Osmanlı'nın mizah ustası İncili Çavuş
İncili Çavuş, Osmanlı döneminde yaşayan hikmetli mizah kültürünün önemli simalarından biriydi. Hazır cevap, hoş sohbet ve nüktedan kişiliğiyle hem saray ve çevresinde hem de halk kesiminde oldukça sevilen bir şahsiyetti. Halkın beklenti ve isteklerini padişaha fıkralarıyla ileten İncili Çavuş, kimi zaman devlet adamlarını hatta padişahı dahi nükteye bulanmış iğneleyici sözleriyle eleştirdi. İşte fıkralarında toplumsal ve insani değerlere yer veren İncili Çavuş'un hayatına ve mizahi yönüne dair detaylar...
Giriş Tarihi: 22.07.2020
09:10
Güncelleme Tarihi: 21.06.2021
09:31
KİŞİLİĞİ SAYESİNDE İRAN-OSMANLI İLİŞKİLERİNDEKİ GERGİNLİĞİ AZALTTI
İncili aynı zamanda Birinci Ahmed döneminde İran'a elçi olarak gönderildi. İran'a gönderilen İncili Çavuş, Bağdat'ın işgali dolayısıyla gerginleşen Türk-İran ilişkilerini yumuşatmak için Şah I. Abbas'la müzakereci olarak karşı karşıya geldi.
Müzakereler esnasında zekâsı ve açık sözlülüğüyle şahı ikna ederek Osmanlılar lehine barış yapmayı sağladı . Ancak Osmanlı askerinin yorgunluk, hastalık ve gıdasızlık gibi sebepler ileri sürerek Serdar Hâfız Ahmed Paşa'ya baskı yapması ve Bağdat kuşatmasının kaldırılması üzerine IV. Murad'ın hükümdarlığının ilk yıllarına rastlayan bu barış gerçekleşemedi.
BÜTÜN SARAY HALKININ GÖNLÜNDE TAHT KURDU
Bu sefer sırasında Anadolu'yu karış karış gezen İncili, İran'dan döndüğünde yeni padişah olan Sultan Dördüncü Murad'ın musahibi olarak tekrar sarayda görev aldı. Genç yaşta sarayda bulunan İncili, nükteleri, aklı, zekası ve hoş sohbetiyle tüm eşrafın gönlünü kazandı.
İncili yaşamı boyunca karşısına çıkan zorlukları, meseleleri nükte ile halletmeye çalıştı. Muhatabına verdiği cevaplarla hem eğlendirmiş hem de düşündürmüştü.
NÜKTELERİNDEN DEVLET ADAMLARI DA NASİBİNİ ALDI
Padişahın kendisini çok sevmesi ve müsamahalı davranması, İncili'yi nüktedan bir dile daha çok yakınlaştırıyordu. Halkın isteklerini ve beklentilerini de hiç çekinmeden padişaha yine bu nüktedan kişiliğiyle sunuyordu.
İncili'nin nüktedanlığı her zaman güldüren cinsten değildi. Birçok devlet adamı onun nükteye bulanmış iğneleyici sözlerinden de nasibini aldı.
Çavuş'a "İncili" denilmesi hususunda farklı görüşler vardır. "İncili" lakabının, "müjde getirici" anlamında kullanılmasından yahut bir ok yarışındaki başarısı üzerine padişah tarafından çavuşluk rütbesi verilmesi ve kavuğuna inci takılmasından ya da bıyıklarına inci takarak tâlime çıkmasından kaynaklandığı şeklinde değişik rivayetler vardır.
İNCİLİ ÇAVUŞ'UN NÜKTEDAN KİŞİLİĞİ
İncili Çavuş fıkralarının odak noktasını genel olarak sarayda ve saray çevresinde bulunan çok renkli tiplerden oluşan insanlar, bu insanların toplum hayatındaki tutum ve davranışları meydana getirdi.
Onu diğer musahiplerden ayıran ve fıkralarıyla yaşamasını sağlayan en önemli husus bu fıkralarda toplumsal ve insani değerlerin yer almasıdır.
Böylece halk İncili Çavuş'u saray ve çevresini eleştirmek ve gülünç hale getirmek için iyi bir temsilci olarak benimsemiş, bu çevre hakkındaki duygu ve düşüncelerini dile getirmekte onu vasıta kılmıştı. İncili Çavuş padişahın yakını olarak gördüğü her aksaklığı alaya almış, hatta zaman zaman padişah bile onun güldürücü ve iğneleyici sözlerine hedef olmuştur. İncili Çavuş'un kalıcılığını sağlayan da halkın onu benimseme ve sahiplenme duygusudur.