ABD, 11 Eylül'de 'saldırıya' mı uğradı?
Bundan tam 17 yıl önce bugün, dünya için bir dönüm noktası sayılacak, yeni bir olaya daha şahitlik ettik. "Süper güç" ABD, New York'un sembol binalarından olan İkiz Kulelerin yerle bir olmasıyla sarsılıyordu. Canlı yayınlarda uçakların kulelere çarpma anı tekrar tekrar gösteriliyor; dönemin ABD başkanı Bush, bu saldırıları "medeniyetler çatışması" olarak nitelendiriyordu. 11 Eylül saldırılarını gerekçe gösteren ABD, tüm siyasetini "teröre karşı mücadele" kılıfıyla şekillendirecek, böylece işgallerini meşrulaştıracaktı. Müslüman coğrafyalarını kana bulayan ve dünyayı "İslamofobi" kavramıyla tanıştıran ABD, gerçekte "saldırıya" mı uğradı?
Giriş Tarihi: 11.09.2018
13:25
Güncelleme Tarihi: 12.09.2018
15:04
KAÇIRILAN UÇAKLARA NEDEN MÜDAHALE EDİLMEDİ?
11 Eylül saldırılarının ardından, uzmanlar akıllarda soru işareti olarak kalan birçok detaya değindiler.
ABD ordusu, dört uçağın kaçırıldığından haberdardı ve bu uçakların hiçbirine "düşürmek" amacıyla müdahale etmemişti. İddialara göre, dönemin Başkan Yardımcısı Dick Cheney, "Uçakları düşürmeyin" talimatı vermişti.
İKİZ KULELER NEDEN ÇÖKTÜ?
İddialardan bir diğeri, İkiz Kulelerin çok kısa sürede tamamen çökmesine yönelikti. Birçok teorisyen, binaların içine önceden patlayıcıların yerleştirildiğini ve yıkımın planlanmış kontrollü patlamalar nedeniyle gerçekleştiğini söylüyor.
Uzmanlara göre kuleler, daha uzun sürede ve yana doğru yıkılmalıydı. Çöküşten kısa süre önce çevreden patlamaların duyulması, uçağın çarptığı katlardan çok, alt katlardaki bazı pencerelerde şiddetli enkaz püskürmeleri görülmesi, bu iddiaları doğruluyor.
BİNALARDA BULUNAN ÇELİK ALAŞIM NASIL ERİDİ?
İkiz Kulelerin yakınında olan 7 numaralı binanın yangından dolayı yıkılması da, bir başka dikkat çekici detay. Uzmanlar, çelik kafesli bir binanın böyle bir yangından yıkılmasının normal olmadığını, patlayıcılarla kontrollü olarak yıkıldığını savunuyor.
Resmi açıklamalara güvenmeyen bazı bilim insanları, olay yerinden aldıkları dört ayrı toz örneğini incelediklerini ve ısıtıldığında şiddetli patlamaya sebep olan alaşımlar bulduklarını belirtiyor. Bu kişiler, İkiz Kulelerin içinde de tonlarca alüminyum-demir oksit karışımının ve başka patlayıcıların bulunduğunu söylüyorlar.
Bir diğer ilginç açıklama ise, binada kullanılan çelik iskeletin, yanan uçak yakıtının ortaya çıkardığı sıcaklık sebebiyle eridiğine yönelik. Ancak uçak yakıtı 400 ila 800 derece arasında yanıyor. Binanın iskeletinde kullanılan çelik alaşımın erimesi için gereken sıcaklık ise, 1500 derece. Bu sıcaklığın altında yanan uçak yakıtının, çeliği eritmesine imkân bulunmuyor.
Konuya dair iddiaları yansıtan görüntüleri izlemek için tıklayın.
KULELERE ÇARPAN CİSİMLER YOLCU UÇAĞI MIYDI?
En dikkat çekici iddia ise, kulelere çarpan cisimlerin gerçekte "yolcu uçağı" olmadığı yönünde. Olay anında çekilen görüntülerde, Güney Kuleye çarpan uçağın camları gözükmüyordu. Uzmanlar, bu uçağın orduda kullanılan Boeing 767 tipi yakıt ikmal uçağı olduğunu ve içinde yolcu olmadığını belirtiyor.
Pentagon'a gerçekleştirilen saldırıda da hasarın yayıldığı alan, bir uçak çarpması için oldukça küçük. Uzmanlara göre, sıkı güvenlik önlemleriyle korunan Pentagon'a Boeing 757 çarpmadı; bir füze, küçük bir uçak ya da insansız uçak çarptı. Ortalıkta bulunan uçak enkazı olarak gösterilen parçalar ise, tamamen düzmece.
O anları izlemek için tıklayın.
TERÖRİSTLERİN PASAPORTU NASIL SAĞLAM KALABİLDİ?
O günlere dair bir başka ilginç detay ise, 11 Eylül saldırısını gerçekleştirdiği iddia edilen "teröristlerin" , o yıkımdan ve ateşten zarar görmeyen, olay yerinde birkaç gün sonra bulunan pasaportlarıydı.
Devasa büyüklükteki İkiz Kulelerin yerle bir olduğu, tonlarca çeliğin ve uçak motorlarının eridiği bir saldırıda, uçağı ele geçiren Mohammed Atta'nın pasaportu sapasağlam bir şekilde olay yerinde bulunmuştu.
Detaylı bilgiye ulaşmak için tıklayın.