Muhammed Ali 74 yıla neler sığdırdı?
Babadan hediye kırmızı bisikletin kaybolmasıyla başladı asıl öykü… Uçak korkusundan paraşütü sırtında yolculuk yaptı. Malcolm X ile Müslümanlığı tanıdı. Ona sarılan ilk beyaz bir Türk idi. Hastalığını sakladı ve ringlerden inmedi. Olimpiyat ateşini yakarken titreyen elleri, artık yardıma ihtiyacı olduğunu açığa çıkarmıştı. İslamiyet için, insanlık için uğraştıkça başarıları yok edildi. Ancak o bildiği yoldan hiç şaşmadı. İşte, ölümünün üçüncü yıl dönümünde Muhammed Ali'den kalanlar...
Giriş Tarihi: 04.06.2019
17:35
Güncelleme Tarihi: 04.06.2019
19:08
Vietnam Savaşı, 1955-1975 yılları arasında sürecekti. Savaş, Vietnam, Çin ve Sovyetler Birliği ile ABD destekçisi olan antikomünist Güney Vietnam ve başta Amerika arasında yaşandı. Amerika, 1963-1973 yılları arasında savaşa dâhil oldu. 60 bin asker kaybının olduğu bu savaşa, Muhammed Ali, 1967'de katılmayı reddetti. "Benim Vietnamlılarla hiçbir anlaşmazlığım yok. Fakir bir halkı yakmaya ve öldürmeye yardım etmek için evimden 10 bin mil uzağa gitmeyeceğim" diyordu. Bundan sebep şampiyonluğu da boks lisansı da elinden alındı.
Ayrıca savaşa gitmediği için 5 yıl hapis ve 10 bin dolar da para cezasına çarptırılmıştı. Lisansının olmayışı, pasaportunun da elinden alınması hepsi üst üste gelince Muhammed Ali, iflas ettiğini açıkladı. Ailesi yanındaydı. Ancak bunca başarının üstüne içinde bulunduğu durum onu sarsmıştı. Ona göre bu, Vietnam'a karşı savaşmaktan çok daha doğruydu. Ailesi ona maddi anlamda destek oluyordu ama o da bir şeyler yapmalıydı. Üniversitelerde yaptığı konuşmaları ücretli yaptı ve bununla geçimini sağladı.
1970'te, nihayet temyiz davasını kazandı ve boksa döndü. Bu seferki "Asrın Maçı" diye adlandırılıyordu. 1971'de, ringde Muhammed Ali'nin karşısında Joe Frazier vardı ve Muhammed Ali, profesyonel boks kariyerinde ilk kez bir maçı kaybetti. Zorunlu olarak verdiği 3 yılı aşkın süre, belli ki onu her anlamda yormuştu. Üstelik böylesine önemli bir maça çıkmadan uzunca bir aradan sonra sadece 2 maç yapmıştı. Uzmanların görüşüne göre böyle bir maça hazır değildi.
Sonra Ken Norton ile karşılaşması için ringdeydi. Ancak bu kez de çenesi kırılmış ve yenilmişti. Artık kariyerinin bittiği düşünmeye başlanmıştı. Ama o kendine inanıyordu. Vazgeçmeyecekti. Üstelik en yakınındakiler de bunun geçici bir şey olduğunun farkındaydı. Belki de sadece kendisi ve ona inanan bu küçük topluluk için şampiyon olmalıydı. Bundan sonraki maçlarda unvan için rakip olan tüm boksörleri art arda yendi.
Londra'da bir unvan maçına gidiyordu Muhammed Ali. Rakibi ise, Henry Cooper'di. Kraliçe Elizabeth, maçtan önce Cooper'i saraya davet etmiş, ancak Muhammed Ali'yi kabul etmemişti.