Milli mimarinin temellerini atan Mimar Kemaleddin
Osmanlı'nın son Cumhuriyet'in ilk yıllarında yaşayan, başta İstanbul olmak üzere birçok şehre sayısız mimari katkıları olan bir isim Mimar Kemaleddin. Henüz öğrencilik yıllarında sanayi madalyası almış, yetiştirdiği öğrencilere milli mimariye dair düşüncelerini aşılamıştı. Birçok han, mescid ve mektebin temellerini atan, başta Mescid-i Aksa ve Kubbetü's Sahra olmak üzere pek çok cami, külliye ve medresenin onarımını gerçekleştiren Mimar Kemaleddin'e dair bilinmeyenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 13.07.2019
10:32
Güncelleme Tarihi: 13.07.2019
10:37
BİR ESER, NE ZAMAN ESER OLUR?
"Taşa, gönülden bir şey koymazsan, heykel olmaz, yapıya tarihin içinden bakmazsan, eser olmaz!"
Mimar Kemaleddin
MİMAR KEMALEDDİN BEY KİMDİR?
Milli mimari akımının öncüsü Mimar Kemaleddin Bey, İstanbul Acıbadem'de doğdu. Babası deniz subayı Ali Bey, annesi Sadberk Hanım'dır. Aynı semtte bulunan İbrahim Ağa Mektebi'nde ilk eğitimine başladı.
Babasının görevi dolayısıyla 1880 yılında Girit'e gitti ve 1881'de Suda Tersanesi'ndeki özel okula devam etti. Ertesi yıl ailesiyle birlikte İstanbul'a dönünce Şehzadebaşı'nda yeni açılmış olan Şemsülmaarif'te orta öğrenimini tamamladı.
ÖĞRENCİLİK YILLARINDA SANAYİ MADALYASI ALDI
Numûne-i Terakkî'de lise eğitimi gören Kemâleddin, burada matematik hocası Mehmed Nâdir Bey'den etkilenerek mühendis olmaya karar verdi. 1887'de girdiği Hendese-i Mülkiyye Mektebi'ne ikinci sınıftan başladı ve 1891 yılında buradan mezun oldu.
Öğrenimi sırasında 21 Mayıs 1888 tarihinde sanayi madalyası alan Kemâleddin Bey, A. Jasmund'un mimari derslerine özel bir önem verdi. Mezuniyetinden sonra bu hocanın yardımcılığına tayin edildi ve dört yıl bu görevini sürdürdü.
Bu yıllarda Budapeşte ve Viyana'ya gitti, özel bir mimari büro açarak İstanbul'da birkaç konak ve köşkün inşaatını gerçekleştirdi.
MİMARLIK EĞİTİMİ İÇİN ALMANYA’YA GÖNDERİLDİ
1895 yılında hocası Jasmund'un önerisiyle devlet tarafından mimarlık eğitimi için Almanya'ya gönderildi, iki yıl Berlin'de Charlottenburg Technische Hochschule'de okuyup iki buçuk yıl da devlet mimarlık bürolarında çalışarak meslekî tecrübesini arttırdı.
1889 Nisanında İstanbul'a dönünce Hendese-i Mülkiyye'de göreve başladı ve şehremâneti meclis reisi Halil Bey'in kızı Behiye Hanım'la evlendi.
MİMARİYE DAİR DÜŞÜNCELERİNİ ÖĞRENCİLERE AKTARDI
1901'de Harbiye Nezâreti'nde Ebniye-i Askeriyye mimarlığına tayin edildi. Hendese-i Mülkiyye'deki görevi sırasında Jasmund'un derslerini verdi, Sanâyi-i Nefîse Mektebi'nde ise nazariyyât-ı mi'mâriyye okuttu.
Bu derslerinde millî mimari hakkındaki düşüncelerini öğrencilerine aktararak onların yetişmesini sağladı.
1908 yılında Osmanlı Mimar ve Mühendis Cemiyeti adıyla bir teşekkül kurup mimar ve mühendisleri örgütlemeye çalıştıysa da cemiyet 1912 yılı sonlarında faaliyetini durdurdu ve 1919'da tekrar açıldı.