Şeyh Galip kimdir? Hayatı ve eserleri nelerdir?
Şeyh Galip; Baki, Fuzuli, Nef'i ve Nedim'in de aralarında bulunduğu divan edebiyatının beş büyük temsilcisinden biridir. Yirmi altı yaşında, bir iddia sonucunda kaleme aldığı Hüsn ü Aşk'ı, altı ayda bitirmiştir. Sözden çok anlama önem vermiş, bunu da "Afet bana itibar-ı amme" şeklinde dile getirmiştir. Divan edebiyatının önemli şairlerinden Şeyh Galip'i, vefatının 221'inci yılında rahmetle anıyoruz.
Giriş Tarihi: 03.01.2020
14:52
Güncelleme Tarihi: 03.01.2022
15:17
Mevlana Dergâhı'nda çileye girdi
Usta kalem, çevresini derinden etkileyen kişiliğinin yanında, henüz genç yaşta etkili bir şair ve geniş kültürlü bir aydın olarak tanınmaya başladı. 1198'de Konya'ya gidip Mevlana Dergâhı'nda çileye girdi.
Divan edebiyatında tasavvufun özellikle mevlevilik koluna bağlı olan Galip, tasavvufun mazmun, çağrışım ve fikir hazinesinden faydalanırken, tek varlık inancını, ilahi aşk, insan yüceliği ve hoşgörülülük ilkelerini benimsedi.
"Hüsn ü Aşk"ı, 26 yaşındayken, 6 ayda kaleme aldı
Düşünce hayatının gelişmesinde özellikle Mevlana'nın Mesnevi eserinin büyük etkisi olan başarılı isim, 24 yaşındayken "Divan " eserini yazdı.
Şeyh Galip, 2 bin 101 beyitten oluşan ve aruzun "Mef'ulü-mefa'ilün-fa'ülün " kalıbını kullandığı başyapıtı "Hüsn ü Aşk"ı, 26 yaşındayken, 6 ayda kaleme aldı.
Galip'in yirmi altı yaşındayken kaleme aldığı Hüsn ü Aşk, 600 yıllık Divan edebiyatının son mesnevisi olarak kabul edilir. Allegorik bir anlatıma sahip olan mesnevide Muhabettoğulları kabilesinin aynı gün doğan iki evladı Hüsn ve Aşk, Mekteb-i Edeb'de tanışır. Hüsn'ün uğruna türlü türlü merhaleleri aşmak için yola koyulan Aşk, Kalp Ülkesi'ne, Gam Harabeleri'ne gider. Ateş Denizi'nden geçer; cadılar, gulyabanilerle boğuşur.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.
Divan edebiyatının önemli örneklerinden biri olan eser, kurgusal anlamda "Hüsn" (güzellik) ismindeki kız ile "Aşk" ismindeki erkeğin aşkını anlatan, tasavvufi bir tema ve temele sahip bir mesnevidir. Her satırında tasavvufi simgeler bulunan eserdeki, kişi ve yer isimleriyle, benzetmeler, İranlı Şevketi Buhari'nin Sebk-i Hindi (Hint üslubu) ile yazılmıştır.
Şeyh Galib ve Nabi'ye inat uğruna yazdığı Hüsn ü Aşk
Üçüncü Selim tarafından saraya davet edildi
"Hoş geldin eya berid-i canan Bahşe-t bana bir müvid-i canan Can ola feda-yı ıyd-i canan Bisüd ola mı ümid-i canan Yarin bize bir selamı yok mu" dizelerine de imza atan şair Galip, 28 yaşındayken Konya'da Mevlana'nın dergahına katıldı.
Birkaç yıl sonra İstanbul'da Yenikapı Mevlevihanesi'ne giren Galip, aynı yıl padişah olarak tahta çıkan Üçüncü Selim tarafından saraya davet edildi ve Galata Mevlevihanesi Şeyhliği'ne getirildi.
Üçüncü Selim'in Galata Mevlevihanesi'nde sık sık ziyaret ettiği usta edebiyatçı, bu dönemde "Galip Dede" olarak anılmaya başladı.
Zengin kelime haznesine sahipti
Galip, Divan ile Hüsn ü Aşk eserlerinde, şiirde kendine has bir üslup geliştirmeyi başarmasının yanında, iki eserde de yenilik vurgusunu sürekli ön planda tuttu. Zengin kelime haznesine sahip olan Galip, baştanbaşa mecazlarla örülmüş şiirleriyle de okuyucunun ilgisini gördü. Eserde, tasavvuf yolundaki bir salikin seyr ü sülük-i ruhanisi anlatılmaktadır.
Başarılı şair ayrıca "Şerh-i Cezire-i Mesnevi" ile "Es-Sohbetü's-Safiyye" adlı eserleri de edebiyatseverlerle buluşturdu.