Arama

Varoluşçu felsefenin kurucularından Martin Heidegger

Varoluşçu felsefenin kurucularından biri olarak bilinen Alman filozof Martin Heidegger, geçtiğimiz yüzyılın en büyük düşünürlerindendi. İlk olarak 1927 yılında yayımlanan Varlık ve Zaman kitabıyla felsefede bir çığır açtı ve "varlık" kavramına yeni bir soluk getirdi. Nazilerin iktidara gelmesiyle birlikte Nazi Partisi'ne katılan Heidegger, felsefi çalışmalarının yanında, özel yaşantısıyla da tartışmalara konu oldu. İşte 20. yüzyılın "varlık filozofu" Heidegger'in hayatı ve felsefesine dair çarpıcı detaylar...

  • 3
  • 10
VARLIK VE ZAMAN KİTABIYLA FELSEFE BİR ÇIĞIR AÇTI
VARLIK VE ZAMAN KİTABIYLA FELSEFE BİR ÇIĞIR AÇTI

1914 yılında ilk çalışması ve doktora tezi, "Psikolojide Yargı Kuramı" ile dikkatleri üzerine çeken Heidegger'in akademideki yolu açıldı ve 1923'te Marburg Üniversitesi'nde profesör oldu. Heidegger, 1927 yılında yayımladığı Varlık ve Zaman kitabıyla felsefe alanında yeni bir çığır açtı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı...

Yaratılmış varlık olarak canlı

Varlık ve Zaman kitabını incelemek ve satın almak için tıklayınız.

  • 4
  • 10
HEIDEGGER'İN FELSEFİ YOLCULUĞU
HEIDEGGER’İN FELSEFİ YOLCULUĞU

Varlık ve Zaman, yayımlanışından itibaren yalnızca varoluşçu felsefe açısından değil, 20.yüzyıldaki bütün felsefe tartışmaları bağlamında bir etki yarattı. Heidegger burada, bütün bir Batı felsefesi geleneğini metafizik olmakla eleştirdi. Nitekim yıllar sonra postmodern felsefe bu argümanı başka düzlemlerde yeniden değerlendirecekti.

Felsefe nedir? Felsefeye merak duyanlar için okuma listesi...

  • 5
  • 10
HEIDEGGER'İN EN TEMEL SORUNU: VARLIK NEDİR?
HEIDEGGER’İN EN TEMEL SORUNU: VARLIK NEDİR?

Varlık ve Zaman adlı eserinde Heidegger, en temel sorulardan birine cevap aramaktaydı: Varlık neydi? Heidegger varlık felsefesi geleneği ile kopmaz bir biçimde bağlantılı ve onun temsilcileri ile sürekli bir söyleşi içindeydi. Onun Batı düşüncesinin büyük metafizikçileri ile söyleşisi eleştireldi çünkü o, çağdaş düşüncede varlıkbilimsel araştırmanın unutulmasına katkıda bulunan bu gelenekte çok hata görüyordu. Bu sebeple eserinde var olan klasik felsefe geleneğini yıkmayı hedefledi.

Heidegger, ilk önce Descartes'ın metafiziği felsefe ağacının kökleri sayan benzetmesinden hareketle, "Felsefe ağacının kökleri hangi toprakta tutunur?" sorusunu sorarak metafiziğin ne olduğunu ortaya koymayı ve ilkelerin ilmi kabul edilen metafiziğin hangi temel üzerinde durduğuna açıklık getirmeyi amaçlamıştı. Heidegger'e göre Eflâtun'dan beri metafizik, "var olanı var olan olarak" konu edinmek suretiyle var olanla varlık arasındaki bağı koparıp atmıştı. Dolayısıyla gerçek felsefî düşünme metafiziğin temeline geri dönerek yola koyulmalı ve onu aşmaya çalışmalıydı. Nitekim varlığın anlamı Batı düşüncesinin felsefi geleneği tarafından unutulmaya başlanmıştı. Varlık ve Zaman çalışması varlığın unutulmuşluğuna yapılan büyük bir itirazdı.

  • 7
  • 10
YAŞAMI ÖLÜMÜN UFKUNDA TASARLAMAK
YAŞAMI ÖLÜMÜN UFKUNDA TASARLAMAK

Varlığın insanla bağının koparılışı zamandan yoksun bir varlık anlayışını gözler önüne sermiş, insan; dünyadaki hayatının aleladeliğine ayak uydurmuş ve "varlığının anlamının ne olduğunu" görmezden gelerek modern yaşamın büyüsüne kapılıp gitmişti. Varlık ve Zaman eserine göre kısaca varlık; zamandı ve bu zaman ölümle son buluyordu. O halde, Heidegger'e göre sahici bir insan olmanın ne olduğunu anlamak istiyorsak, yaşamlarımızı durmadan ölümün ufkunda tasarlamamız gerekiyordu.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN