah bir engel olmazsa, Allah nasip ederse bayramın ikinci günü Mudurnu'da olacağım. Belki bu vesile ile eski panayırları da yad ederim.
Mustafa Özcan