10 maddede Aşık Veysel hakkında az bilinenler
Âşık geleneğinin öncü isimlerinde Âşık Veysel, 125 yıl önce bugün doğdu. Şiirleriyle, türküleriyle insanlara yol gösteren Veysel, Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük ozanlardandı. "Acı hayatım var. Fakat ben şikâyetçi değilim. Gözlerim kapanmış dünya bana zindan olmuş. Beni de dünya tanıtmış. Şikâyetçi değilim müsterihim." diyen büyük ozan bütün ömrü boyunca hep şükrederek yaşadı. Usta ozanın hayatı hakkında az bilinen detayları, akıllara kazınan sözleriyle birlikte derledik.
Giriş Tarihi: 25.10.2019
09:43
Taş olsam yandım idi Toprak oldum da dayandım
EŞİNİN AYAKKABISINA BİR TOMAR PARA KOYDU
Âşık Veysel'in küçük kızı Hayriye Özer, ünlü halk ozanının hiç bilinmeyen yanlarını 2005 yılında şu sözlerle anlattı:
"Babamı 25 yaşındayken Esma adlı köyün çok güzel kızlarından biriyle evlendirmişler. Ondan bir çocuğu olmuş, ama anasının memesi ağzına tıkanıp ölmüş. Derken Esma Hanım, evdeki yanaşmayla babamı bir başına bırakıp kaçmış. Babam, Esma'nın kaçacağını anlamış ama yapacağı bir şey yok.
Evde kimse yokken babam, Esma Hanım'ın çorabının içine biraz para koymuş. Evden kaçtıktan sonra iki sevgili Bafra'da bir çeşmenin başında serinliyor. O anda Esma Hanım, çorabını aralayınca paraları görmüş. Hemen anlamış, parayı kaçarsa sefil olmasın diye babamın koyduğunu.
Babam, sevgilisiyle evden kaçan ilk karısı Esma'yı meğer çok severmiş. Esma gittikten çok sonra bile babam hâlâ onu hayallerdi, köyün en güzel kadınlarından biriymiş. Bir gün kapıyı çalıp bana 'Çok başım ağrıyor kızım, babandan benim için bir ilaç iste?' dedi. Çok şaşırdım, 'Nasıl isteyebilirim Esma anne?' deyince, ısrar etti; 'Sen iste, o verir' dedi. Çekine çekine varıp söyledim babama. Elini cebine attı, çıkardığı aspirini avucumun içine koydu. O anda bana söylediği de hala kulağımda; 'Onun başı daha çok ağrıyacak.' Hakikaten dediği gibi de oldu, kadının hayatı perişanlıklarla geçti.
Şu geniş dünyaya sığmayan gönül Şimdi bir odaya kapandı kaldı Bir dakka bir yerde duramaz iken Oturduğu yerden kalkamaz oldu
İNSANLARI AYAK SESİNDEN TANIRDI
Veysel çocuklarına isimleriyle hitap ederdi bazen de 'kuzum, canım' diye ilaveler yapardı. Sessizce yanından süzülürken bile hangisinin olduğunu anlar, ismini söylerdi. O günlerde köyde gördüklerinden aklında kalanları hep sorardı. 'Yolun karşısında şu çalı vardı, filan yerde şu taş vardı, hálá duruyor mu' diye sorardı.
Aldanma cahilin kuru lafına Kültürsüz insanın külü yalandır. Hükmetse dünyanın her tarafına Arzusu hedefi yolu yalandır.