Kuzey Kore'nin tehlikeli siyasi-askeri emelleriyle başa çıkmak konusunda ABD siyasi ve askeri elitleri mevcut koşullar altında tam bir ikilemle karşı karşıya bulunuyor.
Trump yönetimi Pyongyang'ın nükleer silahlarını ve kıtalararası balistik füze geliştirme yeteneklerini azaltmak için ya yüksek risk taşıyan ön alıcı bir darbe vurabilir ya da Kuzey Kore liderliğinin hırslarını ve teknik ilerlemesini yavaşlatır umuduyla daha sıkı bir yaptırım rejimi uygulamayı deneyebilir. Ancak, en kötü ihtimalle, Pyongyang'ın son 20-30 senede sergilediği stratejik niyetlere ve savunma modernizasyonu eğilimlerine bakacak olursak, Washington, Japonya ve [Güney] Kore Cumhuriyeti (ROK) gibi çok önemli müttefiklerinin hemen yanı başında beliren yeni bir nükleer rekabetçiyle nasıl mücadele etmesi gerektiğine dair yeni bir anlayış geliştirmek zorunda kalabilir.
Önleyici askeri bir harekatın gerçekleşmesi durumunda Pentagon, muhtemelen nükleer ve balistik füze tesislerine bir dizi nokta vuruş saldırıyı da içeren sınırlı bir kapsamı tercih edecektir. Beyaz Saray, emsal teşkil edecek şekilde, harekata cezalandırma opsiyonunu da eklemeyi tercih ederse, bu durum Pentagon'un muhtemel ihtiyatlı hareket tarzını, Kuzey Koreli üst düzey askeri personel ve siyasi liderlikten önemli figürleri hedef alacak şekilde genişletebilir. Bununla birlikte, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin (DPRK-Kuzey Kore) olayları tırmandırma ve misilleme imkan ve kabiliyetleri hâlâ en büyük bilinmeyen durumunda.
ABD'nin gerçekleştireceği olası bir askeri harekatın bir diğer zorluğu, muharebe hasar tespiti olacaktır. Pyongyang'ın stratejik silah programını gizleyen çok sayıda yeraltı ağı varken, hava saldırılarının etkisinin tam olarak ne olduğunu değerlendirebilmek, askeri istihbarat için kolay bir görev değil. Dahası, Kuzey Kore son derece kapalı ve izole durumda. Bu yüzden halkın tepkisini ve rejimin saldırılara göstereceği direnci değerlendirmek, neredeyse imkansız olacaktır.
Ayrıca küresel strateji çevreleri Kuzey Kore'nin nükleer silahlar ve balistik füzelere ilişkin kapasitesine odaklanma eğiliminde olmasına rağmen, birçok uzman, Pyongyang'ın taarruz amaçlı siber imkanları ile kimyasal ve biyolojik harp yetenekleri gibi, nükleer olmayan caydırıcı güçlerini çoğunlukla göz ardı ediyor. Herhangi bir askeri müdahaleye bir mukabele olmak üzere, Kuzey Kore savunma planlamacıları, nükleer olmasa da ciddi hasara sebep olabilecek stratejik hamleler ortaya koyabilir.
PYONGYANG'IN SAVUNMADA İZLEMESİ MUHTEMEL ASKERİ STRATEJİ
Ağırlıklı olarak kara kuvvetlerine dayanan Kore Halk Ordusu'nun (KPA) aktif görevde bir milyondan fazla personeli bulunuyor, bu da onu dünyanın en büyük silahlı kuvvetlerinden biri kılıyor. Ayrıca, savunma istihbaratı tahminlerine göre Pyongyang, harp zamanında yaklaşık 25 milyonluk nüfusunun yüzde 30'a kadarını seferber edebilir.
KPA'nın en önemli avantajı ise askeri-jeostratejik konumu. Açık kaynaklı istihbarat değerlendirmelerine göre, kara kuvvetlerinin yaklaşık yüzde 70'ini, hava kuvvetleri ve donanmanın ise yüzde 50'sini oluşturan KPA birliklerinin ezici bir çoğunluğu, Askerden Arındırılmış Bölge'ye (DMZ) 100 kilometreden daha yakın olacak şekilde konuşlandırılmış durumda. Böyle bir savaş düzeni, Kuzey Koreli savunma planlamacılarına Güney Kore'ye, özelikle de başkent Seul'ü tehdit edecek biçimde, sürpriz saldırı seçenekleri sunuyor. KPA'nın en büyük handikapı ise çoğunluğu Sovyet ve Çin yapımı ekipmanlardan oluşan, bazısı neredeyse 1950'lerden kalma, eskimiş envanteri.
