Jüpiter olmasaydı Dünya da hiç var olamazdı. Dünya söz konusu olduğunda, gezegenimizi yıkıcı çarpışmalardan koruduğu için Jüpiter'e teşekkür edebiliriz.
Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA), dev gezegenin en ilgi çekici uydularından bazılarını incelemek üzere Jüpiter'e büyük bir sonda fırlattı. 6 metrik tonluk kütlesiyle Jüpiter Buzlu Aylar Kâşifi ya da kısaca JUICE, Avrupa Uzay Ajansı tarafından başlatılan en büyük derin uzay görevi ve herhangi bir ulus tarafından dış gezegenlere yapılan en büyük görevlerden birisi olacakmış.
ESA şimdiye kadar birçok prestijli uzay görevi yapmış olsa da yaklaşık 1,5 milyar euro'ya mal olan JUICE, ajansın L sınıfı ilk görevi olacakmış. Avrupa, NASA'nın Galileo ve Cassini sondalarının Jüpiter ve Satürn çevresindeki bazı uyduların buzla kaplı olduğunu ve muhtemelen yaşamın var olabileceği büyük, yeraltı okyanusları barındırdığını keşfetmesinin ardından görevi başlatmaya karar vermişti.
***
Neredeyse sonsuzluğa uzanan büyüklükteki kâinatımızda (evren) içinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisi gibi yüz milyarlarca (son tahminlere göre 2 trilyon) galaksi mevcuttur. Her galaksinin içinde de yaklaşık 200 milyar yıldız vardır.
Galaksilerin uzayda rasgele dağıldıklarını ileri süren teoriler, modern araçlarla yapılan gözlemler neticesinde önemini kaybetmiş; hepsinin belli bir düzen ve intizam içinde yer aldıkları, ayrıca galaksileri teşkil eden yıldızlar ve diğer gök cisimlerinin de hepsinin belli bir kanun içinde saniyede binlerce kilometre hızla hareket ettikleri anlaşılmıştır.1
Galaksiler arasında ortalama uzaklıklar yaklaşık 1-2 milyon ışık yılı mertebesindedir. Evrenin tahmini genişliği ise 35 milyar ışık yılıdır. Bir ışık yılı 10 trilyon kilometredir.
Güneş sisteminin de yer aldığı Samanyolu galaksimiz ise 200 ila 400 milyar yıldız ve yıldız sistemini barındırmaktadır.
Güneş sisteminde yer alan Dünyamız dışında 8 gezegeni daha vardır ve bunların en büyüğü Jüpiter'dir. O kadar büyük kütleye sahiptir ki eni 11 Dünya kadardır ve içine 1320 Dünya sığabilir. Yine Güneş sistemindeki gezegenlerinin hepsini beraberce içine alabilecek kadar da büyüktür. Ayrıca diğer gezegenlerin toplamının iki katından daha fazla kütleye sahiptir.
Jüpiter, Güneş sisteminin en büyük gezegeni olmasına rağmen Güneş'in kütlesinin binde birine sahiptir. Dolayısıyla üzerimizdeki kütle çekim etkisi ihmal edilebilir seviyededir.
Jüpiter en büyük gezegen olmasının yanında ayrıca 67 adet doğal uydusu ile en fazla uyduya da sahip olan gezegendir.
Yine gezegenler arasında bir günü sadece 9 saat 55 dakika ile en kısa sürenidir. Jüpiter'in Güneş etrafındaki tam bir turu ise yaklaşık 12 Dünya yılı kadardır. Yani Jüpiter'in bir yılı, bizdeki 12 yıla denk gelir.
Jüpiter'in Güneş'e uzaklığı 750 milyon kilometreyi bulur. Güneş ışığı bize 8 dk. 20 saniyede ulaşırken Jüpiter'e 43 dakikada ulaşır.
Jüpiter; Güneş, Ay ve Venüs'ten sonra Güneş Sistemi'ndeki dördüncü en parlak cisimdir. Dünyadan çıplak gözle görülebilen beş gezegenden biridir.
