Ömrünü İslam’a adayan Hasan el Benna nasıl suikasta uğradı?
Hayatını İslam'a adayan Hasan el Benna, henüz 22 yaşındayken 20. asrın en kapsamlı hareketi olan İhvan-ı Müslim'i kurdu. Sadece üç kahvehane ile başlayan onun bu mücadelesi, tüm dünyaya yayıldı. Dünya çapında 72 ülkede organize olan İhvan'ın 1928 yılında ilk filizlerini atan Mısırlı düşünür ve alim Benna, 12 Şubat 1949'da uğradığı suikast sonucu 43 yaşında hayata gözlerini yumdu. Peki, Hasan el Benna nasıl suikasta uğradı?
Giriş Tarihi: 12.02.2020
09:51
Güncelleme Tarihi: 12.02.2020
09:57
TOPLUMDAKİ KÖTÜLÜKLERE KARŞI YAPTIĞI ÇALIŞMALAR
Lise çağlarında Ali Bedir, Lebbi Nevvar, Abdurrahman Saati ve Said Bedr gibi arkadaşlarıyla beraber "Haramların İşlenmesini Önleme Cemiyet " adında bir topluluk kurdu. Bu cemiyet Mısır'daki bazı önemli isimlere mektuplar göndererek, onların dikkatini toplumdaki kötülüklere çekmeye çalıştı. 1919'lu yıllarda İngiliz sömürüsünü protesto etmek adına düzenlenen gösterilere katıldı.
Çok yüksek bir dereceyle liseden mezun olduktan sonra üniversiteyi Dar'ul Ulum'da okumaya karar verdi. Üniversiteyi bitirme sınavlarını verirken on sekiz bin beyit ve bir o kadar nesir ezberlemişti.
Modernizm adı altında insanların gün geçtikçe dinden uzaklaştıklarına tanıklık eden Hasan el Benna, durumun daha da kötü gittiğinin farkına vardı. Fakat bu durum karşısında hiçbir önlem alınmıyordu. İnsanları olan bitenler hakkında haberdar etmek ve gerçek benliklerine döndürmek amacıyla ne yapılması gerektiği üzerinde incelemelerde bulundu. Âlim kişilerle konuşarak, onları "el-Feth" isminde bir dergi çıkarmaya ikna etti.
Öğrenciliği sırasında kompozisyon sınavında sordukları "Mezun olduktan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?" sorusuna şu cevabı vermişti: "Mezun olduktan sonra biri özel, biri de genel olmak üzere iki emelim vardır. Özel emelim, yapabileceğim kadar ailemi ve yakınlarımı mutlu etmektir. Genel emelim de gündüz öğrencilerle, gece de babalarına dinlerinin aslını öğreten bir mürşit olmaktır ."
HASAN EL BENNA, ÜNİVERSİTEDEKİ MÜCADELESİ
Hasan el Benna, üniversitedeki mücadelesini şöyle anlatır: "Öğretmen okulunda okuduğum dönemde, zinde güçlerin takibatı devam etmekteydi. Bir defasında evinde kaldığım Hacı Şaire Hanım'ın evinde toplantı halindeydik. Polis, evi kuşatarak içeri girdi. Bizleri sordu. Kadın: 'Öğrenciler sabah erkenden ayrıldılar. Henüz dönmediler. Ben de gördüğünüz gibi bakla ayıklamakla uğraşıyorum.' dedi. Doğru olmayan bu cevaptan rahatsız oldum. Soranın karşısına çıkarak durumu ona açık açık şöyle anlattım: 'Sizin vatana karşı borcunuz bizimle beraber olmamızı gerektiriyor . Bizim işlerimizi aksatmamanızı gerektiriyor. Bizi yakalamanızı değil.' Bu söylediklerime davranışlarıyla olumlu bir şekilde cevap verdiğini bilemiyorum. Fakat hemen oradan ayrıldılar. Onların ayrıldıklarından emin olduktan sonra diğer arkadaşlarımı çağırarak onlara: 'İşte bu, doğru sözlülüğün bereketidir . Doğru olmamız ve işlerimizin sıkıntılarına katlanmamız bizim için kaçınılmazdır. Durum ne olursa olsun hiçbir zaman yalan söylemeye gerek yoktur."
22 YAŞINDA TEMELİNİ ATTIĞI İHVAN
İhvan'ın temellerini 1928 yılında daha 22 yaşındayken attı. Eğitimli bir aileden gelen Benna'nın babası hadis ilmi âlimlerindendi. Şazeli tarikatının Hasafiye kolunun kurucusu Şeyh Abdulvehhab el-Hasafi'den etkilendi.
Fen Bilimleri Fakültesi'nden mezun olduktan sonra 1927 yılında İsmailiye kentinde öğretmenliğe başladı. 1941 yılında idari bir kararla Gına kentine tayin edildi, 1946'da öğretmenliği bıraktı.
MÜSLÜMAN KARDEŞLER NASIL KURULDU?
İsmailiye'de bir ilkokulda öğretmenlik yaparken İngilizlerin Müslümanları derinden sarsan düzenbazlıklarına şahit oldu. İngilizlerin sömürü düzeni büyük ölçüde hissediliyor ve halkı etkileyerek yaşam tarzını değiştiriyordu.
Bu vahameti engellemek ve İslami duyarlılığı artırmak için, 1928 yılının Ocak ayında, bir İngiliz kampında çalışan altı arkadaşıyla "İhvan-ı Müslimin, Müslüman Kardeşler" adıyla teşkilat kurdu. "Bizler İslam'ın hizmetinde olan kardeşleriz; o halde bizler Müslüman kardeşleriz " diyerek cemiyetin adını Müslüman Kardeşler olarak belirledi.