Nietzsche kimdir? Nietzsche’nin İslam hakkındaki sözleri…
Nietzsche, tarihin en önemli felsefecilerinin başında gelir. Din, ahlak, modern kültür, felsefe ve bilim üzerine aforizmalarla dolu birçok esere imza atan Nietzsche'nin, İslam'dan övgüyle söz ettiğini biliyor musunuz? Hristiyanlığın tanrısının öldüğünü söyleyen Nietzsche, 19'uncu yüzyıl çağdaş kültürünün, İslam kültürünün yanında son derece "yoksul" ve "oldukça geç kalmış" olduğuna vurgu yapmıştı. Nietzsche, "Haçlılar, aslında önünde diz çökmeleri gereken asil ve yüksek bir kültüre karşı savaş açmışlardı" demişti. Peki, Nietzsche kimdir? Nietzsche'nin İslam hakkındaki sözleri…
Giriş Tarihi: 15.10.2019
10:00
Güncelleme Tarihi: 15.10.2020
09:18
‘TANRI ÖLDÜ’ DEDİ VE BİR DAHA KİLİSEYE GİTMEDİ
20 yaşına geldiği 1864'te, ilahiyat ve filoloji okumak amacıyla Bonn Üniversitesi'nde öğrenimine başladı. Hayatının ailesi tarafından planlamasından memnun olmayan Nietzsche, bir isyan duygusu edindi.
Alışkanlıkları değişti, çekingenliği bırakıp girişkenliğe yeltendi. Bu dönemde "tanrı öldü " düşüncesini edindi. Tatil için eve döndüğünde bir daha kiliseye gitmemeye karar verdi.
O günlerde yaşadığı duygu durumunu bir mektubunda kız kardeşine şu sözlerle açıkladı: "Gönül huzuruna ve mutluluğa kavuşmak istiyorsan inan; yok, hakikatin talebesi olacağım diyorsan sorgula ."
EN ÇOK SCHOPENHAUER'DAN ETKİLENDİ
Sonraki yıl üniversitesini değiştirerek Leipzig'e yerleşti ve klasik filolojiye odaklandı. Nietzsche, Leipzig'de Arthur Schopenhauer'ın "İstem ve Tasarım olarak Dünya " adlı eserini okudu. Schopenhauer'ın ateizmi, Nietzsche'nin neredeyse tüm yazılarını etkiledi.
"Her satırda kınamanın, feragatın çığlığını duydum; kitapta dünyanın, hayatın ve kendi ruhumun ürkütücü bir sadakatle yansıtıldığı bir ayna gördüm."
EKSİK OLAN ROL MODELİNİ WAGNER’DA BULDU
1867'de bir yıllığına Prusya ordusuna katılan Nietzsche, geçirdiği kaza sonucu hastaneye kaldırıldı ve terhis edildi. Leipzig'de üniversiteye devam eden Nietzsche, besteci Richard Wagner ile tanıştı.
Babasıyla aynı yaşta olan ve fiziksel olarak ona çok benzeyen Wagner, Nietzsche'nin eksik olan rol modeline uygundu. Wagner'ın Schopenhauer'a olan sevgisini de öğrenince, hayranlığı daha da arttı ve Wagner da Nietzsche'nin bu tavrını kendine yakın buldu.
24 YAŞINDA PROFESÖR UNVANINA SAHİP OLDU
Doktorası olmadığı halde İsviçre'nin Basel Üniversitesi Klasik Filoloji kürsüsünde profesör olarak davet aldığında, henüz 24 yaşındaydı. Filolojiye olumsuz bakmasına rağmen, bu teklifi kabul etti ve Nisan 1869'da göreve başlayan Nietzsche, felsefe derslerine de girdi.
Nietzsche, Basel'de kültür tarihçisi Jacob Burchardt ile tanıştı. Burchardt onunla aynı tinsel duruma sahip olan ve belki de hayatı boyunca saygı duyduğu tek kişiydi.
GÖNÜLLÜ OLARAK CEPHEYE GİTTİ
Nietzsche, Temmuz 1870'te Almanya ve Fransa arasında çıkan savaşa, vatanperverlik duygusuyla gönüllü hasta bakıcısı olmak için başvurdu.
Cephede güçlü düşmanlarla karşılaşan Nietzsche, ilk kez en güçlü ve yüksek yaşama isteminin hayatta kalmak için mücadele etmekte değil, aksine savaş ve egemenlik isteminde yattığı duygusunu edindi. Böylece "Güç İstemi Kuramı" nı oluşturan Nietzsche, ilerleyen zamanlarda bu görüşten uzaklaşsa da, askerliğin etkisini inkâr etmedi.