SÜNNET VE DİYANET'TEN YENİ FETVA
Din İşleri Yüksek Kurulu, çocukluk döneminde sünnet olamayan ancak sonradan Müslüman olan yetişkin erkeklerin sünnet olma zorunluluğu olmadığını açıklamış. Bunu yine bazı kötü niyetliler 'sünnet olmak şart değil' diye yorumlayarak İslami bir geleneği gözden düşürme niyeti göstermişler.
Hâlbuki Din İşleri Yüksek Kurulu'nun sitesinde yer alan fetvada, sünnet olmanın İslam'ın şiarlarından biri olduğu ancak İslam'a girmek için ön şart olmadığı belirtilerek, sonradan Müslüman olanlarla ilgili olarak "Bu sebeple geç yaşta sünnet olmak kişiye bedensel ve ruhsal açıdan sıkıntı verecekse ya da sağlık açısından sakıncalar doğuracaksa kişi sünnet olmayabilir" denilmiş.
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun Haziran ayındaki toplantılarında alınan fetvalar, Kurul'un internet sayfasında yayınlanmaya başladı. Bu fetvalar arasında sünnetle ilgili olanlar da yer aldı.
Din İşleri Sosyal Hayat Komisyonu tarafından hazırlanan "Küçük yaşta sünnet olamayan veya sonradan Müslüman olan yetişkin erkeklerin sünnet olması gerekli midir?" sorusuna yönelik fetva yayınlandı.
Erkeklerin sünnet olmasının İslam'ın şiarlarından biri olduğu ve mazeret olmadıkça sünnet olunması gerektiğinin vurgulandığı fetva şöyle:
"Bu itibarla sonradan Müslüman olan ya da küçükken sünnet olamamış bir kimsenin sünnet olması gereklidir. Ancak sünnet olmak İslam'ın şiarı olmakla birlikte, İslam'a girmek için bir ön şart değildir. Bu sebeple geç yaşta sünnet olmak kişiye bedensel ve ruhsal açıdan sıkıntı verecekse ya da sağlık açısından sakıncalar doğuracaksa kişi sünnet olmayabilir."
Diyanet İşleri Başkanlığımızın verdiği bu fetvada erkekler için sünnet olmanın yetişkinler için ön şart olmasa da 'İslam'ın şiarı' olduğu açıkça belirtilmiş.
SÜNNET NEDİR, NASIL OLUR?
Sünnet, erkek üreme organının (penis) uç kısmını saran (tıpta prepisyum adı verilen) sarkık sünnet derisinin yaklaşık dörtte üçünün, cerrahi yolla kesilerek alınması ve uç kısmının açığa çıkarılması işlemidir.
Yara iyileştikten sonra, penis başı açıkta kalarak kendine has bir görünüm kazanır.
Sünnet, dünya üzerinde en sık uygulanan ve giderek yaygınlaşan cerrahi bir işlemdir. Asırlardan beri inancımız ve geleneklerimiz gereği sürüp gider. Yeni geçmişimizi geleceğimize bağlar.
Hindistan'ın milli kahramanı Mahatma Gandi'ye batılılar sormuşlar: "İneğin kutsal oluşunu kaldırsanız ve etini yemeyi serbest bıraksanız ülkenizde açlık sorunu kalmaz."
Gandi, "O zaman" demiş, "Hindistan, Hindistan olmaktan çıkar. Biliyorum bu söylediğim saçma ama ineği kutsal saymamız, ülkemi birleştiren en önemli harçtır."
Son yıllarda İslâm'ı doğrudan hedef alamayan bazı kişiler, erkeklerin sünnetli olduğu ülkemizde sünnet aleyhine yayın yapmaya başladılar. Böylelikle insanımızı birleştiren önemli bir İslâmî geleneğe darbe vurmak istiyorlar. Çünkü sünnet olma günümüze kadar İslâm'ın bir şiarı ve alameti olarak milletimizi kaynaştıran bir gelenek olmaya devam etmektedir. Üstelik sünnet, sayısız faydası olan bir ameliyattır.
Yüzyıllardır dinsel ve töresel sebeplerden dolayı sünneti tatbik eden toplumların bu operasyon yapmasına önemli başka bir sebep daha gösterilmektedir ki, bu da hijyenik gerekliliktir, yani cinsel bölgenin temizliğidir.
Üst derinin iç tabakasında "smegma" denen bir maddeyi salgılayan bezler bulunur. Smegmanın aşırı salgılanması irritasyona (zedelenme, tahriş) ve keskin bir kokuya sebep olabilir. Bu bölgeyi gerektiği gibi temizlemek için üstderinin geriye çekilerek yıkanması gerekir. Bu yapılmadığı takdirde bölgede irritasyon ortaya çıkar.
Sünnet, altmışlı yılların ortalarında penis ve rahim ağzı kanserlerinin görülme sıklığıyla ilgili yapılan araştırmalar sonucu popülerleşmiştir. Hindistan'da sünneti uygulamayan Hindularda penis kanseri görülme riskinin, dini tören olarak tatbik eden Müslümanlara göre anlamlı derecede daha yüksek oranda olduğu bulunmuştur. Başka araştırmalar da penis ve rahim ağzı kanserinin görülme sıklığının sünnet olduklarından dolayı Yahudiler arasında düşük olduğunu istatistiklerle ortaya koymuştur. Böylece kansere sebep olan ajanın smegma olabileceği düşünülmüştür.
Son araştırmalar, erkek çocuklarını sünnet ettirmekle ilgili geçerli tıbbi sebepler olduğunu göstermektedir. Bunlardan bazıları şöyledir:
*Sünnet erkek evlâdımızın hayatının ilk yıllarında idrar yolu enfeksiyonuna yakalanma riskini azaltır.
*Ender görülen bir durum olsa da penis kanseri, sünnetli erkeklerde ortadan kalkar, adeta rastlanmaz.
*Araştırmalar, sünnetli erkeklerin cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma riskinin daha düşük olduğunu göstermektedir.
*Sünnet, çocukluk döneminde meydana gelen üstderi enfeksiyonlarını ortadan kaldırır.
*Circumcision (sünnet) fimozisi (phimosis), yani ileriki yaşlarda üst derinin geriye çekilmesini engelleyen daralmayı önler.
*Genital hijyen (cinsel bölgenin temizliği) sünnetten sonra kolaylaşır.
*Sünnet, smegma birikimini neredeyse tamamen ortadan kaldırır.
Bu saydıklarımız sadece sağlık gerekçeleri. Ama sünneti biz Peygamberimizin (sav) tavsiyesi olduğu için uygularız. Ancak sünnet olmakla pek çok fayda da sağlamış oluruz.
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun erkeklerin sünnet olmasının İslam'ın şiarlarından biri olduğu ve mazeret olmadıkça sünnet olunması gerektiğinin vurgulandığı fetva çok yerinde olmuştur. Şiar kelimesi sözlüklere göre; ayırıcı özellik, belgi, tutulacak yol, ülkü, ilk gibi anlamlar taşımaktadır. Bu yüzden erkekler için gereksiz olduğu, şart olmadığı gibi manalar çıkarmak yanlıştır.