Büyüyen ve gelişen Türkiye'nin, yükselme ve ileri gitme hamlelerinden biri; bilim ve teknoloji alanında yoğunlaşıyor. Hem kamu kurumları, hem de özel sektör kuruluşları; bilimin ve teknolojinin pasif tüketicisi olmaktan kurtulup, aktif üreticisi olmaya çalışıyor.
Eskiden, sadece "yükte ağır, pahada hafif" şeyler üretirken; şimdilerde, "yükte hafif, pahada ağır" şeyler üretme yolunda ilerliyoruz. Bilimi ve teknolojiyi, yüksek bedeller ödeyerek ithal etmenin zayıflığından kurtulup; hem kendi ihtiyacımızı karşılayacak kadar üretmenin, hem de dış ülkelere ihraç edecek seviyeye gelmenin mücadelesini veriyoruz.
Şüphesiz, bu gidişin; uzun soluklu yürümeyi yahut koşmayı gerektiren safha ve süreçleri var. Dün bilgiyi bilime, bilimi teknolojiye, teknolojiyi sanayiye, sanayiyi ticarete dönüştürmenin adımlarını atan, yatırımlarını yapan ülkeler ve toplumlar; bugün meyvelerini devşirerek siyasi ve ekonomik, askeri ve diplomatik avantajlar elde etmenin sefasını sürüyorlar.
Bizim, yılların ve hatta asırların açığını kapatarak, bilimde ve teknolojide ileri seviyelere ulaşabilmemiz için; bir güne birkaç mesaiyi sığdırmamız ve kişisel, kurumsal, toplumsal enerjilerimizi sinerjiye dönüştürecek zıplama tahtalarını bulmamız gerekiyor. Bunun da yolu; iyi eğitim altyapısından ve yüksek ideal aşısından geçiyor.
İLERİ TEKNOLOJİ OKULLARI
Türkiye'nin bilim ve teknoloji üretimi konusunda stratejik kurumu olan ve giderek daha büyük imkânlarla iş yapma fırsatı sunulan TÜBİTAK; içindeki aykırı unsurları temizleyerek, artık asli görevine ağırlık verme kıvamına geldi. Devlet-millet işbirliği içinde; acil ihtiyaç olarak görülen ileri hedeflere yöneldi.
Bu cümleden olmak üzere; TÜBİTAK'a bağlı Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE), yeni bir adım attı. Bir pilot uygulama olarak; "ileri teknoloji okulları" projesini başlattı.
Temel öngörüye göre; Türkiye'nin ileri teknoloji üretimini sağlamak için gereken insan kaynağı, ilkokuldan başlanarak yetiştirilecek. Dünyadaki örnekleri incelenerek oluşturulan okulların her kademesinde; çocuklara ve gençlere, üst düzeyde teknoloji dersleri verilecek.
Ayrıca, lise düzeyinden itibaren; üniversitelerin ilgili bölümleri ile işbirliği sağlanacak. Projenin reel sektörle, yani hayatla bağlantısı kurularak; bazı büyük firmalar da sürece katılacak ve katkıda bulunacak.
Uygulama, önümüzdeki öğretim yılından itibaren; İlim Yayma Vakfı'nın İrfan Okulları bünyesinde başlayacak. Daha sonraki yıllarda ise; diğer okullara da yayılmış olacak.
BİLİM VE TEKNOLOJİ MERKEZLERİ
Son yıllarda, bu alanda atılan önemli adımlardan biri de; TÜBİTAK'ın desteği ile yerel yönetimler tarafından yapılan Bilim ve Teknoloji Merkezleri. Seçme obje ve düzeneklerden oluşan; bilim ve teknoloji müzeleri yahut atölyeleri.
İlköğretim ve ortaöğretim düzeyindeki okulların öğretmenleri, öğrencileri; bu merkezleri ziyaret edip, incelemelerde bulunuyorlar. Yazılı açıklamaları okuyor; ayrıca ilgili ya da yetkili kişilerden bilgiler alıyorlar.
Okullarda bulunmayan objeler ve düzenekler, bu merkezlerde bulunduğu için; bilim ve teknoloji eğitimi açısından, önemli bir rol oynuyor. Bir yandan, geçmişin bilim ve teknoloji tarihini özetlemiş; öte yandan, geleceğe dair öykünme, özenme sağlamış ve çağrışımlar yaptırmış oluyor.
Ancak; bu bilim ve teknoloji merkezlerinin önemli bir zaafı var. Objelerin ve düzeneklerin temini, genellikle yabancı kişiler ve kurumlar üzerinden organize edildiği için; onlar, kendi kültür ve medeniyet dünyalarının icatlarını ve mucitlerini öne çıkarıyorlar.
Buradan açık ve net bir şekilde anladığımız o ki; bilimin ve teknolojinin de bir kimliği olmalı. Hayatın bütün alanlarında ve konularında olduğu gibi, bilim ve teknoloji alanındaki yatırımlar da; kendi kültür ve medeniyet değerlerimiz üzerine kurulmalı.
Bir başka ifadeyle; "kökü mazide olan ati" olabilmeliyiz. Ürettiğimiz her değerde; bizi biz yapan temel değerlerin izlerini bulabilmeliyiz.
Çünkü biz; sahip olduğumuz gücü ve imkânı, insanları imha etmek için değil, ihya etmek için kullanmayı tercih ediyoruz. Güçlünün haklı olduğu bir dünya için değil; haklının güçlü olduğu bir dünya için üretiyoruz.
Zekeriya Erdim