Hz. Ebubekir kimdir? Hz. Ebubekir'in hayatı
Hz. Ebubekir, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in yol arkadaşı ve en sadık dostuydu. Hz. Ebubekir, İslam'ı kabul etmeden önce de şerefli bir yaşam sürmüş; haramdan, zinadan, içkiden uzak durmuş ve Müslüman olan ilk 10 sahabeden biri olmuştu. Miraç olayı başta olmak üzere gaybla ilgili pek çok haberi hiç tereddütsüz kabul ettiği için bizzat Resul-i Ekrem tarafından "Sıddık" lakabı verilmiş ve İslam literatüründe "Ebubekir es Sıddık" olarak anılmıştı. Peygamberimizin vefatının ardından ilk halife Hz. Ebubekir olmuş, Peygamberimizin izinden gitmeye devam etmişti. Peki, Hz. Ebubekir kimdir? Hz. Ebubekir nasıl halife oldu? İşte sadık dost Hz. Ebubekir'in hayatı…
Giriş Tarihi: 10.02.2020
17:54
Güncelleme Tarihi: 08.06.2022
11:29
BÜTÜN SERVETİNİ RESULULLAH’IN EMRİNE TAHSİS ETTİ
Hz. Ebû Bekir Huneyn Gazvesi ve Tâif Muhasarası'na da katıldı. Tebük Gazvesi'nde Resûlullah'ın kendisine verdiği en büyük sancağı taşıdı. Ordunun bu gazveye hazırlanması için bütün servetini Resûl-i Ekrem'in emrine tahsis etti. Hicretin 9. yılında (631) bizzat hacca gitmeyen Hz. Peygamber onu 300 sahâbî ile emîr-i hac tayin etti. Bir yıl sonra da Hz. Peygamber ile birlikte Vedâ haccına katıldı.
Hicretin 11. yılı Safer ayının son haftasında (Mayıs 632) rahatsızlanan Hz. Peygamber ashabına yaptığı konuşmada, Allah Teâlâ'nın bir kulunu dünya ile kendi yanında olandan birini tercih etmekte serbest bıraktığını, o kulun da Allah'ın yanında olanı tercih ettiğini söylemesi üzerine Hz. Ebû Bekir kastedilen kişinin Resûl-i Ekrem olduğunu anladı ve ağlamaya başladı.
PEYGAMBERİMİZ İSLAM’A ONDAN FAYDALI KİMSEYİ TANIMADIĞINI SÖYLEDİ
Resulullah onun susmasını istedi ve Ebû Bekir'in kapısı dışında mescidin avlusuna açılan bütün kapıların kapatılmasını emretti. Bunun sebebini açıklarken de İslâmiyet'e ondan daha faydalı kimseyi tanımadığını, insanlar arasında bir dost edinecek olsa onu tercih edeceğini söyledi. Namaza çıkamayacak kadar hastalanınca namazı Ebû Bekir'in kıldırmasını istedi.
Resûl-i Ekrem pazartesi günü kendini iyi hissederek sabah namazı için mescide gitti ve namaz kıldırmakta olan Ebû Bekir'in yanında namaza durdu. Hz. Peygamber'in iyileşmesine bütün sahâbîler gibi çok sevinen Hz. Ebû Bekir namazdan sonra kendisini ziyaret ederek bir süreden beri uğramadığı evine gitmek üzere izin aldı. Birkaç saat sonra Resûlullah'ın vefat ettiğini öğrendi. Onun hücre-i saâdetine girerek yüzünü açtı, alnını öptü ve daha sonra mescide geçti. Başta Hz. Ömer olmak üzere şaşkınlık içinde bulunan ve Hz. Peygamber'in vefatına inanmak istemeyen sahâbîleri ikna eden meşhur konuşmasını yaptı.
PEYGAMBERİMİZİN ARDINDAN İLK HALİFE OLDU
Ensarın Sakīfetü Benî Sâide'de toplanarak halife seçimi konusunu görüştüğünü öğrenince Hz. Ömer'le birlikte oraya giden Hz. Ebû Bekir, ensar ve muhacirlerden birer emîr seçilmesini isteyen sahâbîlere bu görüşün doğru olmadığını, İslâm birliğini sağlamak için tek lider etrafında toplanmak gerektiğini söyledi. Aday olarak da Hz. Ömer'le Ebû Ubeyde bin Cerrâh'ı gösterdi. Fakat sahâbîler onun halife olmasını uygun görerek Mescid-i Nebevî'de kendisine biat ettiler.
