Edebiyat dünyasının istisnaları: Solak yazarlar
Dünya genelindeki insanların yüzde 40'ında sol kulak, yüzde 30'unda sol göz, yüzde 20'sinde sol ayak, yüzde 10'unda ise sol el ağır basıyor. Bunun nedeni ne olabilir? Sol elini kullananlar neden bu kadar azınlıkta? Bu konu üzerinde çalışmalar günümüzde de devam ediyor. Bunun beraberinde zaman içerisinde solaklık bir sorun olarak görülüyordu. Edebiyat dünyası da bu durumdan elbette ki nasibini aldı. İşte, Dünya edebiyatının istisna yazarları…
Giriş Tarihi: 01.03.2019
09:33
Güncelleme Tarihi: 01.03.2019
10:13
Sağ ya da sol el kullanımı genetiğe bağlıdır. Ama genetikçiler hala DNA'nın hangi kısmının bunu belirlediğini bulmaya çalışıyor. Bu, 40 farklı gene bağlı olabilir. Yani, sol eli kullananların sadece yüzde 10 oranında olmasının nedeni hala bilinmiyor.
SOL EL KULLANIMI BEYNİ NASIL ETKİLİYOR?
Sol el kullanımının beyni nasıl etkilediği konusunda tartışmalar uzun zamandır sürüyor. Beynin sağ kısmı sol eli, sol kısmı ise sağ eli kontrol ediyor. Solak olmak beynin yapısıyla ilgili bir şeylere işaret ediyor olabilir.
Londra'daki UCL Üniversitesinden psikolog Chris McManus'a göre, "Sol elini kullananlar bazı bakımlardan daha yetenekli iken bazı alanlarda da dezavantajları olabilir. Solaksanız beyniniz normalden farklı biçimde organizedir ve bu da size başkalarında olmayan yetenekler sunar."
Oxford Üniversitesinden gelişim nöropsikoloğu Profesör Dorothy Bishop, yıllar boyunca solaklığı disleksi ve otizm gibi rahatsızlıklarla ilişkilendirenler olduğu gibi, mimar ve müzisyenlerin solak olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu söyleyerek olumluluklar atfedenlerin de olduğunu söylüyor.
Ancak Bishop bu bağlantıların biraz da seçmeli algıyla ilgili olduğunu düşünüyor. Bu tür bağlantıları bulmaya çalışan araştırmacılar, kendi tezlerini doğrulayan örnekleri abartıp, diğerlerini göz ardı edebiliyor olabilir.
Down Sendromu, epilepsi ve serebral palsi gibi rahatsızlıklarda sol-sağ el oranının 1'e 10 değil de 50'ye 50 olduğunu gözlemleyen Bishop, solaklığın neden değil bir sonuç olabileceğini belirtiyor.
"Sorunları yaratan solaklığın kendisi değil. Solaklık, altta yatan başka bir nedenin belirtisi olabilir. Ama çoğu insanda entelektüel bilişsel gelişim açısından bunun herhangi bir önemi yoktur."
Solaklığın sebepleri hâlâ tam olarak açıklanabilmiş değil; çevre, genetik gibi etkenlerin etki etmiş olacağı hâlihazırda araştırılırken, solaklık, eski çağlarda kötülüğün ve şeytaniliğin simgesi olarak görülüyordu. Oysaki tarihte solaklar, yaratıcılıklarıyla dikkat çekmiş, sanatın farklı alanlarında değerli eserler ortaya koymuştur. Solakların arasında felsefe ve edebiyata yön vermiş pek çok isim de bulunuyor.
SOLAKLIK ANNE KARNINDA KEŞFEDİLEBİLİYOR
Bu konudaki tartışma devam ediyor ve konu hakkında öğrenecek çok şey var daha. Fakat Belfast'taki Queen's Üniversitesinden Peter Hepper'in çalışmaları sayesinde, anne karnındaki bebeğin hareketleri ultrasonla izlenerek doğduğunda hangi elini kullanacağı önceden tespit edilebiliyor.
Hepper, her 10 bebekten 9'unun sağ elinin başparmağını emdiğini ve bunun genel nüfusun ortalamasını yansıttığını gördü. Bu çocuklar büyüdüğünde aynı ellerini kullanmaya devam ediyordu.
Hans Christian Andersen, 1805'te Danimarka'nın Odense kentinde doğdu. Yoksul bir mahallede dünyada geldi ve dönemin katı sınıf yapısını aşmak için zorlu bir savaş verdi. Alman yazar E.T.A. Hoffmann'ın tarzında yazılmış bu düşsel masal kısa zamanda başarıya ulaştı. Oyunlar ve romanlar da yazan Andersen, genellikle halk efsanelerine dayanan 'Masallar'ıyla ünlendi. Kendine özgü masal anlatma yöntemiyle bu türe gerçek bir yenilik getirdi. Çağının edebiyat geleneğini kırarak, gündelik dilin deyimlerini ve kalıplarını kullandı. Masalları dünya edebiyat tarihinde başka dillere en çok çevrilen yapıtlar arasına girdi.