Arama

Varoluşçu felsefenin kurucularından Martin Heidegger

Varoluşçu felsefenin kurucularından biri olarak bilinen Alman filozof Martin Heidegger, geçtiğimiz yüzyılın en büyük düşünürlerindendi. İlk olarak 1927 yılında yayımlanan Varlık ve Zaman kitabıyla felsefede bir çığır açtı ve "varlık" kavramına yeni bir soluk getirdi. Nazilerin iktidara gelmesiyle birlikte Nazi Partisi'ne katılan Heidegger, felsefi çalışmalarının yanında, özel yaşantısıyla da tartışmalara konu oldu. İşte 20. yüzyılın "varlık filozofu" Heidegger'in hayatı ve felsefesine dair çarpıcı detaylar...

  • 7
  • 10
YAŞAMI ÖLÜMÜN UFKUNDA TASARLAMAK
YAŞAMI ÖLÜMÜN UFKUNDA TASARLAMAK

Varlığın insanla bağının koparılışı zamandan yoksun bir varlık anlayışını gözler önüne sermiş, insan; dünyadaki hayatının aleladeliğine ayak uydurmuş ve "varlığının anlamının ne olduğunu" görmezden gelerek modern yaşamın büyüsüne kapılıp gitmişti. Varlık ve Zaman eserine göre kısaca varlık; zamandı ve bu zaman ölümle son buluyordu. O halde, Heidegger'e göre sahici bir insan olmanın ne olduğunu anlamak istiyorsak, yaşamlarımızı durmadan ölümün ufkunda tasarlamamız gerekiyordu.

Heidegger'ın düşüncesine göre, insan bu dünyaya öylece bırakılmıştı. Bu bırakılmışlık fikrini birkaç yönden varoluşçu felsefenin temel argümanlarını sürdürerek derinleştirmişti. Heidegger'in insan için kullandığı sözcük, çeşitli şekillerde çevirisi yapılabilen fakat genellikle "orada olma" olarak ifade edilen "Dasein"dı. Bu terim insanın dünyadaki etkin varoluşunu belirliyordu. İnsan, varoluşun ortasına öylece, orada bir varlık olarak -dasein- atılmıştı. Bu bir tercih ya da seçimin sonucu değildi. Ve insan, bu bırakılmışlık içinde tercihler ve seçimleriyle kendi yaşamını ileriye doğru kuruyordu. Burada zorunlu bir özgürlük deneyimi söz konusuydu. İnsan kendi varlığını gerçekleştirmek üzere ölümüne kadar sürekli seçimler ve tercihler yapmak durumunda, yani özgürlüğünü gerçekleştirmek zorundaydı. Heidegger'in felsefesinde ölüm fikri, bu bakımdan önemli bir yer tutuyordu. İnsan, dünyaya bırakılmışlığında ölüme yazgılı olduğu için varoluşunu buna göre gerçekleştirmeliydi.

  • 9
  • 10
"DİL VARLIĞIN EVİDİR"
DİL VARLIĞIN EVİDİR

Heidegger, ayrıca yapısalcılığa benzeyen fakat başka bağlamlarda işlenen dil konusunu felsefeye temel bir kategori olarak soktu. Onun bütün felsefi kategorileri dil bağlamında işlerlik kazandı. Bu sebeple Heidegger denilince ilk akla gelen "Dil varlığın evidir" cümlesi oldu. Heidegger'in yaklaşım biçimi, bilimsel eğilimli çevrelerdense daha çok edebi odaklı olan akademik çevreler tarafından ilgi gördü. Aynı zamanda edebiyatçı olan Sartre ve Albert Camus gibi varoluşçu felsefeciler, ayrıca yapısalcılık ve varlık felsefesi gibi diğer felsefe akımları da çalışmalarında onunla açık ya da örtük diyalog halinde oldular. Heidegger'in çalışmaları, özellikle dil bağlamındaki analizleri ve felsefenin metafizik olarak eleştirisi mantığı; postmodern felsefenin gelişiminde de önemli köşe taşlarıydı.

  • 10
  • 10

Heidegger, felsefi çalışmalarıyla olduğu kadar yaşamı ve çeşitli dönemlerde sergilediği politik tutumlarıyla da tartışma konusu oldu. Modern felsefenin ve modern hayatın önemli bir tahlilcisi olarak görülürken aynı zamanda özel hayatına karşı büyük tepkiler de aldı. Özel hayatına yapılan saldırıların bu kadar şiddetli olması, Almanya'da 1930 ile 1940 yılları arasında boy gösteren yıkıcı olaylardaki rolünden kaynaklanmaktaydı.

1933 yılından itibaren Nazilerin iktidara gelmesiyle birlikte Heidegger Nazi Partisi'ne katıldı. Bu dönemde Freiburg Üniversitesi'nde rektör oldu. Nazilere katıldığı gerekçesiyle 1945'te üniversiteden uzaklaştırıldı sonrasında ise 1952'de yeniden üniversiteye dönebildi. Heidegger'in bu dönem boyunca izlediği politika her zaman tartışma konusu olduğu için ünlü düşünürün çalışmalarının değerlendirilmesine de gölgeler düşürmüştü. Heidegger, özel yaşantısında yaptığı yanlışları dile getirse de üzerine düşen gölgelerin uzaklaşmasını sağlayamamıştı. Fakat her şeye rağmen teorik çalışmaları, felsefe tarihindeki önemli yerini günümüzde kadar muhafaza etti.

Heidegger, ardında koca bir düşünce dünyası bırakarak 44. yıl önce bugün Freiburg'da hayata gözlerini yumdu ve okula giderken her gün önünden geçtiği ailesinin Messkirch'de yattıkları mezara gömüldü.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN