İstanbul Kongre Merkezi'nde Peynir şöleni vardı. 21 Nisan Pazar günü büyük zevkle dolaştım, ülkemizin rengârenk ve çeşitli türlü peynirlerini mutlulukla gözlemledim ve tadına baktım. Kaşar (taze ve eski), kaşkaval, lor, beyaz, eritme, tulum ve daha pek çok peynir çeşidi Türkiye'mizin ürünleri olarak memnuniyet verdi.
İstanbul Peynir Festivali Organizasyon Sorumlusu Levent Karaçay, festivalle, Türkiye'deki bütün peynir üreticilerini bir araya getirdiklerini söylemiş.
Festival hazırlıklarının bir yıl sürdüğünü belirten Karaçay, şunları söyledi:
"Festivalde amacımız, Türkiye'de yöresel peynir üretimi yapan, bu ürettiği peyniri başka yöredekilere tattırma imkânı bulamayan yöneticileri bir araya toplayıp, onların bu ürünlerini tanıtma imkânı sağlamak. Festivale Türkiye'den 110 üretici firma katıldı. Hollanda, Fransa gibi ülkelerde peynir tüketimi kültür haline geldi. Bizde sadece kahvaltıda tüketilen bir ürün. Enteresandır onlarda 90-100 çeşit varken, bizim 200 üzerinde çeşidimiz var. Ama tükettiğimiz peynir sayısı kısıtlı. Bunun sebebi de doğru bir pazarlama yöntemi yok, üreticiler tanıtım imkânı bulamıyor. Bu tür festivaller bunun önünü açacak, üreticiler de bu konuda oldukça memnun. Katılımcılar ve ziyaretçilerimiz, farklı tatları aynı yerde bulma imkânı buluyorlar."
Peynirin İçeriği ve Üretilmesi
Peynir, rennin (peynir mayası) enzimi ile sütün katılaştırılması sonucu elde edilir. Sütün protein, yağ, madeni maddeler ve vitaminleri sulu kısımdan süzülüp ayrıldıktan sonra ya tuzlu salamuralar içerisinde muhafaza edilebilir (beyaz peynir) veya kaşar peynirinde olduğu gibi katı kısım daha fazla süreçlere tabi tutulur.
Peynir, aynı miktar süte oranla 5-6 kat protein ve yağ bulundurur. Bu özelliği, kazeini pıhtılaşıp konsantre olması ile kazanır.
Peynir sütün ihtiva ettiği en mühim mineralleri taşıdığı gibi, kesif bir gıda maddesidir ve oldukça besleyicidir. Aynı miktar süte oranla 5-6 kat protein ve yağ bulundurur. Sütün suyu ayrılıp protein kısmı, yani kazeini pıhtılaşıp konsantre olduğundan, bu özelliği gösterir.
Peynir proteince zengin ve besleyicidir. Hazmı da kolaydır. Herkes için iyi bir gıdadır. Özellikle yüksek protein, yağ, kalsiyum, A ve B2 vitamini yönünden oldukça zengindir.
100 gramında 78 kalori bulunur. Kan şekerini yükseltici etkisi olmadığından şeker hastaları ve zayıflama diyeti yapanların rahatlıkla tüketebileceği gıdadır. Formda kalmak için peynir yemenin faydası büyüktür. Çünkü peynirler protein, vitamin ve mineral kaynağıdırlar. Protein enerji ihtiyacını giderdiği gibi, açlığı da bastırır ve şeker isteğini azaltır.
Hamilelere Peynir
Peynir hamilelik risklerini önlemek için gerekli vitamin ve mineralleri içerir. Sadece hamilelik sırasında anne sağlığını değil, anne karnındaki bebeğin, infantil dönemdeki bebeğin ve hatta çocukluk çağının sağlığının korunmasını sağlamaktadır.
Tatlı Yerine Peynir
Fransız mutfağında yemek sonrası zararlı olan şekerli tatlılar yerine peynir tavsiyesi vardır. Peynir de içerdiği magnezyum, potasyum, kalsiyum ve sodyum etkisiyle mutluluk hormonları salgılattığı bilinmektedir. Yine triptofan adlı madde peynirin stresi azaltıcı ve güzel rüyalara daldırıcı tesiri bulunmaktadır.
Peynirin Sağlığımıza 10 Yararı
- Diş çürümelerini önler: Güçlü dişler için en önemli şey kalsiyumdur. Bu da peynirde bolca bulunur.
- Kanseri önler
- Kilo aldırmaz, vücudu zinde tutar
- Kemik gücünü artırır ve osteoporozu önler
- Rahat gebelik sağlar
- Cildi güzelleştirir ve cilt sağlığına fayda verir: Peynirde bulunan A, B, C ve E vitaminleri cilt için canlılık, parlaklık ve güzellik kaynağıdır.
- Kadınlarda adet öncesi gerginliği önler
- Migrene iyi gelir
- Bağışıklık sistemini güçlendirir
- Uykuyu kolaylaştırır ve stresi azaltır
Kısacası peynir uygun miktarda tüketildiğinde hem formda kalmayı hem de zinde vücuda sahip olmayı sağlamaktadır. Sağlık verir, canlılık katar.
Rengârenk güzel beyaz peynir çeşitleri, eski ve taze kaşar peyniri, tel peyniri, dil peyniri, Çerkez peyniri, lor peyniri, otlu peynir, tulum peyniri çeşidi festivalde kendine yer bulmuş durumda. Ancak ülkemizde 200'e yakın peynir çeşidinin bulunduğunu düşünürsek görücüye çıkmayı bekleyen pek çok üretici ve çeşidin de varlığından bahsedebiliriz. Bu ve benzeri etkinlikler sayesinde gün ışığına çıkacaklarını düşünüyorum.
Prof. Dr. Sefa Saygılı
