Osmanlı hanedanının tek kadın şairi; Adile Sultan
II. Mahmud'un kızı olan Adile Sultan, Osmanlı hanedanı mensupları arasında yetişen tek kadın şairdi. Bir divan oluşturacak kadar şiiri olan Sultan'ın bazı eserleri bestelendi. Aynı zamanda oldukça hayırsever biri olan Adile Sultan, bütün servetini hayır işlerinde kullandı. Sultan'ın hayatını etkileyen bir olay, yaşamını tümünden değiştirecekti. Peki, Adile Sultan'ın hayatını etkileyen büyük olay neydi?
Giriş Tarihi: 11.09.2019
09:22
Âdile Sultan, fukara evlerini ve mekteplerini tamir ettirir, çocuklarını mektebe başlatır, gelinlik kızlarına çeyiz yaptırır, hastalarına baktırır, kurumuş çeşmelere su getirtir, susuz yollara kuyu kazdırırdı. Böylece haberdar olduğu ihtiyaç sahiplerinin imdadına yetişmeye çalışırdı.
Âdile Sultanın ölünceye kadar terk etmediği bir adedi de Muharrem aylarında kazanlarla aşure pişirtip halka dağıttılmasıydı. Ramazan ayının son günlerinde de Hazreti Halid Türbesi'nde "Kadınlar Mescidi" olarak adlandırılan bölümde itikafa girerdi.
Âdile Sultan maddi durumu oldukça iyi olan bir hanım sultandı. Fındıklı'da sahil sarayı, Kandilli 'de sarayı, Kuruçeşme'de Esma Sultan'dan kalma yalısı, Üsküdar'da Validebağı'nda ve Kâğıthane civarında ayrıca sarayları vardı. Vefatından sonraki yıllarda Kandilli 'deki yazlık sarayı ve korusu Kandilli Kız Lisesi'ne bırakıldı, Koşuyolu'ndaki köşkü ve korusu sağlık kurumu olmak üzere öğretmenlerin, Fındıklı'daki sarayı ise sırasıyla Meclis-i Mebusan, Güzel Sanatlar Akademisi ve Mimar Sinan Üniversitesi kullanımına tahsis edildi.
Galata Mevlevihanesi'nde büyük avlunun ortasında yer alan sekiz mermer sütunlu şadırvan ve sarnıcı da Âdile Sultan yaptırdı. Sarnıcın üzerindeki beyitte övgü ve duadan sonra Galata Dergâhı'na Âdile Sultan sarnıç yaptırınca dedelerin cömertlikten suya kanmış oldukları yazılıdır.
Âdile Sultan, oldukça uzun bir hayat yaşamış, II. Mahmud, Abdülmecid, Abdülaziz, Beşinci Murad ve Sultan İkinci Abdülhamid dönemlerini gördü.
İkinci Abdülhamid Âdile Sultanı çok sever, onunla hususi olarak ilgilenir , "halacığım" diye hitap ederdi. Sultan'da ona "oğlum" derdi. Sultan Abdülhamid'in kızı Ayşe Sultan hatıralarında babasıyla Âdile Sultanın ilişkilerini şöyle anlatır:
"Babamla görüşmek istediği zaman haber gönderir, sarayda hususi hazırlıklar yapılır, bu suretle saraya gelirdi. Babam hürmet ve tazimle halasının elini öper, büyük kanepeye halasını oturtup kendisi de karşısına otururdu. Hazinedarlar, askılar içinde kahvesini getirirler, babam eliyle tepsiden alıp halasına verirdi... Bizler içeriye girip elini öper, yerden bir temenna ederek Padişah'a yaptığımız resmî tazimi ifa eder, çıkardık. Babama, oğlum hitabında bulunur, babam da kendisine; "Emredersiniz halacığım" cevabını verirdi. Konuşma bir-iki saat kadar devam eder, yine geldiği gibi arabasına biner, babam da kapıya kadar kendisini teşyi ederdi. Yüzünün eskiden pek güzel olduğu belliydi.
Narin, orta boylu, kumral, mavi-elâ gözlü, nurani, asaletini gösteren hâl, hareket ve terbiyeye mâlik bir sultandı. Giyinmesi tamimiyle alaturka olup, ağır kumaşlardan dört etekli entari, ayağına güderiden pabuç giyer, beline şaldan kuşak bağlar, bu entari üzerine, salta dedikleri bol kollu bir ceket geçirir, başına fes gibi bir şey giyip etrafına oyalı ipekli yemeni sarar, üzerine zümrüt ve lâ'llerle yapılmış, ortadaki daha büyük, iki yanlarındakiler küçük, gül şeklinde kıymetli iğneler takardı. Başka hiç bir mücevher nişan takmazdı ."