Hz. Ebû Bekir, takip edeceği siyasetin genel esaslarını ortaya koyan meşhur hutbesinde Müslümanların en iyisi olmadığı halde onlara başkan seçildiğini ifade ederek doğru hareket ederse kendisine yardım etmelerini, yanlış davranırsa doğrultmalarını, Allah'a ve resulüne itaat ettiği müddetçe Müslümanların kendisine itaat etmelerini istedi.
PEYGAMBERİMİZİN GÖREVLENDİRDİĞİ ORDUYU YOLA ÇIKARDI
Hz. Ebû Bekir'in halife olduktan sonraki ilk icraatı, Üsâme bin Zeyd'in kumandasında sefere hazırlanan orduyu göndermek olmuştur. Hz. Peygamber'in vefat etmeden önce Mûte Savaşı'nda şehid olanların intikamını almak üzere hazırladığı ve Suriye'ye doğru göndermeyi kararlaştırdığı ordu onun rahatsızlığı ve vefatı dolayısıyla yola çıkamamıştı. Dinden dönme olaylarından çekinen bazı sahâbîler mürtedlerin Medine'ye saldırabileceklerinden endişe ettiklerini Ebû Bekir'e bildirerek Üsâme kumandasındaki orduyu göndermemesini rica ettiler. Diğer bazı sahâbîler de Üsâme'nin çok genç ve tecrübesiz, ayrıca âzatlı bir kölenin oğlu olduğunu ileri sürerek onu değiştirmesini teklif ettiler.
Hz. Ebû Bekir bütün bu teklif ve itirazları reddedip 26 Haziran 632 tarihinde Üsâme ordusuna hareket emrini verdi. Üsâme atlı, kendisi yaya olarak bir müddet yürüdükten sonra askerlere bir hitabede bulundu. Onlara Allah yolunda kâfirlerle savaşmayı, hainlik etmemeyi, sözünde durmayı, ganimet malına zarar vermemeyi, korkup çekinmemeyi, fesat çıkarmamayı, emirlere karşı gelmemeyi, çocukları, kadınları ve yaşlı insanları öldürmemeyi, meyve veren ağaçları kesmemeyi, yemek ihtiyaçları dışında koyun, sığır ve develeri boğazlamamayı, manastırlara çekilmiş kimselere dokunmamayı, kendilerine ikram edilen yemekleri Allah'ın ismini anarak yemeyi tavsiye etti. Düşmanla savaş yapmayan bu ordu bazı âsi kabileleri yola getirerek Medine'ye döndü.
PEYGAMBERİMİZ’İN ARDINDAN ORTAYA ÇIKAN TEREDDÜTLERİ GİDERDİ
Resûl-i Ekrem'in peygamberlik görevini tamamladıktan sonra hastalanması, peygamber olduğunu ileri süren bazı yalancılara cesaret vermişti. Onun vefatıyla birlikte bu hareketler isyana dönüştü. Kabilelerin bir kısmı da Resûlullah'ın vefatı üzerine namaz kılmakla beraber devlete artık zekât vermeyeceklerini ilân ettiler. Bu arada Arabistan'ın muhtelif yerlerinde yaşayan yeni Müslüman olmuş bazı kabileler Medine ile irtibatlarını kestiler. Bunların bir kısmı yalancı peygamberlere tâbi olurken bazıları zekât vermeyeceklerini bildirdiler.
Peygamber olduğunu iddia edenlerle savaşma konusunda bir ihtilâf bulunmamakla birlikte zekât vermek istemeyenlerle mücadele hususunda Müslümanlar arasında farklı görüşler ortaya çıktı. Hz. Ömer, "Lâ ilâhe illallah" diyenlerle savaşmanın doğru olmayacağını söylerken bazıları o yıl zekât toplanmasından vazgeçilmesini teklif ettiler. Hangi sebeple olursa olsun irtidad edenlerle mücadelede kararlı olan Hz. Ebû Bekir önce Medine'deki sahâbîlerin tereddütlerini giderdi. Namaz ile zekâtı birbirinden ayrı düşünmenin doğru olmayacağını, bunları ayrı birer ibadetmiş gibi görmek isteyenlerle savaşmanın şart olduğunu belirtti.