Timur kimdir? Timur Müslüman mıydı?
Timur, tarihin en büyük cihangirlerinden biriydi. Zamana ve zemine göre değişen siyasi bünyeyi geliştiren, kalabalık orduları fetihlere yönelten etkili bir devlet adamı, askeri bir taktikçi ve strateji uzmanıydı. İslam medeniyetinin en önemli şehirlerinden biri olan ve bugün Özbekistan sınırları içinde bulunan Semerkant'ı "dünya şehri" haline getirmek için büyük çaba göstermişti. Peki, kısa zamanda etki alanını genişleten Timur kimdir? Timur Müslüman mıydı? Doğu, batı, kuzey, güney demeden hangi topraklara seferler düzenlemişti?
Giriş Tarihi: 28.09.2019
16:16
Güncelleme Tarihi: 18.02.2020
14:05
TİMUR’UN ASKER SAYISI OSMANLI’DAN FAZLAYDI
10 Mayıs 1402'de hareket eden Timur Kemah, Sivas, Kayseri, Kırşehir üzerinden gelip Ankara'yı kuşattı. Bu sırada Yıldırım Bayezid de Ankara'ya yaklaşmış bulunuyordu. Savaşın cereyan ettiği saha doğuda Çubuk çayı vadisi (Ankara Esenboğa Çubuk Hacılar köyü); batıda Kuşçudağı, Miredağı, Ova çayı, Kışlacık deresi; kuzeyde Cankurtaran; güneyde Karacaviran, Kuşçudağı arasında kalmaktaydı.
Asıl vuruşma, Çubuk çayından itibaren batıya doğru yaklaşık 6 km. kadar uzanan Kızılcaköy deresinde cereyan etti. Tarafların kuvvetleri hakkında değişik rakamlar verilmektedir. Osmanlı ordusunun 70 bin kişi, Timur ordusunun ise bundan daha fazla olduğu bildirilmekteyse de Timur'un ordusunun daha kalabalık oluşu dışında bu rakamlar güvenilir değildir.
YILDIRIM BAYEZİD, TİMUR’A NASIL ESİR DÜŞTÜ?
Timur, Ankara Savaşı'nda Osmanlı ordusunu mağlûp etti. Yeni ele geçirilmiş Anadolu beyliklerinin askerleri Timur'un yanındaki beylerinin tarafına geçmişti. Bozgundan dolayı herkes bir an önce kendi yurtlarına dönmeye bakıyordu.
Devlet ileri gelenlerinden her biri bir şehzadeyi yanına alarak kaçmış ve yalnız kalan Bayezid esir düşmüştü. Bu durum Osmanlı Devleti'nde büyük bir krize yol açacak ve Fetret Devri başlayacaktı.
Timur, savaşın ardından başta Bursa olmak üzere Anadolu'nun çeşitli yerlerine asker sevk etti; kendisi Kütahya, Denizli, Aydın, Ayasuluk, Tire yoluyla İzmir'e gitti. 14'üncü yüzyılın ortalarından beri Türklerin elinden çıkmış bulunan İzmir'i ve etrafındaki bazı kaleleri aldı, şehri Aydınoğullarına bıraktı. Buradan Rumeli'ye geçmek niyetinde olduğu anlaşılmaktadır.
BİZANS İMPARATORU TİMUR’A BAĞLILIĞINI BİLDİRDİ
Nitekim Bizans İmparatoru Manuel Palaiologos'tan Rumeli'ye geçiş için gemi hazırlamasını istemişti. Manuel, Timur'un İstanbul üzerine yürüyeceği ihtimalini düşünerek elçi ve armağanlar gönderip bağlılığını bildirmişti. Fakat Timur bundan vazgeçti, İzmir'den tekrar doğuya döndü. Denizli'den Akşehir'e doğru yöneldiği sırada Yıldırım Bayezid'in Akşehir'de öldüğü haberini aldı (Mart 1403).
Bir yıl kadar Anadolu'da kalıp Anadolu beyliklerini canlandıran Timur, Ankara Savaşı sırasında kendi saflarına geçen Orta Anadolu'daki Kara Tatarlar'ın büyük bir kısmını göçtürerek (Temmuz 1404) Semerkant'a döndü ve bu seferindeki zaferlerini kutlamak için toylar, ziyafetler düzenledi.
TİMUR, ÇİN’E NEDEN SEFER DÜZENLEDİ?
Artık sıra Çin'e gelmişti. Timur'u Çin üzerine bir sefere iten sebepler tam olarak belli değildir. Kendisi bunu müşriklere ağır bir darbe indirmek maksadıyla açıklamıştı. 27 Kasım 1404'te Semerkant'tan ayrılarak Siriderya ırmağını buzların üstünden geçip Otrar'a vardı, fakat burada hastalanarak 18 Şubat 1405'te öldü ve Semerkant'taki türbesine defnedildi.
Geriye iki oğlu Mîrân Şah ile Şâhruh kalmış olmakla birlikte kendisi torunu Pîr Muhammed'i veliaht tayin etmiş, fakat buna rağmen kimse onun hükümdarlığını tanımamıştı. Delhi'den Moskova'ya, Çin'den İzmir'e kadar uzanan seferleri ve fetihlerine rağmen ölümünde vârislerine bıraktığı ülke o kadar geniş değildi. Ölümü oğulları ve torunları arasında şiddetli taht mücadelelerine yol açmış, sonunda küçük oğlu Şâhruh hâkimiyeti ele geçirmişti.
ASKERÎ BİR TAKTİKÇİ VE STRATEJİ UZMANIYDI
Büyük bir cihangir olarak tanınan Timur sade görünüşlü, başında kürk başlığı bulunan azametli bir hükümdardı. Oldukça zeki ve kurnazdı. Her şeyden önce göçebe kabilelerin bağlılığını kazanıp zamana ve zemine göre değişen siyasî bünyeyi geliştiren, kalabalık orduları fetihlere yönelten etkili bir devlet adamı, askerî bir taktikçi ve strateji uzmanıydı.
Daha başından itibaren durumunu güçlendirip meşruiyet kazanmak için kukla bir hanı tahta oturtup onun adına devleti idare etmek suretiyle bir taraftan Cengiz Han soyunun destekleyicisi tavrını sürdürürken Cengiz Han soyundan bir kadınla (Bîbî Hanım) evlenip "Küregen" (han güveyisi) unvanını kullanmaya hak kazanmıştı. Müslüman bir çevrede doğup büyüyen Timur eski Türk ve Moğol geleneklerini yaşatmaya çalışmış, bu arada töre/yasayı da ihmal etmemişti.