Jüpiter'in büyüleyici bir özelliği de, Güneş'ten aldığı enerjiden daha fazla enerji yaymasıdır.
Yine tahminlere göre; Jüpiter'in ortasında katı olup olmadığını bilmediğimiz yaklaşık üç Dünya kütlesi büyüklüğünde iç çekirdeği, bunun çevresinde ise iki Dünya kütlesi büyüklüğünde bir dış çekirdek vardır. Jüpiter'in merkezindeki ısı 15.000 derece, basınç ise 50 milyon atmosfer gibi afallatıcı bir düzeydedir.
Bir gaz devi olan Jüpiter, Güneş Sistemi'nde bulunmasaydı hayati sonuçlar ortaya çıkardı. Jeolojik Bilimler Profesörü Peter Ward'ın ifadesiyle2, "Jüpiter olmasaydı Dünya'da hayvanlar ve insanlar olmazdı." Çünkü Jüpiter, kozmik bir kalkan görevini üstlenmekte, kuyruklu yıldızların ve diğer gök cisimlerinin gezegenimize çarpmasına mani olmaktadır. Jüpiter'in yerçekimi kuvveti, gök cisimlerini deyimi yerindeyse, 'emmektedir'. Eğer bu dost canlısı gaz devi olmasaydı, Dünya'da ileri ve gelişmiş hayatın ortaya çıkması ve devam etmesi mümkün olmayabilirdi.
Jüpiter'in etkisini inceleyen NASA Sagan Akademi Üyesi Rebecca Martin, konu hakkında şunları ifade ediyor:
"Çalışmamız gösteriyor ki şimdiye kadar gözlemlemiş olduğumuz gezegen sistemlerinin en küçük parçası dahi, doğru bir mevkide bulunan dev gezegenler sayesinde uygun bir büyüklükte bir asteroid kuşağı oluşturarak yakınlarında bulunan, içerisinde kara parçası bulunduran gezegenlere hayat barındırma imkânı sağlıyor... Çalışmamız, Güneş sisteminin tesadüfen değil de özel (tasarlanmış) bir sistem olduğuna işaret ediyor."
İşte Jüpiter'in mevcut dev kütlesi ve kütle çekim gücüyle, zaman zaman Dünya'ya zarar verebilecek asteroit ve kuyruklu yıldızların yönünü başka yere çekerken bazen de göktaşlarının Dünya'ya yaklaşacak şekilde sapmasını önleyerek rotalarını değiştirmekte; adeta Dünya'mızın koruyuculuğu bekçiliğini yapmakta, yıkıcı çarpışmalardan korumaktadır. Bilhassa kuyruklu yıldızları iç Güneş sisteminden uzaklaştırmaktadır.
Dünyada yaşamın olabilmesi için doğru sıcaklığın yanı sıra başka faktörler de gerekliydi. Bunlardan en önemlisi muhtemelen bol miktarda yüzey suyuydu. Bunun için de Jüpiter'e ayrıca teşekkür etmeliyiz. Jüpiter'in çekim gücü ile buzları yönlendirerek Dünya'nın suyunun çoğunun ortaya çıkmasını sağlamıştır.3
Kısacası Jüpiter olmasaydı biz insanlar da Dünya'da olmazdık.
Kâinatta ve Güneş Sistemi'nde hiçbir şey boşuna yaratılmamıştır. Müthiş ve hassas bir denge ile Dünya'mızdaki hayatın varlığı ve devamı sağlanmaktadır.
Rabbimiz kutsal kitabında buyurduğu gibi:
"Güneş ve ay bir hesaba göre (hareket etmekte)dir. Bitkiler ve ağaçlar secde ederler. Göğü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) o koydu." (55: 5-7)
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır." (3: 190)
Prof. Dr. Sefa Saygılı
1 - İlginç Gezegenler. Teleskop Popüler Bilim Yayını, 2019.
2 - Hakikatin İzinde. Din, Bilim ve Ateizm. Hamza Andreas Tzortzis. Ekin Yayınları, 2019.
3 - Jüpiter Bizi Koruyor mu? All About SPACE. Sayı: 21, 2023/03.