KPA'nın kara kuvvetleri büyük ölçüde, bazı mekanize ve zırhlı unsurların yanı sıra piyade birliklerinden oluşuyor. Daha da önemlisi, Kuzey Kore'nin askeri liderleri, topçu yeteneklerini geliştirmeye ve çok namlulu roketatar sistemlerine ilişkin (MLRS) kapasitelerini artırmaya on yıllardır büyük yatırım yaptılar. Savunma araştırmaları, Kuzey Kore'nin binlerce top bataryası ve topçu roketi olan 30 kadar tugay ve bir tümeni olduğunu tahmin ediyor. KPA'nın muharebe düzeni ve birliklerinin konuşlandığı bölgelere bakılacak olursa Pyongyang çok yoğun bir topçu ateşi başlatarak bir ABD saldırısına kolaylıkla karşılık verebilir. Bu hareket tarzı güneyde on binlerce can kaybına neden olabilir ve bunun yanı sıra Güney Kore'nin başkentinden ve komşu bölgelerden tetiklenmesi olası göç dalgaları nedeniyle kitlesel göçler yaşanabilir. Üstelik, yukarıda bahsettiğimiz üzere, Kuzey Kore'nin askeri birliklerinin birçoğu Askerden Arındırılmış Bölge'ye çok yakın konuşlandırılmış bulunduğundan, böyle bir taarruzun icra edilmesi çok az bir hazırlık gerektirecektir. Dolayısıyla, ABD ve müttefiki Güney Kore, son derece sınırlı bir erken uyarı ve reaksiyon süresine sahip olacaklardır ve bu durum da ciddi bir tehlike arz edecektir.
ÖZEL HAREKAT VE YERALTI SAVAŞININ TEHLİKELİ KOMBİNASYONU
Pyongyang'ın devreye sokabileceği diğer bir sürpriz, yeraltı harbini özel harekat ve özel kuvvetler faaliyetleri ile birleştiren hibrid bir konsept kullanması olacaktır. KPA, son derece disiplinli ve yüksek eğitimli özel kuvvetler birliklerine sahip. Bazı kaynaklar Kuzey Kore'nin aktif özel kuvvetler personelinin yaklaşık 90 bin civarında olduğunu, ayrıca asimetrik görevler icra etmeye hazır 190 bin kişilik paramiliter gücü bulunduğunu tahmin ediyor. KPA'nın Askerden Arındırılmış Bölge'yi geçen birçok yeraltı tüneli kullandığı tahmin ediliyor. Bir ABD saldırısı durumunda, Kuzey Kore muhtemelen güneydeki yüksek değere sahip hedefleri vurmak, sabotajlar ve hatta adam kaçırma eylemleri gerçekleştirmek için yeraltı kompleksleri yoluyla yoğun özel kuvvetler faaliyetine ve baskın niteliğinde özel harekat taarruzlarına başvuracaktır.
BÜYÜK BİR BİLİNMEYEN: TAARRUZA YÖNELİK SİBER HARP YETENEKLERİ
Kuzey Kore, taarruz amaçlı siber savaş yetenekleri geliştirmeye uzun zamandır yatırım yaptı. Bir ABD saldırısı durumunda Pyongyang bu yetenekleri muhtemelen savunma portföyüne dahil edecektir. Bu bağlamda, Kuzey Kore'nin siber ekipleri, ABD, Güney Kore ve Japon bankacılık sistemlerinden çok önemli kurumlara, hükümet ağlarından kritik ulusal altyapılara kadar uzanan geniş kapsamlı hedef seçeneklerini vurmaya kalkışabilir.
Nitekim Kuzey Koreli bilgisayar korsanları 2014 yılında endişe verici bir emsal teşkil edecek şekilde Sony Pictures Entertainment'ı hedef almışlardı. Bir ABD saldırısı durumunda çok daha ses getirecek hedeflere saldırma yolunu tercih etmeleri kuvvetle muhtemel.
STRATEJİK SİLAHLAR: KİMYASAL VE BİYOLOJİK SAVAŞ VE BALİSTİK FÜZELER
Henüz emsallerinden düşük bir evsafta bulunan nükleer varlıklarını, ABD anakarası bir yana, Washington'ın müttefiklerine karşı kullanmak Pyongyang için bir intihar anlamına gelecek olsa da, Kuzey Kore, savunma veya misilleme harekatında kimyasal ve belki de biyolojik silahlarını kullanabilir.
Kuşkusuz, Kuzey Kore'nin nükleer olmayan kitle imha silahları, sahip olduğu doktrin ve bu korkutucu varlıkları kullanmasının muhtemel yolları, ayrı, tamamen bu konuya ayrılmış bir makalede tahlil edilmeli. Bununla birlikte, bu yazı yine de okurlara genel bir bakış açısı sunabilir.
Kuzey Koreliler Askerden Arındırılmış Bölge'ye yakın noktalarda 'geçit vermeme/alan tutma' (A2/AD) misyonları yürütmek için kimyasal silahlarını kullanmaya kalkışabilir. KPA'nın, kontamine olmuş bölgelerde de operasyon yapabilecek eğitime sahip olduğuna dair analizlere bakılacak olursa, böyle bir seçenek Kuzey Kore liderliğinin karadan gelebilecek baskın bir saldırı tehdidi algılaması durumunda geçerli olabilecektir.
