Cumhurbaşkanı Erdoğan 11 Eylül'de 29 belediye başkanını Beştepe'de ağırladı. Belediye seçimlerinin bizatihi Türk demokrasisinin başarısı olduğunu vurguladı. Erdoğan bu toplantıyla yerel seçimler sonrasında nasıl bir siyasi yol haritası izleyeceğinin ipuçlarını da vermiş oldu. Gerektiğinde mücadeleden kaçmayan, seçilmiş büyükşehir belediye başkanlarına değer veren, ülkenin ve şehirlerin sorunlarını çözmek için herkesle diyaloğa açık, ılımlı ve yeri geldiğinde hatalara dikkat çeken bir tavır sergileyerek bundan sonraki süreçte nasıl çalışacağına dair bir örneklik sunmuş oldu. Bu proaktif yaklaşım özellikle gençlerle de ortak bir dil ve iletişim kuracağına yönelik olarak da okunabilir.
Erdoğan, içeride yeni kurulan partilerle siyasal rekabetin arttığı bir ortamda; yapıcı, oyun kurucu ve siyaset üretici yeni hamlelerle her türlü meydan okumayı karşılayabilecek liderlik kapasitesine sahip olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda siyasal sisteme alan açacak olan en önemli iki husus katılım süreçlerinin işletilmesi ve etkili yeni iletişim mekanizmalarının kurulmasıdır. Erdoğan, bu davetiyle bu konuda somut adım atmıştır ve muhtemelen devamı da gelecektir. Erdoğan, bunun işaretini şu sözlerle vermiştir:
"Burada ortaya koyduğumuz fotoğrafı çok önemli görüyorum. Milletimizin bizlerden istediği görüntünün bu olduğuna eminim."
Erdoğan, Türkiye dışındaki gerilim alanlarının iç siyasette de karşılığının olduğunu bilerek içte siyasal birliği oluşturma hususunda özel bir dikkat göstermektedir. Bu bağlamda büyükşehir belediye başkanlarına Türkiye'nin "ali menfaatlerini" hatırlatmaktadır.
"Siyasi olarak elbette farkı görüşlere ve duruşlara sahip olabiliriz ama ülkemizin ve milletimizin çıkarları söz konusu olduğunda birlikte hareket edebilme erdemini gösterebileceğimize inanıyorum. Türkiye'ye karşı eleştirilere verilecek en büyük cevabımız bu özgürlük tablosudur. Seçim sürecindeki rekabeti meydanlarda bırakan, sandıktan çıkan iradeye herkesin teslim olduğu bu güzel manzara geleceğimizin de en büyük teminatıdır. Artık şehrinizdeki herkesin belediye başkanı olarak görev yapacağınıza inanıyorum."
Türkiye'nin temel sorunlarının çözümünde yerel yönetimler önemli katkıda bulunabilirler. Yerel kalkınma, şehirlerin rekabet gücünün arttırılması, eğitim kalitesinin arttırılması, sporun yaygınlaştırılması, istihdam oluşturulması, demokrasinin yerelleştirilmesi, sosyal hizmetlerin üretilmesi ve göç gibi en temel konularda yerel yönetimlerin inisiyatifleri hayati önemdedir. Fakat yerel yönetimlerin bazı yapısal sorunları bulunmaktadır. Belediye öz gelirlerinin arttırılması bunların en başında gelmektedir. Belediyelerin genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları payın (yani merkezi hükümetten aldıkları pay) yaklaşık gelirlerinin % 52'ine, öz gelirlerinin ise % 48'ine denk gelmektedir. Diğer bir ifadeyle belediyelerin gelirlerinin % 52'si merkezi hükümetten % 48'i ise öz gelirlerinden gelmektedir. Belediyelerin ölçeklerine ve ilde toplanan vergi gelirlerine göre bu oran farklılaşabilmektedir. Belediyelerin öz gelirler oranlarının düşük olması yerel yönetimleri şehirlerin yapısal sorunlarını çözme hususunda pasifleştirmekte, güç ve sorumluluk dağılımında merkez yerel dengesini olumsuz etkilemekte ve yerel demokrasiyi zayıflatmaktadır. Yerel liderlikle yerelde öz gelir üretebilme kapasitesi arasında da doğrusal bir ilişki bulunmaktadır. Şehirlerin kalkınması ve yerel demokrasinin güçlenebilmesi için bu en hayati konulardan birisidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda da liderlik göstermektedir. Tüm büyükşehir belediye başkanlarını bu konuda inisiyatif almaya ve çözüme katkıda bulunmaya davet etmektedir:
"Neredeyse tüm belediyelerimiz mali sıkıntı yaşıyor. Tüm belediye başkanlarımızın tespitleri sonucunda bu sorunları giderebiliriz. Kanun değişikliği gereken konuları Mecliste, kararname gereken konuları Cumhurbaşkanlığında, diğer idari düzenlemeleri ilgili kurumlarımızda çalışabiliriz. Önemli olan bu sürece tüm belediye başkanlarımızın ve partilerinin samimi destek vermeleridir. Göstereceğimiz ortak çaba milletimize umut verecek. Toplantımızın, hedeflediğimiz bu demokratik uzlaşmanın ilk adımı olmasını diliyorum."
Büyükşehir belediye başkanlarının bu davete olumlu cevap vermeleri ve çözüm önerilerinde bulunabilmeleri Türkiye'nin yapısal sorunlarının çözümüne katkı sağlayacak bir yaklaşımdır. Siyasal rekabetin birbirini yıpratma üzerinden değil, çözüm ve eser üretimi üzerinden olması bu ülkenin önünü açacaktır.