Ömrünü evrenin gizemini çözmekle tüketti
Dünyaca ünlü İngiliz fizikçi Stephen Hawking, geçtiğimiz yıl 76 yaşında hayatını kaybetti. Hawking bir röportajında 75 yaşına kadar yaşayacağını hiç düşünmediğini, birikimini halen yansıtabildiği için kendisini şanslı hissettiğini dile getirmişti. Hawking'e insan bilincinin öldükten sonra var olmayı sürdürüp sürdüremeyeceği sorulduğunda; "ölümsüzlüğün mümkün olduğu, ancak şu anki imkânların bunu gerçekleştirmek için yetersiz kaldığı" cevabını vermişti. 1942 yılında dünyaya gelen Hawking'in yaşam öyküsünü sizlerle buluşturuyoruz...
"KARA DELİKLER" VE "İZAFİYET TEORİSİ"
Modern dünyanın en parlak ve ünlü bilim adamlarından biri kabul edilen Hawking, "kara delikler" ve "izafiyet teorisi" üzerine çalışmalarıyla tanınıyordu. ALS nedeniyle tamamen tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelen ve konuşamayan Hawking, düşüncelerini kendisi için özel olarak tasarlanan bir bilgisayar aracılığıyla ifade ediyordu.
Popüler kültüre yakınlığıyla da tanınan Hawking, ünlü animasyon The Simpsons ve uzay serisi Star Trek'te seyirci karşısına çıkmış, hatta British Telecom filmine kendisiyle özdeşleşen bilgisayar sesiyle katılmıştı.
Hawking'in tüm olanaksızlıklara rağmen bilime adanmış hayatı, 2014'te beyazperdeye de aktarıldı. Türkiye'de "Her Şeyin Teorisi" adıyla gösterime giren "The Theory of Everyting" filmi, ünlü fizikçiyi canlandıran İngiliz oyuncu Eddie Redmayne'a En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ı getirdi.
BURSLULUK SINAVINA, HASTA OLMASI NEDENİYLE KATILAMADI
Eğitim hayatına Londra'daki Byron House School'da başlayan Hawking, daha sonra ailesinin Londra'nın kuzeyindeki St. Albans'a taşınması nedeniyle okula burada devam etti.
Hawking'in babası, St. Albans'daki okuldan mezun olan oğlunu sonra daha iyi eğitim alması için Westminster üniversitesine göndermek istedi. Hawking, Westminster'in bursluluk sınavına, hasta olması nedeniyle katılamadı. Hawking, istediği matematik bölümü olmamasına rağmen fizik bölümü tercihiyle Oxford Üniversitesine girdi.
EN PRESTİJLİ ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLDÜ
Oxford Üniversitesi tarafından Hawking'e doğa bilimlerinde birinci sınıf onur madalyası verildi.
Hawking, üniversite eğitimini tamamladıktan sonra 20 yaşında kozmoloji üzerine araştırmalar yapmak üzere Cambridge Üniversitesinde yüksek lisansa başladı. Hawking, "Genişleyen Evrenin Özellikleri" adlı teziyle 1965 yılında yüksek lisansını tamamladı ve aynı yıl üniversitede araştırma görevlisi olarak işe başladı.
Hawking, 1966'da "Teklilik ve Uzay Zaman Geometrisi" isimli araştırmasıyla Cambridge Üniversitesi tarafından verilen en prestijli ödüllerden biri olan Adams Prize'e layık görüldü.
Hawking 1979'da Cambridge Üniversitesinde Lucas kürsüsünün başına gelerek profesör unvanını aldı.
BİLGİSAYARA BAĞLI BİR HAYAT
Hawking'e 21 yaşında, Cambridge'de öğrenciyken Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) teşhisi konuldu. Motor nöronları öldürerek sinir sistemini felç eden hastalık nedeniyle doktorlar, genç bilim adamına ancak birkaç yıl ömrünün kaldığını söyledi.
Ancak Hawking, beklenenden daha yavaş ilerleyen hastalığı ve karısının ilgisi sayesinde bilimsel çalışmalarını yeniden sürdürmeye başladı.
Tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelen Hawking, 1985'te İsviçre'deki CERN'i ziyareti sırasında zatürre oldu. Eşi, yaşam destek ünitesinin kapatılması önerisini geri çevirdi. Geriye kalan tek seçenek olan trakeotomi, Hawking'in konuşma yetisini yok etti.
Hawking, kendisine gösterilen karttan kaşlarını kaldırarak harfleri seçip iletişim kurabiliyordu. 1986'da Walter Woltozs, Hawking için "Equalizer" adlı özel bir bilgisayar programı geliştirdi.
Hawking, iletişim kurmak için ömrü boyunca bu programı kullandı. 2005'te artık ellerini de kullanamamaya başlayınca bilgisayarı yanak kaslarıyla kontrol etmeye başladı.
KARA DELİKLERİN ENERJİ YAYDIĞINI İLERİ SÜRDÜ
Hawking, 1970'lerde kara deliklerin enerji yaydığını ileri sürerek bilim dünyasının dikkatini çekti. Daha önce hiçbir şeyin kara deliklerin çekim gücünden kaçamadığı varsayılıyordu. Hawking, 1975'te yayımladığı makalesinde kara deliklerin parçacık yaydığını ve bu nedenle kütle kaybettiklerini ileri sürdü. Hawking'in kendi adını taşıyan "Hawking Radyasyonu" iddiası, bilim dünyasında büyük tartışma yarattı.
Hawking, "Zamanın Kısa Tarihi" adlı ünlü eserini 1988'de yayımladı. Evrenin başlangıcını oluşturduğu varsayılan Büyük Patlama, kara delikler ve sicim teorisi ile ilgili düşüncelerini anlatan Hawking'in kitabı, dünya çapında 25 milyon kopya sattı ve en çok okunan bilim kitapları arasına girdi.