Arama

Mevlana algısı: Şair mi, yaşam koçu mu, veli mi?

Kimi için o bir şair, kimine göre kişisel gelişim gurusu. Bazısı için alim, bazısına göre hümanist ve neo-platoncu bir filozof, kimileri içinse bir müceddit, yüce bir mürşit, büyük bir veli. Ona methiyeler düzen de var, döneminde işgalci Moğollarla iyi ilişkiler kurduğu için kınayan da… Elit bir çevreden geldiği için onu elitlerin mürşidi olmakla itham eden de mevcut, tüm insanlığı kucaklayan bir birleşme potası olarak değerlendiren de… Kendi eğilimlerini onun üzerinden meşrulaştırmak için onu saptıran da yok değil, haşa ilahlaştıran da. Kısacası şu dünyada Mevlana Celaleddin Rumi'ye ilgi duyan herkesin, her kesimin kendince farklı bir Mevlana, bir Rumi, bir Hazret-i Pir algısı var. Bir başka deyişle herkesin kendince bir Mevlana'sı var.

◾ Üstüne kendisinden sonra yüzlerce yıl boyunca eserler veren bir eğitim modelinin kurucusu olarak bir eğitimci, bir mürşit; varlığın ana yazılım planı olan dini aşk üzerinden tanımlayan bir müçtehit, bir müceddit; çoklarının sadece bir teori olarak anlattığı tevhidi deneyimleyen bir muvahhit; hakikati en latif boyutlarıyla zevk ederek tüm mevcudatın özündeki gerçek zata ulaşan ve ona ulaşmada en kestirme yol olan aşk yolunu haritalandıran bir âlim, arif, âşık ve veli, bir mürşid-i kâmil ya da ona âşık olan bir Afgan şairin deyişiyle o bir "insan imalathanesi."

◾ Ya da Mevlâna ve tasavvuf üzerine kitaplara imza atan yazar Shems Friedlander'ın ifadeleriyle: "Kökü doğrudan doğruya Muhammedî nur olan bir lamba." Onu en kısa ve özlü tarif edense Yunus Emre: "Tanrıdan rahmettir onun sözleri / Körler okusa açıla gözleri."

  • 4
  • 50
HZ. MEVLANA'NIN VE ESERLERİNİN TEMELİNDEKİ EKSEN
HZ. MEVLANA’NIN VE ESERLERİNİN TEMELİNDEKİ EKSEN

Mevlâna Celaleddin Rumi'nin kişiliği ve eserlerini nasıl konumlandırmak gerektiğini başkalarının çok çeşitli bakış açılarından önce bizzat kendi beyan ve açıklamasından değerlendirmeye ne dersiniz.

◾ O kendini bizzat şu ifadelerle tanımlıyor ve başkalarının türlü türlü tasvirlerini daha o zamandan geçersizliğe mahkûm ediyor: "Kuran-ı Kerim bendesiyim ben yaşadıkça/Yalnız Muhammed yolunun toprağıyım ben/Bundan öte bir söz dese her kim, karışıkça/Israrla şikâyetçiyim ondan ve o sözden."

◾ Farklı bir Kuran tefsiri olarak değerlendirilen Mesnevî'ye ön söz olarak konulan Hz. Mevlâna'nın şu açıklaması da onun âlim ve veli olarak kişiliğinin ve eserlerinin dayandığı temeli kendi ağzından ifade ediyor:

"Mesnevî, hakikate ulaşmak ve Allah'ın sırlarına agâh olmak, akıl erdirmek isteyenler için bir yoldur. Mesnevî, din asıllarının asıllarının asıllarıdır. Allah'ın en büyük şaşmaz şeriatı, hakikate giden nurlu yo-ludur... Mesnevî imanlılara şifa, imansızlara hasrettir. Nitekim Hakk: "Kuran-ı Kerim ile çoğunun yolunu azıtır, çoğunun yolunu doğrultur. Hidayete eriştirir" demişlerdir. Şüphe yok ki Mesnevî, temizlenmiş kişiler için gönüllere şifadır. Hüzünleri giderir. Kuran'ı açıkça anlamaya yardım eder…"

◾ "Mesnevî'yi Okumak Mevlâna'yı Anlamak" başlıklı bir makalesindeki yazar Rifat Okudan'ın şu ifadelerini de bu açıdan zikretmekte fayda var:

"Mevlâna, öncelikle İslam toplumunda yetişmiş, İslam ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir sufîdir. Onu humanist olarak sınırlandırmak veya aşka âşık bir şahsiyet olarak göstermek hem onun gerçek fikirlerini, hem de onun beslendiği ulvi zenginliği yok saymaktan ibarettir; belki de onun hayranlıkla kendisinden sonrakilere aktarıp öğretmek istediği, eserlerinin oluşmasında yegâne sebep sayabileceğimiz başta Şems-i Tebrizi olmak üzere Hz. Peygamber'e kadar bütün İslam büyüklerinin hayatları ve hayata bakışlarını görmezlikten gelmektir."

  • 7
  • 50
BATI'NIN EN ÇOK OKUNAN "ŞAİR"İ
BATI’NIN EN ÇOK OKUNAN ŞAİRİ

◾ Mevlâna hazretlerinin dünyaca ünlü pop ve sinema yıldızlarına ilham kaynağı olmasında şaşılacak bir şey yok zira son 30 yıllık süreçte Mevlâna ve eserleri pek çok dile çevrildi ve başta entelektüeller olmak üzere Batılı kitlelerce de tanınmaya başladı. Ona yönelimi en çok tetikleyen unsurlardan biri de New Age akımının etkisi oldu. Bu durumu inceleyen The Guardian gazetesinde William Dalympire imzalı bir yazı bu fenomene şöyle dikkat çekiyordu:

"11 Eylül saldırıları, Bin Ladin ve Medeniyetler Savaşı şoklarının hâkim olduğu bir dünyada imkânsız görünebilir ama 1990'lardan günümüze dek ABD'nin en çok satan şairi Robert Frost, Robert Lowell gibi Amerikan şiirinin devleri, Shakeaspeare, Homeros, Dante ya da Avrupalı bir şair değil, alenen klasik usulde yetişmiş bir Müslüman din adamı."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN