Ali Fuat Başgil kimdir? Ali Fuat Başgil’in hayatı…
Ali Fuat Başgil, ömrünü adil bir yaşam ve devlet anlayışına adamış; yazdığı yazılarla pek çok alanda geniş kitlere hitap etmiş bir isim. İlimle dolu bir hayat sürmüş, henüz lise çağında Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla okulu yarıda bırakarak cepheye koşmuştu. Savaşın ardından eğitimini tamamlayan Ali Fuat Başgil, 46 yaşında "ordinaryüs profesör" unvanını aldı. 27 Mayıs ihtilâlinden sonra muhafazakâr halk kitlelerinin duygu ve düşüncelerine tercüman olarak milletin umudu olan Başgil, ölümle tehdit edildiği için siyasetten çekildi ancak fikirleri pek çok insanı etkiledi. Peki, Ali Fuat Başgil kimdir? Ali Fuat Başgil'in hayatı…
Giriş Tarihi: 27.01.2020
16:15
Güncelleme Tarihi: 19.05.2022
15:34
1960 İHTİLALİNDE ÜNİVERSİTEDEN UZAKLAŞTIRILDI
İsmet İnönü ve tek parti CHP diktasının sürdüğü 1947 yılında Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti'ni kuran Ali Fuat Başgil, liberal bir muhafazakâr olarak kanaatlerini her zaman ve zeminde ifade etti.
27 Mayıs 1960 Darbesi'nden sonra kurulan Milli Birlik Komitesi tarafından çeşitli üniversitelerden demokrasiye, hak ve özgürlüklere inandıkları için uzaklaştırılan 147 öğretim üyesi arasında yer aldı.
‘HUKUKSUZCA’ HAPSE ATILDI VE GÖREVİNE DÖNMEDİ
Öyle ki, bir dönem izni olmadan bir dergi tarafından iktibas edilen "Kurucu Meclis" aleyhindeki makalesinden dolayı hukuksuzca hapse atıldı. 29 Mart 1961 tarihine kadar Balmumcu Askeri Hapishanesi'nde kaldı.
Daha sonra çıkarılan bir kanunla görevine dönmesi mümkün olsa da bunu bir haysiyet meselesi sayarak üniversite hocalığını bıraktı. 10 Nisan 1961'de emekliye ayrılan Ali Fuat Başgil'i, Türk siyasi hayatında önemli bir figür yapacak süreç ise bundan sonra başladı.
DARBE SONRASI TÜRKİYE YENİDEN DİZAYN EDİLDİ
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Türkiye adeta yeniden dizayn edildi. 1961'de kabul edilen Anayasa ile köklü değişikliklere gidildi ve bu anayasayla güçler ayrılığı ilkesi derinleştirildi. Yürütmenin gücünü azaltacak, sınırlandıracak çeşitli mekanizmalar oluşturuldu.
Örneğin CHP'nin 27 yıllık tek parti iktidarında var olmayan bir Anayasa Mahkemesi, iktidarların değişebileceğinden hareketle hükümet karşısında bir kuvvet olması için kuruldu. Üniversiteler başta olmak üzere ve TRT bazı kurumlar gibi özerkleştirildi. Ayrıca 450 üyeli Millet Meclisi'nin yanında seçkinlerden oluşan 150 mevcutlu bir senato kurularak iki meclisli yasama sistemine geçildi. Amaç seçilmişlerin, yani siyasetçilerin güçlerini sınırlamaktı.
AZINLIĞIN GÜÇ SAHİBİ OLDUĞU BİR YAPI KURULDU
DP gibi halkın büyük çoğunluğunun desteğini alsalar bile, siyasal partilerin gücünün kırılması hedeflendi, halkın tercihlerine göre değil, seçkinlerin isteklerine göre hareket eden, azınlığın güç sahibi olduğu bir yapı kuruldu.
Ülke yönetiminde askerin etkili olabilmesini sağlamak için de düzenlemeler yapıldı ve Yeni Anayasa'nın başlangıç bölümünde ordunun "Türk Milleti" adına iktidara el koyması meşrulaştırıldı. TSK, rejimin üst güvencesi konumuna geldi, yürütmeyi denetleme, yürütme ve yasama güçlerine müdahale hakkı elde etti ve siyasi-ekonomik yaşam içinde özerk bir güç olmaya başladı.
TÜRK SİYASİ HAYATINDA ALİ FUAT BAŞGİL
Ali Fuat Başgil darbe sonrası yapılan seçimlerde Adalet Partisi'nin Samsun listesinden bağımsız aday olarak senatör seçildi.
Din ve vicdan hürriyetini, demokrasiyi, vatandaşlık haklarını savunan, Avrupa'da tahsil etmiş olsa da öz değerlerine yabancılaşmayan ve tek parti-seçkinci standartlara uymayan Çarşambalı Bölükbaşıoğulları'ndan Mehmed Şükrü Efendi'nin oğlu Ali Fuat Başgil, muhafazakâr halk kitlelerinin duygu ve düşüncelerine, taleplerine tercüman bir ses olarak seçkinler için kurulan senatoya girmeyi başardı.