Ali Fuat Başgil kimdir? Ali Fuat Başgil’in hayatı…
Ali Fuat Başgil, ömrünü adil bir yaşam ve devlet anlayışına adamış; yazdığı yazılarla pek çok alanda geniş kitlere hitap etmiş bir isim. İlimle dolu bir hayat sürmüş, henüz lise çağında Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla okulu yarıda bırakarak cepheye koşmuştu. Savaşın ardından eğitimini tamamlayan Ali Fuat Başgil, 46 yaşında "ordinaryüs profesör" unvanını aldı. 27 Mayıs ihtilâlinden sonra muhafazakâr halk kitlelerinin duygu ve düşüncelerine tercüman olarak milletin umudu olan Başgil, ölümle tehdit edildiği için siyasetten çekildi ancak fikirleri pek çok insanı etkiledi. Peki, Ali Fuat Başgil kimdir? Ali Fuat Başgil'in hayatı…
Giriş Tarihi: 27.01.2020
16:15
Güncelleme Tarihi: 19.05.2022
15:34
GENÇ YAŞTA PROFESÖRLÜK UNVANI ALDI
Ayrıca Paris Siyasi Bilimler Yüksekokulu ile Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin Felsefe bölümünden diploma aldı. Lahey Devletler Hukuku Akademisinin kurslarına katıldı. Burayı bitirip sertifikasını aldıktan sonra 1929'da Türkiye'ye döndü. Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Kurumuna Genel Müdür Yardımcısı olarak tayin edildi.
1930 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde açılan imtihanı kazanarak "doçent" oldu. Bir yıl sonra "profesörlüğe" yükseldi. İstanbul Üniversitesi'nin kurulması üzerine Anayasa Hukuku derslerini okutmak üzere bu üniversiteye geldi. Görevi sırasında Mülkiye Mektebinde hocalık, İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebinde müdürlük yaptı.
46 YAŞINDA ORDİNARYÜS PROFESÖR OLDU
1937'de Hatay Cumhuriyeti'nin anayasasını hazırladı ve Hatay'ın bağımsızlığı konusunda Cenevre'de toplanan Milletler Cemiyeti Komisyonu'nda Türk heyetinin hukuk müşavirliğini yaptı. 1939 yılında "ordinaryüs profesör" oldu.
Türkiye'de ilk defa iş hukuku derslerini ihdas etti, müfredat programını hazırladı ve hocalığını yaptı. 1938 - 1942 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi dekanlığını yaptı.
TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ GELENEĞİNE SAHİP ÇIKTI
Batı kültür ve değerlerini gereği gibi özümseyerek yararlı ve uygun kısımlarının alınmasını savunan, aynı zamanda Türk-İslam medeniyetinin öz değerlerine sırt çevirmeyen bir aydın olarak, birçok eser kaleme alan Ali Fuat Başgil, ilmin saygınlığını muhafaza etmekten, düşüncelerini açıkça ifade etmekten hatta bu uğurda hapse girmekten bile çekinmedi.
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, düşünce ve inanç hürriyeti, gerçek manada laiklik, insan hakları gibi konuları büyük bir vukufiyetle ele aldı. Sorunlara ışık tutan orijinal analiz ve eleştirilerde bulundu. 1947 yılında Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti'ni kurdu. 1952'de Pakistan'da, 1959'da Ürdün'de toplanan İslam kongrelerinde ve 1959'da Almanya'da yapılan Hukuk kongresinde Türkiye'yi temsil etti.
1960 İHTİLALİNDE ÜNİVERSİTEDEN UZAKLAŞTIRILDI
İsmet İnönü ve tek parti CHP diktasının sürdüğü 1947 yılında Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti'ni kuran Ali Fuat Başgil, liberal bir muhafazakâr olarak kanaatlerini her zaman ve zeminde ifade etti.
27 Mayıs 1960 Darbesi'nden sonra kurulan Milli Birlik Komitesi tarafından çeşitli üniversitelerden demokrasiye, hak ve özgürlüklere inandıkları için uzaklaştırılan 147 öğretim üyesi arasında yer aldı.
‘HUKUKSUZCA’ HAPSE ATILDI VE GÖREVİNE DÖNMEDİ
Öyle ki, bir dönem izni olmadan bir dergi tarafından iktibas edilen "Kurucu Meclis" aleyhindeki makalesinden dolayı hukuksuzca hapse atıldı. 29 Mart 1961 tarihine kadar Balmumcu Askeri Hapishanesi'nde kaldı.
Daha sonra çıkarılan bir kanunla görevine dönmesi mümkün olsa da bunu bir haysiyet meselesi sayarak üniversite hocalığını bıraktı. 10 Nisan 1961'de emekliye ayrılan Ali Fuat Başgil'i, Türk siyasi hayatında önemli bir figür yapacak süreç ise bundan sonra başladı.