Timur kimdir? Timur Müslüman mıydı?
Timur, tarihin en büyük cihangirlerinden biriydi. Zamana ve zemine göre değişen siyasi bünyeyi geliştiren, kalabalık orduları fetihlere yönelten etkili bir devlet adamı, askeri bir taktikçi ve strateji uzmanıydı. İslam medeniyetinin en önemli şehirlerinden biri olan ve bugün Özbekistan sınırları içinde bulunan Semerkant'ı "dünya şehri" haline getirmek için büyük çaba göstermişti. Peki, kısa zamanda etki alanını genişleten Timur kimdir? Timur Müslüman mıydı? Doğu, batı, kuzey, güney demeden hangi topraklara seferler düzenlemişti?
Giriş Tarihi: 28.09.2019
16:16
Güncelleme Tarihi: 18.02.2020
14:05
TİMUR NEDEN BÜYÜK BİR GÜÇLÜKLE KARŞILAŞMAYACAKTI?
Yıldırım Bayezid'in Anadolu'da Karamanoğulları'na karşı giriştiği mücadele neticesinde Konya, Lârende ve Aksaray gibi şehirleri ele geçirmesi, Kadı Burhâneddin'in öldürülmesiyle önce Amasya'yı, ardından Sivas'ı kendi topraklarına katması, 1399'da Memluk sultanının vefatı üzerine Fırat bölgesine inerek Malatya, Darende ve Divriği'yi işgal etmesi söz konusu ittifakın tam anlamıyla çökmesi demekti. Timur bu durumdan faydalanacaktı.
Hindistan seferinin ardından bir süre Semerkant'ta kalan Timur İran'a yöneldi. Kafkasların güneyindeki Gürcü ve Ermenilerin yeniden etrafa saldırılarda bulunduklarını öğrenmiş, daha önce Hülâgû Han tahtına gönderdiği oğlu Mîrân Şah'ın uygunsuz davranışlarından haberdar olmuştu. Kadı Burhâneddin ile Berkuk'un art arda ölümleri, Berkuk'un yerini çocuk yaştaki Ferec'in alması ve Memlük Devleti içindeki mücadeleler, Bayezid'in Anadolu'da birliği silâh zoruyla sağlamasının yarattığı hoşnutsuzluk Timur'un büyük bir güçlükle karşılaşmayacağını gösteriyordu.
TİMUR’UN BATIYA DOĞRU SON SEFERİ
Timur, 10 Eylül 1399 tarihinde "yedi yıllık sefer" diye adlandırılan (1399-1404) batıya doğru son seferine çıktı. 1399-1400 yılı kışını Karabağ'da geçirdikten sonra Bingöl'e ulaştı. Anadolu ve Suriye'yi istilâ etmek için siyasal ortam çok uygundu.
Timur'un Azerbaycan'a gelmesiyle yurtlarını terk eden Karakoyunlu Yûsuf Bey ile Celâyirli Sultan Ahmed, Timur'un Sivas'a gitmek niyetinde olduğunu işittiklerinden Memluklere sığınmaya karar vermişler, ancak bu gerçekleşmeyince Timur'un Sivas'ı ele geçirmesinin ardından güneye doğru indiğini görüp Bayezid'e sığınmışlardı.
TİMUR YILDIRIM BAYEZİD’E MEKTUBUNDA NE YAZDI?
Timur ile Yıldırım Bayezid arasında gidip gelen elçiler herhangi bir anlaşma zemini oluşturamadı. Yıldırım Bayezid'in Timur'un müttefiki Mutahharten'in merkezi Erzincan'a yürümesi Timur'a Anadolu üzerine tasarladığı seferi için meşrû bir sebep hazırladı. Fakat Timur, emanla teslim olduğu halde bütün halkını kılıçtan geçirdiği Sivas'ı zapt ettikten sonra önce güneye Memluklere yöneldi.
Suriye'de Halep, Hama, Humus ve Dımaşk gibi şehirleri aldı. Memluklere ağır bir darbe indirdi, ardından tekrar Tebriz'e döndü. Bu sırada Yıldırım Bayezid'e gönderdiği tehdit mektubunda kendi başarılarını sayıp döktü ve onun kendisine itaat etmesini istedi. Buna karşılık Bayezid de kendi soyunu ve zaferlerini sayarak savaş için hazır olduğunu bildirdi.
BAYEZİD’İ SUÇLAYIP SAVAŞIN SORUMLULUĞUNU ONA YÜKLEDİ
Timur bu cevaba karşı aralarında dostluk sağlanması gerektiğini, bu dostluğun kâfirlere karşı İslâm'ın gücünü arttıracağını yazdı; Bayezid'in oğullarından birini rehin olarak göndermesini ve kendisinin yolladığı hil'ati giymesini istedi. Bu açıkça Bayezid'in kendisine tâbi olmayı kabul etmesi anlamına geliyordu. Bu arada ordusunu takviye eden Timur, geride kalan son önemli rakibi Bayezid ile savaşa karar verdiğinden ona kabul edilemeyecek tekliflerde bulunmayı sürdürdü.
Önceki talepleri yanında Anadolu beylerinden alınan yerleri eski sahiplerine geri vermesini, Kara Yûsuf'un kendisine teslim edilmesini istedi. Bayezid bütün teklifleri reddetti. Timur böylece Bayezid'i suçlayıp savaşın sorumluluğunu ona yükleme siyaseti izliyordu.
TİMUR’UN ASKER SAYISI OSMANLI’DAN FAZLAYDI
10 Mayıs 1402'de hareket eden Timur Kemah, Sivas, Kayseri, Kırşehir üzerinden gelip Ankara'yı kuşattı. Bu sırada Yıldırım Bayezid de Ankara'ya yaklaşmış bulunuyordu. Savaşın cereyan ettiği saha doğuda Çubuk çayı vadisi (Ankara Esenboğa Çubuk Hacılar köyü); batıda Kuşçudağı, Miredağı, Ova çayı, Kışlacık deresi; kuzeyde Cankurtaran; güneyde Karacaviran, Kuşçudağı arasında kalmaktaydı.
Asıl vuruşma, Çubuk çayından itibaren batıya doğru yaklaşık 6 km. kadar uzanan Kızılcaköy deresinde cereyan etti. Tarafların kuvvetleri hakkında değişik rakamlar verilmektedir. Osmanlı ordusunun 70 bin kişi, Timur ordusunun ise bundan daha fazla olduğu bildirilmekteyse de Timur'un ordusunun daha kalabalık oluşu dışında bu rakamlar güvenilir değildir.