Abdullah bin Mesud kimdir? Abdullah bin Mesud’un hayatı…
Abdullah bin Mesud, İslam'ı kabul eden ilk on kişiden biri. Abdullah bin Mesud, annesi ve kardeşi ile ilk Müslümanlardan olmuş, kendini İslam dinine ve Peygamber Efendimizin hizmetine adamıştı. Kâbe'de Kur'an okuyan ilk sahabi olan Abdullah bin Mesud, ümmetin firavunu sayılan Ebu Cehil'i öldürmüştü. Sahabe arasında ahlâk ve yaşayış bakımından Resulullah'a en çok benzeyen kişi olarak kabul edilen Abdullah bin Mesud, İslami ilimlerin kuruluşunda da öncü olmuştu. Peki, Abdullah bin Mesud kimdir? Abdullah bin Mesud'un hayatı…
Giriş Tarihi: 23.01.2020
09:40
Güncelleme Tarihi: 23.01.2020
09:42
KABİLİYETİ KONUSUNDA RESULULLAH’IN ÖVGÜSÜNÜ ALDI
İbn Mesud, Hz. Ömer tarafından Kûfe kadılığı ve beytülmâl idaresi ile görevlendirildi. Daha sonra Şüreyh'in kadı olarak tayin edilmesi üzerine yalnızca beytülmâlle ilgili görevini sürdürdü. Ömer şehid edilince Medine'ye döndü ve bir süre orada kaldıktan sonra Halife Osman tarafından Kûfe'deki eski görevine iade edildi.
Onun anlayış ve kabiliyeti konusunda, Resulullah'ın bir münasebetle söylediği şu söz de yeterli bir delil teşkil eder: "Eğer onlara danışmadan bir emîr (yönetici) tayin etseydim, İbn Ümmü Abd'i tayin ederdim".
UZUN YILLAR VALİ OLARAK GÖREVİNDE KALDI
Ayrıca Hz. Ömer'in Şamlılara daha çok hediye vererek onları kendilerinden üstün tuttuğunu söyleyen Kûfelilere, İbn Mes'ûd'u Kûfe'de görevlendirmek suretiyle de onları şereflendirdiğini ifade etmesi, onun bir yönetici olarak halife nezdindeki değerini gösterir.
Hz. Ömer'in Kûfe valisi olan Ammâr bin Yâsir ve Hz. Osman zamanında aynı yerin valisi olan Sa'd bin Ebû Vakkās gibi büyük sahâbîlerle bazı konularda görüş ayrılığına düşmesi sonucu, adı geçen valiler görevden alınırken İbn Mesud, uzun bir müddet görevde bırakılmıştır.
TEFSİR VE FIKIH MEKTEPLERİNİN TEMELLERİNİ ATMIŞTI
Kûfe'de resmî vazifesi yanında ilmî faaliyeti ve yetiştirdiği talebeler vasıtasıyla Kûfe tefsir ve fıkıh mekteplerinin de temellerini atmış bulunan Abdullah bin Mesud, daha sonra Hz. Osman tarafından Medine'ye çağrıldı.
Fakat İbn Mesud, halifenin Ebû Zerr'i Rebeze'ye mecburi ikamete göndermesi ve resmî Mushaf'a muhalif olur endişesiyle bazı şahısların elinde bulunan Mushaflar'ın yakılmasını emretmesi gibi sebeplerle halifeye kırgındı.
FİTNENİN ÖNLENMESİ İÇİN MEDİNE’YE DÖNDÜ
Kûfeliler onu koruyacaklarını vaad ederek ayrılmamasını istedikleri halde, ortaya çıkacak fitnelerin kendisi yüzünden başlamasını arzu etmediğini belirterek görevine son veren Osman'ın emrine uydu ve Medine'ye döndü.
Medine'de bir süre kaldıktan sonra hastalandı ve 60 yaşını geçmiş olarak vefat etti. Cenaze namazı Hz. Osman veya Ammâr tarafından kıldırıldı ve Bakî' Mezarlığı'na defnedildi.
SON DERECE MÜTEVAZI BİR KİŞİLİĞE SAHİPTİ
Kaynakların belirttiğine göre Abdullah bin Mesud kısa boylu, zayıf ve esmer bir kimse idi. Son derece mütevazı bir kişiliğe sahipti. Saçlarını uzatır, temiz ve güzel giyinmeyi severdi.
Süründüğü güzel kokularla karanlık gecede bile tanınırdı. Reyta ve Zeyneb adlarında iki hanımı, Abdurrahman, Utbe ve Ebû Ubeyde adlarında üç oğlunun olduğu bilinir.