Filibeli Ahmed Hilmi Kimdir? Filibeli Ahmed Hilmi Kitapları, Sözleri...
Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi, Türkiye'de bilim felsefesinin öncüsü kabul edilir. Çok yönlü üretkenliğiyle döneminde oldukça dikkat çekmiştir. Kelam, felsefe, tasavvuf ve tarih ilmiyle meşgul olan Ahmed Hilmi, ayrıca edebiyatla da ilgilenmiş, şiirler, roman ve tiyatro eserleri kaleme almıştır. "Amak-ı Hayal" isimli eseri bugüne kadar defalarca farklı dillerde basılarak, büyük bir ilgi görmüştür. Ahmed Hilmi'nin hayatını, fikirleri doğrultusunda verdiği mücadelesini, edebi kişiliği ve eserlerini sizler için kaleme aldık.
Giriş Tarihi: 01.01.2022
15:36
Güncelleme Tarihi: 18.03.2022
11:35
Filibeli Ahmed Hilmi'nin kullandığı takma isimler ve rumuzlar
🖍 Filibeli Ahmed Hilmi, görevli olarak gittiği Beyrut'ta Çaylak adıyla bir mizah dergisi çıkardı. Fakat burada Jön Türkler'in kurduğu Terakkî-i Osmânî Cemiyeti'ne girmesi sebebiyle Mısır'a kaçmak zorunda kaldı. İstanbul'a döndüğünde ise tutuklandı; Fîzan'a sürüldü. Burada tasavvufa yoğunlaştı.
🖍 Kısa bir süre İttihâd-ı İslâm adlı haftalık siyasî gazetesini yayımladı. İkdam, Şehbâl, Yeni Tasvîr-i Efkâr ve Sırât-ı Müstakîm gibi gazete ve dergilerde de yazılar yazmaya başladı.
🖍 Kendi adıyla birlikte tasavvufî yazılarında Şeyh Mihridîn Arûsî, mizahî yazılarında Coşkun Kalender, Kalender Gedâ, millî ve hamâsî şiirlerinde Özdemir gibi takma adlar yanında "A. H." ve "F. A. H." gibi rumuzlar kullandı.
Filibeli Ahmed Hilmi Hayatı ve Kitapları
🖍 Filibeli Ahmed Hilmi, başta İttihat ve Terakkî Cemiyeti'ni desteklemişti ancak cemiyetin giderek artan aşırılıkları, yanlış eylemleri onu rahatsız etti ve ciddi şekilde eleştirdi. Bu davranışı sebebiyle dergi ve gazeteleri sık sık kapatıldı .
🖍 Fakat boyun eğmeyip mücadelesine devam etti. Kastamonu'ya , Bursa'ya sürüldü. Aftan faydalanıp İstanbul'a döndüğünde Hikmet'i yeniden yayımlamak istediyse de gazete tekrar kapatıldı.
🖍30 Ekim 1914'te ani vefatı herkesi derin bir üzüntüye boğdu. 49 yıllık bir yaşamın ardından Fâtih Camii hazîresine defnedildi. Ölümü bakır zehirlenmesi olarak kayıtlara geçmiş ancak eleştirileri, siyonizme ve masonluğa yönelik suçlamaları sebebiyle komploya kurban gittiği ileri sürülmüştür.
Oysa ki onun tek derdi İslam'ı yüceltmek, Devlet-i Aliyye'yi devam ettirmekti.
Edebiyatta eski kuşak - yeni kuşak kavgası
Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi biyografisi
🖍 Ahmed Hilmi'nin neşrettiği dergi ve gazete sayısı on ikidir. Arapça, Farsça ve Fransızcayı çok iyi derecede bilen Ahmed Hilmi, hiç evlenmedi.
🖍 Siyasetin yanı sıra kelâm, felsefe, tasavvuf ve tarihle de meşgul oldu. Çok yönlü üretkenliğiyle döneminde oldukça dikkat çekti. Ayrıca edebiyatla da ilgilendi, şiirler, roman ve tiyatro eserleri kaleme aldı.
🖍 Avrupa ile rekabet edebilmek için sürekli öğrenmek gerektiğini ve Batı kültürünü olduğu gibi almanın yanlış olduğunu savundu. İslam dünyasının ve Osmanlı toplumunun geri kalışı onu çok rahatsız ediyordu, bu sebeple sürekli çözüm üretmeye çalıştı. Vahdet-i vücûd anlayışına önem veren Ahmed Hilmi, daha çok Kuzey Afrika'daki tasavvuf kültürünün Osmanlı dünyasında tanınması yolunda gayret gösterdi.
