Arama

Hafızasında kırk bin mısra bulunduran bir şair: Sedat Umran

Dünya hayatı nihayetinde bir oyun ve eğlenceden ibarettir. O halde bu hayatı anlamlandırmak, faydalı işler yapabilmek bizim elimizde olan temel gayemizdir. Bazı insanlar hayatlarını belli bir alana hasreder, o alanla alakalı okuyabilecekleri, öğrenebilecekleri her şeye kendilerini verir, toplayabildikleri kadar malzeme toplamaya gayret ederler. Bu kendini adama durumu gönüllülük esasına dayanır. Çünkü sanat, zorlamayı asla kabul etmez. Zorlama üzerinden ortaya çıkan sanat eseri zamanla değerini yitirir. Sanatsal sezgi insanın her daim içerisindedir ama bunu ortaya çıkaran da sanatsal çabadır. 2013 senesinde aramızdan ayrılan "eşya şairi" Sedat Umran da böyle bir zat idi. Hayatını yalnız geçirmiş, nerdeyse tüm vaktini şiire ayırmış büyük bir münevverimizdi…

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 18
  • 25
BİR MISRA
BİR MISRA

"Gittin dağ gibi büyüdü yalnızlık
Issızlığın iki ucunda şimdi sen varsın…"


➡ Şair burada yalnızlığı dağa benzeterek yine eşyaya başvurmuştur. Issızlık denilen sonsuz düzlemin iki ucu da bizi Hakka çıkarmaz mı?

  • 19
  • 25
Nihayetinde…
Nihayetinde…

Mehmet Niyazi "Dahiler ve Deliler" isimli eserinde üstad Sedat Umran için "yüzyılımızdan yarınlara kalacak birkaç şairden birisi" diye bahsediyor. Burayı anlayabilmek aslında bin yıllık medeniyetimizi de anlayabilmek demektir. Coğrafyamız her yüzyıl şair, yazar, münevver çıkarmıştır. İhtiyaç duyulan elzem durumlarda Yunus Emre bir emsalsiz inci çıkarmasını da bilmiştir.

Sedat Umran sanat ve kültür tarafından kıymeti bilinen bir şairdir. Karakoç başta olmak üzere birçok usta şair Umran'ın ne denli yetkin ve kabiliyetli bir şair olduğunu sık sık dile getirmişlerdir. Umran ise daima mütevazı tavrı ile gönülleri fethetmiştir.

Umran çok büyük bir fedakârlık yaparak hayatını sanata adamıştır. Hayatı boyunca her hareketini sanatı düstur alarak yapmıştır. Bu da onu yaşayan sanat mertebesine yükseltmiştir. Umran tüm incelikleri içerisinde barındıran bir Müslüman şair olarak yaşamış ve bu hal üzere ölmüştür. Sedat Umran herkesin gözü önünde olan ama bir önem atfetmediği eşyayı ele almıştır.

  • 20
  • 25
BİLGİ NOTU
BİLGİ NOTU

📌 Sedat Umran öyle bir noktaya gelmiştir ki artık şiir kendisi, kendisi şiir olmuştur.

  • 21
  • 25
BİR MISRA
BİR MISRA

"Beni sana bağlayan o tatlı gülüşündür
Benim için yaşamak bundan sonra hep dündür…"


Şair bu mısralarda hayatın aslında tek bir an olduğuna dikkat çekmiştir. Bir an ki ondan sonra saatler hep o anı gösterir. İnsanı kendinden alan o an yaşandıktan sonra takvimler daima dünü göstermektedir.

  • 22
  • 25

➡ Eşya ile metafizik üzerinde "Vahdet-i Vücud" anlayışını andıran bir metafizik düşünce ile Türk Şiirinde daha evvel hiç yapılmamış bir şeyi yapmıştır. Baktığı her eşyada hakikati aramış ve imanını her bakışında daha da kuvvetlendirmiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN