Slyvia Plath’in kaderini kendi ömrüne kazımış Nilgün Marmara
Nilgün Marmara… Boğaziçi Üniversitesi'nde orta kantinin üstündeki merdivenleri mesken tutmuş da oraya "Umutsuzlar Merdiveni," adını takmış başarılı bir öğrenci. Türk edebiyatının melankolik şair ve yazarı. Cemal Süreya'nın "Zelda"sı, Ece Ayhan'ın 'dünyaya yaralı bir insan'ı. Bu dünyayı başka dünyanın bekleme odası olarak gören, üç adımlık yer kürede uçsuz bucaksız bir sivil şair. 13 Ekim 1987 yılında daha otuzuna varmadan, 29 yaşında evinin balkonundan kendini bırakarak yaşamına son veren edebiyatçımız. Nilgün Marmara, 13 Şubat 1958 yılında dünyaya geldi. İşte, edebiyatımıza bıraktığı sözleriyle sessiz çığlığa gömülen kadın…
Giriş Tarihi: 13.02.2019
17:03
"Biliyorum bir gün dayanamayacak küçük kalbim. Arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim her şeye, Veda edeceğim."
13 Şubat 1958 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi Nilgün. Plevneli muhasebe müdürü Fikri Marmara ile Vidinlili Perihan Marmara'nın ikinci kızı. Kadıköy'de geçen çocukluk ve gençlik yıllarını, babası ile Bulgaristan'da geçen çocukluk ve gençlik yıllarını hiç unutmayan annesi şekillendirdi.
"Ne zamandır ertelediğim her acı, Çıt çıkarıyor artık, başlıyor yeni bir ezgi"
İlkokul beşinci sınıfta kolej sınavlarından hemen önce sokakta düşerek sol kolunu kıran Marmara, solak olmasına rağmen sınavda sağ elini kullanarak tüm kolejlere giriş hakkı kazandı. Önce kaydını Avusturya Lisesi'ne yaptıran ailesi daha sonra maddi imkânsızlıklardan ötürü kaydı geri çekmek zorunda kaldı. Bunun üzerine Marmara, ortaokul ve liseyi Kadıköy Maarif Koleji ve Lisesi'nde bitirdi.
"Unutuş bir kaynak olmalı, Yeni'yi her an'a yaymak için"
Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne girmeye hak kazanan Marmara, buradan "Sylvia Plath'in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi" adlı lisans teziyle mezun oldu.
Boğaziçi Üniversitesi'nde orta kantinin üstündeki, derslere girmediklerinde tünedikleri merdivenlere Umutsuzlar Merdiveni adını takmış Nilgün Marmara ve arkadaşları.
Nilgün Marmara denilince akla ilk gelen isimlerden ve şairin en yakınlarından biri olan Ece Ayhan 1987'de şöyle yazmış:
"Boğaziçi Üniversitesi'nde (ve daha önce Robert Kolej'de, 'yukarıda' ) okuyanlar iyi bilirler; orada, spor salonu ile kantinin bulunduğu yapıda bahçeye bakan ünlü bir 'umutsuzlar merdiveni' vardır; demirdendir. Kim bilir belki de bırakılmış bir yangın merdiveni! Okul arkadaşları anlatırlar: Nilgün Marmara Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Filolojisi'nde öğrenciyken derslere pek girmez ve garip bir 'kuş' olarak basamaklara tünermiş. Acaba büyük kanatları yüzünden uçamayan 'o' ( ya da 'bir' ) albatros mu? Denizler kuşu. Gözleri denizin derin yerleriyle sığ yerleri arasındaki maviliktedir işte!"
"hiç kullanılmamış bir zamanın gözkapaklarını açıyorum"
Nilgün Marmara'nın Ece Ayhan ve arkadaş çevresine dâhil olması Cemal Süreya sayesinde gerçekleşir. Özellikle Anglo-Sakson şiiri konusunda donanımlıdır ve şair arkadaşlarıyla sık sık şiir üzerine tartışmalar yapar. Kendisi de şiir yazdığı halde bunu en yakınlarına bile söylemekten kaçınması dikkat çekicidir.