Mus’ab Bin Umeyr: İslam tarihinin ilk muallimi
Mus'ab bin Umeyr, ailesinin karşı çıkmasına rağmen Müslüman olan ilk sahabelerden biriydi. Tüm zenginliğini geride bırakarak İslam'ın yolunu tutan ve tüm baskılara rağmen yolundan dönmeyen Mus'ab, şehit olduğunda üzerinde yoksul bir kıyafet taşıyordu. O kadar ki, defnederken onu saracak bir kefen dahi bulamamışlardı. İslam tarihinin ilk muallimi olarak bilinen Mus'ab Bin Umeyr Uhud Savaşı'nda düşmanın mızrağıyla şehit oldu. Peki Mus'ab Bin Umeyr kimdir?
Giriş Tarihi: 27.09.2019
16:10
Güncelleme Tarihi: 24.11.2021
15:50
38 KİŞİYLE BİRLİKTE MEKKE’YE DÖNDÜ
Mus'ab, peygamberliğin beşinci yılında ilk kafile ile Habeşistan'a hicret etti.
Bir süre sonra Mekke ileri gelenlerinden bazılarının İslam'a girdiği yolunda yanlış bir haber duyulunca 38 kişiyle birlikte geri döndü ve Birinci Akabe Biatı'na kadar (621) Mekke'de kaldı.
İSLAM TARİHİNİN İLK MUALLİMİ
Bu tarihte Resul-i Ekrem (sav), Medinelilerin isteğiyle onu İslam tarihinin ilk muallimi olarak görevlendirdi.
Bu sebeple Medine'ye ilk hicret eden sahabi olarak da kabul edilir.
İSLAM’I TEBLİĞ ETMEDE MAHİRDİ
Es'ad b. Zürâre'nin evinde kalan ve onun desteğiyle verimli bir çalışma yürüten Mus'ab, Hz. Peygamber'in (sav) tebliğ tarzını çok iyi kavraması, Kur'an-ı Kerim'den o zamana kadar inmiş ayetleri ezbere bilmesi ve etkili konuşmasıyla Üseyd bin Hudayr ve Sa'd bin Muaz gibi tanınmış şahsiyetlerin Müslüman olmasını sağladı.
Medine'de Es'ad b. Zürare ile birlikte cuma ve vakit namazlarını kıldırdı.
TEBLİĞ FAALİYETLERİYLE RESULULLAH’IN TAKDİRİNİ KAZANDI
622 yılının hac mevsiminde ikisi kadın 75 kişiyle Mekke'ye geldi ve Resulullah'a (sav) bir yıl içinde yaptığı tebliğ faaliyetini anlatarak onun takdirini kazandı.
Medine'ye hicretin başlangıcı olan İkinci Akabe Biatı'nın hazırlanması ve gerçekleştirilmesinde önemli görev yapan Mus'ab üç ay daha Mekke'de kalıp geri döndü.
MÜSLÜMANLARIN SANCAĞINI O TAŞIDI
Hicret'ten sonra Resul-i Ekrem (sav), onu muhacirlerden Sa'd b. Ebu Vakkas, ensardan Ebu Eyyub el-Ensari ile kardeş yaptı ve kabilesinin geleneğine uyarak Bedir'de muhacirlerin, Uhud'da bütün Müslümanların sancağını onun taşımasına izin verdi.