Peygamber Efendimizin şairi Hassan bin Sabit kimdir?
Peygamber Efendimizin şairi Hassan bin Sabit, İslam'ı kabul ettikten sonra hiciv, methiye ve mersiyenin yanı sıra Müslümanların başarı ve kahramanlıkları ile ayet ve hadislerden ilham alarak şiirler yazdı. Şiirleriyle İslam'a büyük hizmetlerde bulunan Hassan için Hz. Peygamber, "Hassan'ın fıtrî kabiliyetini ve ilhamını Rûhulkudüs teyit ediyor " buyurdu. Hassan bin Sabit'in müşrikleri hicveden şiirleri Resûlullah'ın, "Bu hicivler onlara karşı oktan daha etkili olacaktır " iltifatına mazhar oldu. Peki, Peygamber Efendimiz neden Hassan bin Sabit'ten şiir yazmasını istedi? Peygamber Efendimiz, Hassan bin Sabit'e nasıl dua etti? İşte Hassan bin Sabit'in naatı...
Giriş Tarihi: 20.02.2020
09:57
Güncelleme Tarihi: 08.03.2022
11:34
Sesli dinlemek için tıklayınız.
Peygamber Efendimizin vefatının ardından yazdığı mersiye
Hasan bin Sabit, Peygamber Efendimizin vefatından sonra duyduğu acı ve üzüntüyü hem kendi adına hem de Müslümanlar adına şiir diline aktardı.
Hasan bin Sabit'in mersiyesinin Türkçe çevirisi:
Taybe'de, Peygamber'in izi ve ışık saçan toplanma yeri bulunmaktadır; izler silinip yok olabilir. (Ancak) Önderin üzerine çıktığı minberin bulunduğu şeref ve saygı evinin izleri asla yok olmaz, Açık izler ve işaretler; Peygamber'in namazgah ve mescidinin bulunduğu ashabıyla toplandığı evinin bir köşesi, bunlar da yok olmaz. Orada, ortasına, Allah katından, kendisiyle yol bulunan bir nurun indiği odalar bulunmaktadır. Üzerinden zaman geçmesine rağmen silinmemiş izler vardır; zamanla yıpranmış ancak geri kalan izleri onu hatırlatmaktadır. Orada (Taybe), Peygamber'in hayalini ve onunla birlikte geçirilen zamanı ve onu toprağın altına gizleyen acımasız kabri tanıdım.
Orada durup Peygamber'e gözyaşı döktüm, ne mutlu onun için gözyaşı döken gözlere ve kirpiklere. Peygamber'in iyiliklerini hatırlıyorum, kendimi onları sayacak gibi görmüyorum, şaşırdım kaldım. Ahmed'in kaybının acısına rağmen, (yüreğim) Peygamber'in yaptıklarını sayıp durdu. Topluluğun içindeki herkes görevini yerine getirmektedir, ancak bana düşen ise gördüklerine şükretmektir. Uzun süre ayakta dururken, Ahmed'in bulunduğu kabrin üzerine gözyaşları sel olup akıyordu. Ne mübareksin ey Resulullah'ın kabri, sen de mübarek kılındın içinde.
Allah'ın desteklediği Peygamberin bulunduğu toprak! Üzerinde lahit taşı dizili, içinde iyi insanı barındıran mezar, sen ne mübareksin! Eller üzerine toprak döküyorken, gözler ona dikili kaldı, böylece toprağa (onunla birlikte) mutluluklar da gömüldü. Yumuşak başlılığı, ilmi ve merhameti kaybettiler, yastıksız, toprağın örttüğü bir akşamda. Aralarında Peygamberleri olmadan, kolları ve belleri bitkin düşmüş bir halde, hüzünle kala kaldılar.
O gün gözyaşı döktükçe gökyüzünü de ağlattılar, kendisine toprağın ağladığı kimse için insanlar, daha çok üzülmeli, ağlamalı. Herhangi birinin öldüğü günün sıkıntılarıyla, Hz. Peygamber'in öldüğü günün sıkıntısı birbirine denk midir? O gün aralarından vahyin kaynağını yitiriyorlar ki o, yükseklere inip çıkan bir nura sahipti. O, kendine uyanı rahmana götürür, belaların felaketinden korur ve doğruya iletir. O, arkadaşlarını büyük bir çabayla hakka ulaştıran bir rehber ve dürüstlüğün öğretmenidir, eğer ona itaat ederlerse mutlu olurlar.
Kusurları affeden, özürlerini kabul edendir. Eğer iyilik ederlerse, Allah, iyilik edenlerin en cömerdidir. Eğer başlarına bir felaket geldiğinde bu durumda O'na hamd etmeliler, zira felaket ne olursa olsun bunu kolaylaştıran yine odur! Allah'ın verdiği nimetin içindeyken bu onun varlığına delildir. Onun yoluyla ancak maksada varılır. İnsanların doğru yoldan ayrılması ona çok zor gelmekte ve onları doğru yola ve hidayete götürmeye özen göstermektedir. Onlara karşı müşfiktir, rahmet kanatlarını onlara sermeyi esirgemez. Onlar bu nurun içinde iken, nurlarına bir ölüm oku isabet etti.