A2/AD misyonları ifa edebilmek için Pyongyang'ın kalıcı ve yıkıcı kuvveti yüksek kimyasal harp ajanlarına ihtiyacı var. Bu bağlamda, tercih edilecek kimyasal ajan muhtemelen VX olacaktır. Bu son derece tehlikeli kimyasal harp unsuru için atış vasıtası olarak KPA, topçu roketleri, balistik füzeler ve havadan-karaya mühimmatları kullanabilir.
Kuzey Kore'nin biyolojik silah envanteri, en üst düzeyde dikkat gerektiren diğer bir husus. Çoğu açık-kaynaklı istihbarat tahminlerine göre, Pyongyang'ın 'kıyamet cephaneliği', şarbon ve botulinum gibi 'klasik' biyolojik silahları içeriyor olmasına rağmen, bazı analistler Kuzey Kore'nin, halihazırda tamamen eradike edilmiş olduğu bilinen Çiçek hastalığı virüsünün bazı türlerini elde ettiğini ve bunları bir silaha dönüştürdüğünü iddia ediyor.
Düşman bir ulusun biyolojik silah programı konusunda askeri istihbarat ve casusluk faaliyeti yürütmek kolay değildir. Bu nedenle ABD istihbarat birimlerinin elde ettiği gizli bilgiler dahi Pyongyang'ın caydırıcı biyolojik silahları konusunda en güncel ve tam resmi sunmuyor olabilir. Bunun yanında, bazı biyolojik harp ajanlarının kullanıldığı durumlarda saldırının ilk safhaları tam bir salgın hastalık gibi görünebilir. Bu yüzden, eğer Kuzey Kore liderliği olayların tırmanma süreci içinde biyolojik harp yeteneklerini kullanma yoluna giderse, böyle bir saldırının yapılıp yapılmadığının tespiti dahi çok komplike bir iş olacaktır. Kuzey Kore'nin, biyolojik silahlarını, özellikle ABD ile müttefik olan komşularının nüfusunu terörize etmek için kullanabileceği değerlendiriliyor. Düşük ihtimal verilen ama etkisi çok büyük olabilecek bir senaryo ise Pyongyang'ın sponsorluğunda ABD topraklarında gerçekleştirilecek bir biyolojik terör saldırısı; ancak böyle bir saldırı Kim hanedanlığı için bir intihar saldırısı olacaktır.
Kimyasal ve biyolojik harp varlıklarının yanı sıra, Kuzey Kore'nin tercih edebileceği bir diğer terör silahı, göz korkutucu balistik füze envanteri olabilir. Bazı araştırmalar Kuzey Kore'nin ABD kıtasını vurma kapasitesine çoktan erişmiş olduğu önermesinde bulunsa da kıtalararası balistik füze (ICBM) teknolojisi çok karmaşıktır ve kimse düğmeye basılıp hedefe gönderilmeden önce bir füzenin operasyonel durumundan tam olarak emin olamaz.
Pyongyang, bir ABD saldırısı durumunda, bir misilleme stratejisi olarak kuvvetle muhtemel Güney Kore ve Japonya'nın kalabalık nüfus merkezlerine ya da büyük askeri tesislere balistik füze saldırıları icra etme kararı verebilir. Her iki ülkenin, ileri konuşlu ABD unsurları tarafından desteklenen füze savunma sistemleri var. Ancak, etkileyici müdahale oranlarının olması durumunda bile herhangi bir balistik füze saldırısı yerel nüfusun üzerinde büyük bir travma yaratabilir ve Japon ile Güney Kore şehirlerinden devasa bir göç dalgası tetikleyebilir.
GERÇEK NÜKLEER SEÇENEK
Son fakat yine çok önemli bir mesele olarak şunun altını çizmeliyiz ki Kim hanedanlığının yararlanabileceği temel avantaj, tam bir rejim çöküşü gerçekleşmesi durumunda bunun nasıl olacağının ciddi bir belirsizlik arz ediyor olması. Böyle bir senaryoda ABD ve müttefikleri Kuzey Kore'nin bütün kitle imha silahları (KİS) ve balistik füze envanterini kontrol altına almak, hafif silahların kara borsaya düşmesini engellemek, KPA içinde oluşabilecek muhalif fraksiyonları izlemek ve dev bir mülteci dalgasıyla uğraşmak zorunda kalacaktır.
Tam bir rejim çöküşü ihtimalinin bu bahsettiğimiz komplikasyonları dahi, askeri seçenekler dahil, herhangi bir ABD hamlesinin kısa ve orta vadede sınırlı kalabileceğini gösteriyor.
[Dr. Can Kasapoğlu İstanbul merkezli bir düşünce kuruluşu olan Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi'nde (EDAM) savunma analistidir]
Mütercim: Ömer Çolakoğlu