Adnan Menderes'in idamından önce cuntacılara son sözleri
Adnan Menderes, siyaset sahnesine "Yeter söz milletindir" diyerek çıkmıştı. Gerçekleştirdiği demokrasi hamleleri ve ekonomik kalkınma atılımlarıyla Türkiye'nin siyasi tarihinde iz bırakan isimlerden biri oldu. Dini özgürlüklerle ilgili kısıtlamaların karşısında duran Menderes, "Tek icraatım da olsa ezanı Arapça okutacağım" demiş ve bu vaadi ile 18 yıllık bir yasağa son vermişti. Menderes, 61 yıl önce bugün darağacına yürüdü. Peki, Adnan Menderes'in idamından önce cuntacılara son sözleri neydi? Onun siyasi yaşamındaki kırılma noktalarını ve idamına giden süreci derledik.
Giriş Tarihi: 17.09.2020
09:33
Güncelleme Tarihi: 17.09.2022
10:21
ADAY OLMADIĞI HALDE ‘MİLLETVEKİLİ’ SEÇİLDİ
CHP il yönetiminde göreve başlayan Menderes, parti teşkilatını Aydın'da yeniden kurdu. Bir ziyaret kapsamında bir araya gelen Atatürk ve Menderes arasında soğuk başlayan görüşme 4 saat sürdü.
Menderes'in görüşleri Atatürk'ün dikkatini çekti ve bunlardan bir rapor hazırlamasını istedi. Menderes, hazırladığı raporu Atatürk'e iletti. 1931 yılındaki erken seçimde aday olmadığı halde milletvekili seçilen Menderes, kendisini aday listesine Atatürk'ün koyduğunu öğrendi.
14 YIL CHP MİLLETVEKİLİ OLARAK GÖREV ALDI
Menderes, 1935, 1939, 1943 seçimlerinde CHP Aydın Milletvekili olarak aralıksız 14 yıl parlamentoda CHP grubunda görev aldı.
Menderes, hükümetin Toprak Reformu Tasarısı'nın 1945'te Meclis'teki görüşmeleri sırasında sergilediği karşı duruş sonrasında siyaset sahnesinde tanınan bir isim haline geldi.
‘DÖRTLÜ TAKRİR’ ÖNERGESİ İLE PARTİDE FIRTINA KOPTU!
İzmir Milletvekili Celal Bayar, Aydın Milletvekili Adnan Menderes, İçel Milletvekili Refik Koraltan ve Kars Milletvekili Fuat Köprülü, 7 Haziran 1945'te CHP Meclis Grubu'na kanunlardaki ve parti tüzüğündeki antidemokratik hükümlerin kaldırılmasını içeren bir önerge verdi.
Türk siyasi hayatına "Dörtlü Takrir" olarak geçen önergenin verilmesinin ardından Celal Bayar'ın deyimiyle "partide fırtına koptu".
Adnan Menderes'e ve Yassıada'ya dair özel hatıralar
DEMOKRASİ TALEPLERİ NEDENİYLE PARTİDEN İHRAÇ EDİLDİLER
Ülkede demokrasi olmadığını savunan Fuat Köprülü ve Adnan Menderes için Başbakan Saraçoğlu'nun başkanlığında 21 Eylül 1945'te toplanan Parti Divanı ihraç kararı aldı. Refik Koraltan, ihraç kararını eleştirdiği için partiden uzaklaştırıldı.
Celal Bayar ise Basın Kanunu'nun haberleşme hürriyetini sınırlayan 17. ve 50. maddelerinin değiştirilmesine dair tasarısı CHP Grup Toplantısı'nda reddedildiği için istifa etti.
DEMOKRAT PARTİ'NİN KURULUŞU
Bunun üzerine Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan tarafından 7 Ocak 1946'da Demokrat Parti (DP) kuruldu. Partinin kuruluşu üzerinden 4 ay geçmeden erken seçim kararı alındı ve önce yerel ardından genel seçim sürecine girdi.
26 Mayıs 1946'da yapılan yerel seçimlere girmeme kararı alan Demokrat Parti, partilileri sandığa gidip gitmemekte serbest bıraktı. CHP'nin kazandığı 1946 genel seçimlerinde Menderes, memleketi Aydın'dan değil Kütahya'dan milletvekili seçildi.
Demokrat Partili vekiller, "seçimlere hile karıştırıldığını" savunarak seçimlerin iptal edilmesini talep etti ancak bu kabul edilmedi.