Hayatını İslam'a adayan alimler
İslam'a ömrünü adayan alimler, neredeyse 'Allah' demenin yasak olduğu dönemlerde tek başlarına bir Kur'an mektebi oldular. Her kesimden insana kucak açarak onlarca insanı ihya ettiler. Peki, Gönenli Mehmet Efendi kimdir? Mehmet Zahit Kotku kimdir? Mehmet Zahit Kotku'nun İslam alemi için yaptığı çalışmalar nelerdi? Dünyaca tanınan alim Abdurrahman Gürses, Osmanlı'dan hangi geleneği günümüze taşıdı?
Giriş Tarihi: 18.02.2020
09:23
Güncelleme Tarihi: 18.02.2021
12:28
FAKİR ÖĞRENCİLERE AÇILMIŞ BABA KUCAĞI
Onun ilgilendiği kursların başında hepsi de Fatih semtinde olmak üzere Üçbaş Camii Kur'an Kursu, Hacı Hasan Camii Kur'an Kursu ve Akseki Mescidi'ndeki Hırka-i Şerif Kur'an Kursu gelirdi. Bunlardan başka İstanbul'un muhtelif semtlerindeki birçok caminin müştemilâtında veya apartman dairelerinde barınan yüzlerce öğrencinin masrafı da yine Gönenli Hoca tarafından karşılanmaktaydı. Mektebinin yemeği tükendiği zaman oturduğu evi satmaya kalkardı.
Gönenli Mehmet Efendi kadınların eğitimi ne çok önem verirdi. Haftanın hemen her gününde İstanbul'un çeşitli yerlerindeki camilerde kadınlara vaaz verirdi. Bu vaazlarında öğretmekten çok eğitim, irşad etme ve dinî hayatı canlı tutma onun başlıca hedefiydi. Bu sebeple vaazlarına güzel sesiyle Kur'ân-ı Kerîm okuyarak başlar, ilâhi ve kasidelerle cemaati coşturur, ardından dinleyicilerin dikkatini çekecek şekilde etkili ve slogan mahiyetindeki cümlelerle kısa konuşmasını yapardı. İnsanları ferahlatan sesiyle büyük kitleleri camiye çekmeyi başardı.
MATEMATİK İLMİNE YÖN VEREN 10 MÜSLÜMAN ALİM
Özellikle hanımlara yaptığı vaazlarda Hz. Peygamber'in ezkâr ve evrâd olarak okunmasını tavsiye ettiği tehlîl , teşbih, dua, istiğfar ve salavât-ı şerifelerden seçtiklerini cemaatiyle birlikte okurdu ve fırsat buldukça buna devam edilmesini tavsiye ederdi. Bu evrâd ve tesbîhat daha sonra "Evrad ve Tesbihat " adıyla kitap haline getirilip basıldı.
HER KESİMDEN İNSANA KUCAK AÇTI
Reîsü'l-kurrâ lık yapan Gönenli Mehmet Efendi, cemaati kazanan ve kazandıran olarak görür, tebrik ve teşekkür eder, tekrar beklediğini söylerdi. İnsana olan coşkun sevgisini ve samimi memnuniyetini daima hissettirirdi.
Sultanahmet Camii 'ni bir müjde camisine döndürürdü. "Ne güzel ettiniz de geldiniz bu mübarek bayram sabahında… Hoş geldiniz. Şimdi bu güzelliği idrak edemeyen nice kardeşimiz var, dua edelim de Rabbim onları da aramıza katsın inşallah" derdi.
Bir gün, Sultanahmet'teki vaazını bitirirken dedi ki: " Şimdi ben bir dua edeceğim, siz de âmin diyeceksiniz." Duanın sonunda cemaatin sesini kâfi görmeyen Gönenli Hoca, "Ben tekrar dua edeceğim, siz de can-ı gönülden öyle bir âmin diyeceksiniz ki hem duanın tadına varacaksınız hem de şu gâvurcuklar duamızdan duygulansın." O sırada camide turist kafilesi bulunuyordu.
İrşad konusunda Hz. Peygamber'in "Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz; müjdeleyiniz, ürkütmeyiniz" meâlindeki hadisinin emrini hayatı boyunca titizlikle uygulamaya çalıştı. Başarısı, coşkun imanı ve ihlâsı yanında uyguladığı hoşgörüye dayanan bu yöntemden kaynaklanmaktaydı.
Gönenli Hoca'nın hiçbir tarikata intisabı yoktu. Bu hususta soru soranlara, "Biz Resûlullah'ın yolundayız" derdi. Fakat tasavvufun zühd ve takva çerçevesinde öngördüğü bütün fazilet ve üstün meziyetlere sahip olduğu için halk ona bir velî gözüyle bakıyordu.
Bütün ömrünü hayır hizmetlerine sarf eden Gönenli Mehmet Efendi, başta Kızılay ve Yeşilay olmak üzere yetişebildiği her çeşit hayır kurumuyla yakından ilgilendi. Halkla iç içe yaşadı, zengin fakir her sınıfın güvenini ve sevgisini kazandı. 7 Temmuz 1982'de Sultan Ahmed Camii imamlığından emekli olduktan sonra da hayır ve irşad hizmetlerine koşmaktan geri durmadı.
2 Ocak 1991'de vefat etti. Fatih Camii'nde çok kalabalık bir cemaatin iştirakiyle, kendisinden sonra reîsülkurrâlık görevini devralan Abdurrahman Gürses tarafından kıldırılan cenaze namazından sonra Edirnekapı Şehitliği'ne defnedildi.
Vefatından sonra hizmetlerini devam ettirmek üzere Gönen'de 1994'te kendi adına bir cami inşa edildi. Ayrıca 1995 yılında İstanbul'da Gönenli Mehmet Efendi İlim ve Hizmet Vakfı adıyla bir vakıf kuruldu.
VIDEO
Sakarya'nın Soğuksu köyünde doğan Abdurrahman Gürses 'in babası da bu köyün imamlığını yapan Hâfız Said Efendi'dir. On üç-on dört yaşlarında Kur'ân-ı Kerîm'i hıfzetti . Ardından Hendek'te Abdurrauf Hoca'dan tâlim-tecvid , Hendek Yenicami Medresesi'nde müftü Ali Niyazi Konuk'tan sarf, nahiv ve fıkıh dersleri aldı.
Daha sonra İstanbul'a giderek Ayasofya Soğukçeşme medreselerinde bir müddet tahsil gördü. Yeni Cami imamı Nuri Efendi gibi Osmanlı bakiyesi ulemâ ve müderrislerle tanışıp kendilerinden faydalandı. Erbilli Esad Efendi'nin sohbetlerine katıldı. Medreselerin kapatılması üzerine (1924) Hendek'e döndü ve 1934 yılına kadar burada kaldı.