Aksa Tufanı yeni bir intifadanın ayak sesleri olabilir mi?
İzzeddin el-Kassam Tugayları 7 Ekim'de karadan, denizden, havadan ve çok sayıda noktadan "Aksa Tufanı" adını verdikleri kapsamlı bir operasyon başlattı. Buna karşılık işgalci İsrail, Gazze'de katliama başladı. Yaşanan son gelişmelere bütüncül bir bakış açısıyla bakabilmek amacıyla HAMAS'ın nasıl kurulduğu, 7 Ekim'de gerçekleşen savaşın sebebini, siyasi-sosyal hayatta nelere yol açacağını Orta Doğu Uzmanı Zahide Tuba Kor ile konuştuk.
Giriş Tarihi: 11.10.2023
11:12
Güncelleme Tarihi: 11.10.2023
17:59
◾ Betül Sav: Sizce bu olaylar yeni bir intifadanın ayak sesleri olabilir mi?
◾Orta Doğu Uzmanı Zahide Tuba Kor : Yeni bir intifada olabilir; ben çok daha fazlasını, çok-cepheli bölgesel bir savaşı bekleyenlerdenim. İsrail sadece Gazze'deki değil, Batı Şeria ve Lübnan'daki HAMAS'ı da Hizbullah'ı da hedef alma niyetinde. Hatta İran'a müzahir Suriye ve Irak'taki örgütleri de vurmaya kalkışabilir. Yani cepheyi genişletecek gibi görünüyor.
Birinci ve İkinci İntifada'da ne oldu?
◾ Betül Sav: Mescid-i Aksa'nın akıbeti ne olacak? Fanatik Yahudiler neden sürekli mabede baskıda bulunuyor?
◾ Orta Doğu Uzmanı Zahide Tuba Kor : Benim bu süreçte iki korkum var. Birincisi, HAMAS'ın İsrail içinde yüzlerce Yahudi'yi öldürmesini veya esir almasını bahane ederek aşırı sağcı Yahudiler Batı Şeria, Kudüs ve İsrail içindeki Filistinli nüfusa etnik temizlik yapmaya kalkışabilir. Zaten uzunca bir süredir şiddet uygulayarak Filistinlileri tıpkı 1948 ve 1967'de olduğu gibi topraklarını terke zorlama planı yapıyorlardı. Bu arada İsrail tarihinin en aşırı sağcı hükümetinden destek ve güç alarak Yahudi yerleşimciler zaten bir yıldır hemen her gün Filistinlilere saldırıyorlar. Dolayısıyla bu savaşı bir etnik temizlik kampanyasına dönüştürüp yeni bir büyük mülteci dalgası oluşturmaya kalkışabilirler.
◾ İkincisi, daha evvel de belirttiğim gibi, yıllardır aşırı sağcılar Mescid-i Aksa'nın statüsünü değiştirmek için uğraşıyorlar. Mevcut kaostan nemalanarak Haremü'ş-Şerif'teki Babü'r-Rahme Mescidi'ni sinagoga dönüştürmeye kalkışabilirler. Hatta düşük ihtimal olarak görsem de Mescid-i Aksa'yı yıkmaya kalkışabilirler. Burada kritik olan nokta, Filistinlilerin ne ölçüde maharetle direnip İsrail'e geri adım attırabilecekleri ve tabii dünya kamuoyunun ne tepki vereceği.
◾ Betül Sav: Bu süreçte ülkeler taraflarını belli etti. Büyük bir savaş çıkarsa sizce HAMAS 'ın yanında olacak ülkeler var mı? Türkiye için ne düşünüyorsunuz?
◾ Orta Doğu Uzmanı Zahide Tuba Kor : Şimdiye kadar İran başta olmak üzere az sayıda ülke açıkça İsrail'in karşısında ve HAMAS'ın yanında durdu. Türkiye de dahil Arap ve İslam ülkelerinin çoğu, taraf olmak yerine itidal çağrısı yapıyor. Ama zaman içinde İsrail'e tepki giderek artacaktır. Bölge halkı ve Filistinliler on yıllar sonra ilk defa düşmanına karşı bu çapta bir başarı gördü, bu çok önemli. 16 yıldır abluka ve tecrit altında hayat mücadelesinin verildiği Gazze'den çıkan HAMAS hareketi, bütün güvenlik duvarlarını aşıp İsrail'in -daha doğru bir ifadeyle dedelerinin toprakları- içine girdi.
◾ Savaşlarını hep düşmanın topraklarında veren İsrail'in ilk defa kendisi çatışmanın sahası oldu. Bu, 1948-49'dan bu yana görülmemiş bir şey. HAMAS şimdiye kadar en az 700 İsrailliyi öldürdü ki bu sayı daha da artacaktır. Yüzlercesini de esir aldı. İsrail'in imajını yerle bir etti, Mossad efsanesini yıktı. Bu, Arap halklarını derinden etkiledi.
◾ İsrail çok sert ve kuralsız bir şekilde Gazze'ye saldırırsa, ki öyle görünüyor, şu an İsrail'e tam destek verenler de kamuoyu baskısı karşısında geri adım atabilirler. 1990'larda Orta Doğu Barış Süreci'nde Arap ülkeleri İsrail'i resmen tanımasalar da kültürel ve ekonomik alanda temsilcilikler açarak ilişki kurmaya başlamıştı. Ama 2000 yılında İkinci İntifada patlak verince Şaron'un katliamları karşısında İsrail'in bütün ofislerini kapattılar. Dolayısıyla İsrail, intikam hırsıyla ve caydırıcılığını geri kazanmak için fazla ileri giderse 2020'de başlayan normalleşme süreci ve bölgesel denge İsrail aleyhine değişebilir.