İlk felsefe sözlüğünün yazarı mütefekkir: İsmail Fenni Ertuğrul
Düşünce hayatımızda ismine aşina olmadığımız fakat ilim dünyasına büyük katkılar sunan mütefekkirler vardır. Birçok çalışmaya ve ilke imza atmış olsalar da kişilikleri ve çalışmalarıyla daha geniş kitlelerce bir köşe başında keşfedilmeyi beklerler. İşte bu isimlerden biri Osmanlı'nın son dönem aydınlarından İsmail Fenni Ertuğrul'dur. 96 yıllık yaşamına birçok akademik eser, çeviri ve beste sığdıran Ertuğrul, hiç kuşkusuz düşünce tarihimizin en önemli mütefekkirleri arasında yer alır. Osmanlı'nın son şeyhülislamlarından Mustafa Esat Efendi'nin Ertuğrul için dediği gibi "Böyle değerli insanlarımız acaba ne zaman ve nasıl takdir edilecek?" İşte münzevi bir hayat sürmüş İsmail Fenni Ertuğrul hakkında detaylar...
Giriş Tarihi: 31.01.2021
16:13
Güncelleme Tarihi: 09.03.2022
11:16
Sesli dinlemek için tıklayınız.
📌İsmail Fenni Ertuğrul'un kendi halinde, yalnızca çalışmalarına odaklanarak gözlerden uzak şekilde bir yaşam sürmesi; döneminde de birçok kişi tarafından tanınmamasına sebep oldu. Osmanlı'nın son şeyhülislamlarından Mustafa Sabri Efendi, böylesine kıymetli ve bilgili bir alimin varlığından ilerleyen zamanlarda nasıl haberdar olduğunu şu şekilde anlatır:
"Bizler, ne kadar kıymet bilmez insanlarız. Geçenlerde İsmail Fenni Efendi'nin (1855-1946) Maddiyyun Mezhebinin İzmihlali adlı bir eseri elime geçti. Kitabı bir solukta okudum. Çok şaşırdım ve hayran kaldım. Hâlbuki bu kitap, yeni bir kitap değil, ben yeni gördüm. İstanbul'da şeyhülislamlık yaptığım dönemde benim böyle bir zattan haberim bile olmamıştı. Adamcağız meğer ne kadar dolu ve değerli bir insanmış. Bildiği dört dilden orijinal metinlere ve ana kaynaklara ulaşmış, onları bütün detaylarıyla ve arka planlarıyla okumuş, anlamış, değerlendirmiş, hazmetmiş, tenkidini ve tahlilini yapmış.
Bunca farklı ve değişik bilgiyi aklında, ruhunda ve kalbinde harmanlamış. Doğru ve yanlış, iyi ve kötü taraflarını ortaya koymuş. Memleketin şeyhülislamı olarak benim bile haberdar olmadığım böyle önemli bir kitabı, bu kadar da gerekli olduğu bir dönemde, acaba bizim memleketimizde kaç kişi okudu? Öldüğünde cenazesinde acaba kaç kişi bulundu? Beş para etmeyen madrabazlar, düzenbazlar, sahtekârlar eller ve başlar üstünde taşınırken, böyle gerçek değerlerimizin, asil ve nezih insanlarımızın kadir ve kıymetlerinin bilinmemesi ne kadar acı! Böyle değerli insanlarımız acaba ne zaman ve nasıl takdir edilecek?" (Hocamla Yıllarım-Ali Yakup Cenkciler'in İlim ve Fikir Dünyası)
📌II. Abdülhamid döneminde ve sonrasında arşiv tasnif vazifelerini icra eden Mahmut Kemal İnal, sanatçı hakkında "Fenni Bey, halk ile karışmaktan beyhude laflarla vakit kaybından çekinen, daima ilim ile meşgul, tevazu ile meluf, müstakim, halim, selim, nazik, edepli, bir ehli kemaldir." ifadelerini kullanır.
➡Peyami Safa da İsmail Fenni Ertuğrul'un unutulup gitmesine üzülen isimlerin başında gelir. Safa, 1960'da Tercüman gazetesinde "İsmail Fenni kimdir?" başlıklı yazısında Türk düşünce tarihi için bu denli önemli olan bir ismin unutulup gitmesine dair duyduğu üzüntüleri dile getirir.
İSMAİL FENNİ ERTUĞRUL’UN FELSEFİ DÜŞÜNCELERİ
📌Felsefe alanında çalışmalar yapan Ertuğrul'un temel düşüncesi, materyalizmin reddi ve vahdet-i vücud anlayışının benimsenmesine dayanır. Tasavvufa duyduğu merak sayesinde "üstadım" olarak varsaydığı İbni Arabi'den ilhamla eserler kaleme almıştır.
➡Ertuğrul, materyalizm felsefesinin yaygınlaşmaya başladığı döneminde fikirleriyle İslam düşmanlarına karşı büyük bir mücadele vermiştir.
PANTEİZMLE BAĞDAŞTIRILAN TASAVVUFİ DÜŞÜNCEYE KARŞI ÇIKTI
📌Ruhçu ve maneviyatçı bir düşünceyi savunan Ertuğrul'a göre varlık; ebedi ve ezeli, bir olan Allah'ın ta kendisidir. Allah haricindeki diğer varlıklar ise O'nun sıfatlarının yalnızca bir görünüşüdür.
📌Ertuğrul'u pek çok mutasavvıftan ayıran yönü ise vahdet-i vücud felsefesinde Kur'an-ı Kerim ve hadis kaynaklı ilerlemesidir. Yazar, tasavvufun kaynağı olarak sunulan, Hint, Yunan ve İran menşeli fikirleri reddeder.
➡Çünkü Ertuğrul'a göre vahdet-i vücud, çoğunlukla aralarında büyük benzerlik varmış gibi sunulan ve dikte edilen panteizmden keskin çizgilerle ayrılır. Panteizmde tabiat bir ilah konumundadır. Nesnelerin doğasında geçicilik olduğu için tabiata bu denli kutsiyet atfetmek maddecilikten manaya geçişi ve asıl hakikate ulaşmayı engeller.
Tasavvuf nedir?
ERTUĞRUL'UN ÇOCUK GELİŞİMİNE DAİR UFUK AÇICI GÖRÜŞLERİ
📌Felsefede ahlak alanının da altını çizen Ertuğrul'a göre, sosyal bütünlüğü oluşturan olgu ahlaktır . 18. yüzyılın materyalist felsefecileri dini eleştirip tahrip etmeye çalışırken aslında toplumlardaki ahlak değerlerini de zedelemişlerdir.
📌Ahlaki prensiplerin benimsenmesini çok önemseyen Ertuğrul, çocuk eğitiminde ahlak ve terbiye şuuruna sahip bireylerin yetiştirilmesi üzerinde durur.
➡Ertuğrul, çocuk eğitiminde tamamen ebeveynin kontrolü ve gözetimi altında otomatiğe bağlamış bir yetiştirme tarzını kabul etmez. Çocukların kendi fikir ve isteklerini kontrol altına almaları gerektiğini düşünür.