Vahdet-i vücûd: Varlık, mutlak vücuttur: Nispetler halinde alınınca tabiat; nispetleri kuşatan mutlak ve ezellilik olarak alınınca Allah'tır; mahiyet olarak alınınca Zât'tır; mahiyeti tahakkuk etmiş fiil halinde alınınca da vücut'tur.
🖍 O, toplum meseleleri ve devletin geleceği hakkında yapılan tartışmalarda en ön safta yer alırdı. Batıcı aydınlara karşı sürekli mücadele etti. Din, gelenek ve modernleşme arasındaki gergin ilişkileri kendi içinde yaşadı, bunları çözümlemeye çalışıp eserlerine yansıttı. Çeşitli engellemelere rağmen fikirlerini ortaya koymaktan vazgeçmeyen bir fikir adamı olarak tarihte yerini aldı.
Batı'yı körü körüne taklit etmek, kültürel kimliği kaybetmek ve dinden uzaklaşmak demektir.
Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi | D&R
📕 A'mak-ı Hayal, Öksüz Turgut ve İblis İzzettin Behmen, romanları arasında yer alır. Öksüz Turgut, edebiyat tarihi açısından padişaha ithaf edilen ilk roman özelliği taşır. Fuat Köprülü'den çok önce Yunus Emre ve Bektaşilerle ilgili ilk eseri yazan, Filibeli Ahmed Hilmi'dir.
"Avrupa medeniyetinin taklit edilmesi sahip olunan yüksek değerlere zarar vereceği gibi Batı'dan gelen her şeye karşı taassup gösterilmesi de hayatın değişen şartlarına ayak uydurmayı engeller. "Ne taassup ne kötü taklit" sloganını rehber edinerek bu konuda seçmeci bir metot takip etmek en doğru yoldur. Batılı yazarların birkaç sözünü nakletmekle yetinen yarım âlim ve yüzeysel düşünürlerle sadece görüntüye dayalı bir yenilik gerçekleştirilebilir. Batı medeniyetinin sanayi ve teknolojisi takdire değer olmakla birlikte yalnız maddî ihtiyaçları karşılaması dolayısıyla eksiktir; dinî ve ahlâkî prensiplere yer vermediği için kendi toplumlarını makineleştirmektedir. Ayrıca bir yandan hak, eşitlik ve özgürlük gibi ilkeleri savunurken diğer yandan başka toplumları sömürmeye çalışması bu medeniyetin asıl yüzünü ortaya koymaktadır."
(Yirminci Asırda Âlem-i İslâm ve Avrupa, s. 4-6, 18; Hangi Meslek-i Felsefîyi Kabul Etmeliyiz?, s. 45-46).
1. Senûsîler ve Onüçüncü Asrın En Büyük Mütefekkir-i İslâmîsi Seyyid Muhammed es-Senûsî (İstanbul 1325, 1333).
2. Müslümanlar Dinleyiniz (İstanbul 1326).
3. Târîh-i İslâm (I-II, İstanbul 1326-1327).
4. İlm-i Ahvâl-i Rûh (İstanbul 1327).
5 . Allah'ı İnkâr Mümkün müdür?
6 . Yirminci Asırda Âlem-i İslâm ve Avrupa: Müslümanlara Rehber-i Siyâset (İstanbul 1327, Şeyh Mihridîn Arûsî takma adıyla).
7 . Akvâm-ı Cihân (İstanbul 1329).
8 . İki Gavs-ı Enâm: Abdülkadir ve Abdüsselâm (İstanbul 1331, Mihridîn Arûsî takma adıyla).
9 . Türk Rûhu Nasıl Yapılıyor? (İstanbul 1329, Özdemir takma adıyla).
10 . Hangi Meslek-i Felsefîyi Kabul Etmeliyiz?: Dârülfünun Efendilerine Tahrîrî Konferans (İstanbul 1329).
11 . Beşeriyetin Fahr-i Ebedîsi Nebîmizi Bilelim (İstanbul 1331).
12 . Huzûr-ı Akl ü Fende Maddiyyûn Meslek-i Dalâleti (İstanbul 1332).
13 . Muhalefetin İflâsı (İstanbul 1331).
14 . Üss-i İslâm: Hakāik-i İslâmiyye'ye Müstenid Yeni İlm-i Akāid (İstanbul 1332).